Su gözünü tuhaf bir bakışla sabahın ilk işiklarında tak tak pencere vuran serçelerin kakart sesiyle açtı bu ne diye söylendi kendince yorganı üzerinden kaldırıp of başim diyip kafasına iki eliyle biraz sıkıp yataktan kalkıp mutfağa gidip kısa bir süre sonra elinde fincan içi kahve dolu yudum layıp odasına döndü dışarıda iki serçe daha önce pencerenin kenarına koyulan ekmek lokmalarını yiyordular su ilk kez buna şahit oluyordu yavaşça hareket etmeden izlemeyi tercih etti onları iki serçe ekmek lokmalarını mideye indiriyordular ama nöbetleşe yapıyordular bazen ürküp bir birlerini kolluyordular su hiç kıpırdamadan onları izliyordu kendince düşündü hiç kimse beni kollamadı beni gizlice bile izlemedi nasıl bir dünyada yaşiyoruz biz böyle diyip kahveden bir yudum aldı ama o yudum o kadar ağırdıki sanki sırtına tonlarca yük almiş gibi o yudum nefes borusunu yırta yırta indi aşağıya 1 saat sonra işe gitmek için hazırlandı kendince konuşmaya başladı işi baya astım biraz para kazanma vakti diyip aynanın karşisına geçip güzelliğine güzellik kattı ve ekledi bu güzelik maskemin ardında kaç hayatın canı yandı bilemem ama tek bildiğim bir şey var son olamayacak liste kabarık diyip bir kahkaha attı kız deli ne gülüyorsun diye seslendi Eylül yok birşey akıllım diye cevap verdi dün nereye apar topar gittin hava almak için çıktım e şimdi nereye işe abla çok boşladım işi bu hafta yoğunum kaç davam var onların dosyalarına bir göz atmam lazım diyi evden çıktı bir saat sonra büronun kapısı açıp içeri girdi odasına yönlendi odasın kapısı açtığında koltukta ayaklarını uzatan eski dostunu gördü ay diyip biraz geri adım attı kısa bir süre sonra ne işin var burda nasıl girdin diye sordu su gel gel otur biliyorsun ben heryere girerim korkutummu ben korkmam diye cevap verdi su masasına yönlenip koltuğuna oturup ne istiyorsun yine hergün karşima çıkıyorsun bu yıl tökezledin görüyorum hissediyorum içindekiler sana ağır gelmeye başladı sakın dışa vurma sakın anlatma anlatırsan neler olacağını tahmin bile edemesin diyip ayağa kalkıp su un oturduğu masaya adımlarını atıp su içten içe ürperiyordu ama fark etmesini isteniyordu eski dost su un oturduğu koltuğun arkasına gidip eğilip su un saçlarına eliyle dokunup bir kaç
Saç avuçlayıp burnuna götürüp koklayıp su un kulaklarına fısıldadı kaç cümle su yun oturduğu masada kalemliğin aynası vardı su çaktırmadan aynadan bakıyordu su bir eliyle titreyen ayaklarını sımsıkı tutuyordu korktuğunu hisetmesin ama eski dost herşeyin farkında idi anladınmı diye ekleyip avuçladığı saçları öpüp bıraktı unutma dediklerimi yaşamak için sır tutmak lazım başarısan yaşarsın başaramasan yanarsın tekrar görüşürüz deyip iki parmağını çıtlatıp siyah bir gül meydana geldi onu suyun oturduğu masanın önündeki sehpada vazoda papatyalar vardı onların arasına koyduğunda siyah gül kırmızı rengini aldı bu senin için su sadece izlemekle yetindi olup bitenleri arada zorlukla yutkunuyordu eski dost dönüp çıktı onun çakmasıyla su koltuktan kalkıp vazonun içindeki güle elini atıp çıkarıp atacaktıki dikeni eline sapladı of deyip hızlıca elini çekip parmağındaki kanı emdi yaaaa diye bağırıp pencere yönlendi ama nafile hiç bir şey göremedi tekrar koltuğuna oturup bir sıgara yakıp düşünmeye başladı......
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEYTANLA ANLAŞAN KADIN
Mystery / ThrillerHer insanın kendince korkuları olur bazen anlatmaya korkarsın sessiz usulca sokaklarda geçersin sanki takip edilmiş gibi hisedersin....