😭KAYBEDİŞ😭

33 1 0
                                    

Tak tak tak Kim o kapıyı aç güllü hanım ben muhtar güllü hanım sabah bu saate muhtar mı diyip kapıyı açıp buyur hoşgeldin muhtar hayırdır sabah sabah inş hayırdır hayırdır güllü hanım dün ilçeye indim ordan postahaneye uğradım mektup falan varmı acaba bizi köydeki ahaliye orda senin kızın adına bir zarf vardı onu getirdim güllü endişe yüz ifadesiyle sordu ne yazıyor ki bilmem açmadım özel olduğu için güllü benimde okumam yazmam yok ama dur kız uyuyor onu çağırayım buyur sen bahçede otur muhtar bahçe bulunan odundan yapılı sekide oturdu güllü hanım teleşlı bir şekilde kızım kızım kalk sadem of anne diyip bir gözünü açıp pencere doğru bakıp anne saat kaç ki yedi offf anne niye erken kaldırıyorsunki beni bu saate kızım sana bir zarf gelmiş ne diyip tek gözü kapalı olan sadem in diyer gözünu açıp zarfmı nerde diyip yorganı üzerinde atıp annesinin eline baktı nerde zarf kızım sakin ol muhtar getirdi oda bahçede oturuyor çardakta sadem üzerindeki pijamalara aldırış etmeden evden çıkacaktıki kızım ayıp bir şey giy offf anne aklım gitti tamam ya kızım niye böyle heyecanlandın bizim bilmediğimiz bir şeymi var evet anne Hayat memat bir şey ona laf kızım sadem hem elbiseleri giyip bir taraftarda annesinin sorularına cevap veriyordu annesi çok endişeleniyordu yatağın üzerine oturmuş şaşkın okadar da korkulu bakışlarla dinliyordu bunu fark eden sadem yanına geldi aaaa benim güzel anam endişelenme şimdi ben liseyi bitirdim ya ünüversite sınavlarına girdim ya eeee işte onun cevabıdır kazanıp kazanamadığım cevabı ben size süprüz yapacaktım biliyordum bu günlerde gelecekti işte odur güllü hanımın endişe bakışları mutluluk tebessümüne döndü sadem annesinin yanağına bir öpücük kondurup bir likte evden çıkıp muhtarın yanına gittiler muhtar amca hoşgeldin hoşbuldum kızım ben herzamki gibi ilçeye indin postahaneye uğradım bizim köyün posta kutusunda bu zarfı buldum senin adına dün geç geldim sabah getirem dedim diyip sademe uzattı sadem heyecanlı bir okadar da merak içindeydi eline aldı zarfı muhtar ve annesi açmasını beklerken sadem zarfı alıp açmadı annesi sordu kızım niye açmıyorsun anne babam akşam gelsin hep beraber açalım onun hakkı bizim üzerimizde çok var adam çobanlık yaparak beni ukuttu annesi bu lafları duyduğunda göz yaşlarına hakim olmayıp kızına sarıldı muhtar müsade isteyip bana inş müjdeli haberi verirsiniz diyip gitti kızım elini yüzünü yıka kahvaltı yapalım sadem elindeki zarfı sekiye bırakıp bahçede bulunan musluğu açıp yıkanıp annesi kahvaltıyı hazırlayıp beraber kahvaltı yaptıktan sonra akşam babasını beklemeye başladı zarfa dokunup hava güneye doğru tutup içindeki yazı görünüp görünmediğine bakıyordu okadar heyecanlıydıki annesi bahçeyi süpürüp bir taraftan kızının hareketlerini izleyip gülümsüyordu bir taraftan da Allaha yalvarıyordu Allahım sen kızım için ne hayırlıysa o olsun inş gönlüne göre ver bütün herkesin içinde bizim zaman geçde olsa geçmişti artık akşam olmuştu babası inek sürüsünü köye getirmişti güllü hanım yemeği hazırlayıp Mahmut beyi bekliyorduki Mahmut amca bahçeye girip güllü güllü buyur geldim bey elinde havluyla Mahmut beye doğru yürüdü Mahmut bey herzamanki gibi çeşmeyi açıp elini yüzünü ayakları yıkayıp terlikleri giyip güllü havlıyı uzatıp güllü muhtar bir zarf tan bahsetti o ne zarfıymış o anda sadem elindeki zarfla babasını yanına geldi babasının yanağına bir öpücük kondurdu dur kızım islağım olsun ne yazıyor ki zarfta babacım ben açmadım seni bekledik sen aç oy oy benim güzel kızım diyip kucakladı kızını sekiye doğru gidip oturup bismillahi diyip zarfı açıp içindeki kağıdı sademe uzatı ben açtım sen oku bize nefesleri sanki tutulmuştu dile kolay insanın tüm hayatı bir kağıt parçasına bağlı yada hayalleri tüm birikimleri ya mükafatını alacak yada tekrar hayal kurmak için başka baharlara kalacaktı sadem titreyen elleriyle kağıdı açıp sesiz okumaya başladı olumsuz bir sonuç olursa annesini babasını üzmek istemiyordu annesi babası sadem in yüz rengine bakıyordu