ŞEYTANLA ANLAŞAN KADIN

YIKILA YIKILA

Zaman o kadar hızlı geçmeye başlamıştıki su içten içe her geçen  gün daha çok duygusala bağlamıştı ki bu düştüğü halden hoşnut olmayan Eylül yine o günler den bir gün sabah son ses müzik sesiyle gözlerini açtı eylül Müslüm babadan yıkıla yıkıla müziği evi inletiyordu ay bismillah bu ne ya diyip yataktan  fırlayıp müziğin geldiği sese doğru yürüdü ses terastan geliyordu hızlıca merdivenleri çıkıp terasa geldi aniden durdu su un o halini gördüğünde  sol elini yandaki duvara tutunup sırtını duvara dayayıp yavaşça dizlerini kırıp oturdu su sandalyede dizlerini karnına çekmiş bir vaziyete oturmuş çenesini dizlerine dayayıp iki elindeki parmakları ağzında ısıra ısıra ağlıyordu kimse ağladığını fark etmesin diye ama müziğin sesini hesaba katmamıştı farkında bile değildi belkide o kadar çok göz yaşı dökmüştükü elleri kolları su içinde idi aşağıya yere doğru damla damla süzüyordu bunu gören Eylül koluyla duvara yaslanmayı tercih etmişti bu hüzünlü bir o kadar da duygusallık bir kaç dakika daha devam ettikten sonra Eylül daha fazla dayanamayıp ayağa kalkıp müziği kapattı su başını hafif kaldırıp Eylül'e bir bakış atıp iki gözlerini kapatıp açtı gözleri kıpkırmızı kan dolmuş bir vaziyete idi Eylül diğer  sandalyeyi çekip karşısına oturup niye böyle yapıyorsun canım bana anlat lütfen su tekrar başını kaldırıp abla dayanamıyorum artık yoruldum bana ağır geliyor yaşadıklarım tamamda güzel bacım anlat anlatmıyorsun ki ne ağır geliyor abla unutmak için ne yapmam lazım içiyorum olmuyor ayık oluyorum olmuyor özlüyorum abla o Allah'ın cezasını özlüyorum beynimden gitmiyorum şu mal beynim onu düşünerek bana ihanet ediyor ya kurduğum düşlerimi çaldı ya abla onsuzken onunlayım hayatımı çaldı kurduğum düşlerimin hırsızı oldum cezasını düşünerek ağlayarak ödüyorum hani derler ya abla serçe hiç ağlayamazmış demi Eylül'de başını sallayarak evet anlamında çünkü ağladığında göz yaşı düştüğünde ölüyormuş buna bile razıyım abla Eylül iki eliyle su yu oturduğu yerden kaldırmaya çalıştı hadi kalk elini yüzünü yıka biraz kendine gel Kahvaltı yapıp dışarıya çıkalım hadi biraz havamız olsun hadi diyip kaldırdı aşağıya indiler su lavabonun yolunu tuttu Eylül mutfağa gidip kahvaltı hazırlamaya başladı o anda kapının peş peşe kırılcasına vurulduğunu ve zil uzun uzun çaldığını fark etti ay bismillah kim ya kapıyı vurmuyor yumrukluyor sanki kendince söylenip kapıyı açmaya gitti Eylül