pür dikkat kısa bir süre sonra sadem anı akan göz yaşlarına hakim olmadı ama tebessüm ederek ağlıyordu bu seviş göz yaşlarıydıki belliki elindeki kağıdı bırakıp bir kolunu babasının boynuna diyer kolunu annesin boynuna atıp kazandım diyip gök yüze bakıp Teşekkür ler teşekkür şükürler olsun Allahım diyip bir birlerine sımsıkı sarıldılar baba anne ünürvesiteyi kazanmışım hemde sağlık ne sağlığı baba doktor olacam inş hepsinin mutluluğu görünmeye değerdi kızım nerde okuyacan nereyi kazandın baba Ankara okuyacam Ankaramı tek başina oy kuzum büyük şehir oralar offf hanım benim kızım cesaretli merak etme ona güveniyorum peki kızım ne zaman baba 3 ay sonra ama biz senle gidelim 2 ay sonra okula kaydı yapmamız lazım ve birde yurda baş vurmamız lazım tamam diyip zaman su gibi akıp gidiyordu artık ayrılık zamanıydı sadem babasından annesinden ayrılmayı istemiyordu ama hayata bir yerden başlaması gerekiyordu uzun uzun vedaşladılar köy münübüse binip ilçeye oranda şehire ordan bilet alıp ankara geçecekti annesi göz yaşlarına hakim olmuyordu onu teselli etmekte babasına düştü bak hanım gittim gördüm oraları güzel merak etme bana güven benim aklıma uymasaydı göndermezdim şimdi ağlama kız üzülmesin diyip araba hareket etti anne baba dua edip babası ince ince göz yaşlarına hakim olmaya çalişiyordu belli etmeden muhtar mahmut amcanın koluna girip köy kahvesine götürdü sadem üzüntü ve sevincin karmaşık bir duygu içinde düşünmeye başladı münübüs te bulunan yolcularla sohbet ediyordu arasıra 1 saat sonra arabadan inip şehire giden arabaya binip yolculuğuna devam etti bir buçuk saat sonra şehire varıp otogara gidip daha önce babasıyla birlikte bilet aldığı yere gidip ankaraya bilet aldı 8 saat yolculuk yapacaktı geceye bilet alıp gündüz Ankara olmak istiyordu otobüs kalkmasına saatler vardı zaman geçirmek istiyordum karnıda açılmıştı bir şeyler atıştırmak istiyordu otogarın karşisındaki cadde gözünü bir lokanta takıldı oraya doğru yürüdü yemeğini yiyip hesap ödedikten sonra garsona yönelip buralarda bir kitap evi falan varmı yada kitap alabileceğim bir yer garson bir sokak altta olduğunu söyledi teşekkürler diyip çıktı o sokağa doğru yönelip küçük bir kitap satan dükkana girdi bir göz attı her taraf kitap doluydu neşeli bakışlarla raflara bir göz attı bir iki kitaba göz atıp öz yazıyı okudu tekrar bıraktı sayfası fazla olmayan ve aşk üzeri kitap arıyordu otobüste okumak için okumayı çok seviyordu hele aşk kitaplarına bayılıyordu o anda yanına gelen kitapçı amca kızım ne tür kitap bakıyorsun yardımcı olayım aşk yada tarih yaşlı adam durakladı tarihmi evet insanın tarihini nerden gelmesi çok önemli adam çok etkilemişti sana bir önerim var kızım sen tarih kitabını al bende sana bir aşk kitabını hediye edeyim olurmu yok gerçekten sağolun kızım insanların bir birlerine hediye edilecek en güzel şey kitaptır hem bu kitap çok güzel yeni çıktı sadem bir tarih kitabını aldı ücretini ödedi diyer kitabı uzattı yaşlı adam sadem kitabın ön kapağına baktı kitabın ismi dikkatini çekti SENDEN YOKSUN aklına ailesi geldi yaşlı adam bu kitap yeni çıktı raflarda kalmadı bu kitabı merak edip okudum ve satmadım hediye vermek istedim işte sana kısmetmiş oku olurmu yaşanan çok güzel hayatlar var üstelik en güzeli sevginin değerini bilen ve aşkın en güzel tanımıdır bence bu kitap sadem yaşlı adamın kitap için söylemlerini dinledikten sonra merakı birazdaha arttı teşekür edip ayrıldı otogara doğru yürüyüp bir kaç saatini orda kitap okumakla geçirmek istedi bir zaman sonra yolculuk saati gelip çatmişti heyecan ve karamsızlığı aynı ayda yaşiyordu içten içe kolay değildi yeni hayat yeni insanlar istemesede düşünmek zorundaydı ya hayalleri ona adil davranacaktı yada hayallerine düşman olacaktı bilinmez ama içten içe bir of çekti her insanın yaptığı gibi sevdiklerinden ayrıldığı zaman cam taraf koltuğunu seçip başini cama koyup düşünmeye başlar insan nasıl bir büyüdür bilinmez ama kafanı o cama yaslandığında rahatlıyor insan bir nebi terepi gibi muhabenin sesiyle irkildi anlık sadem siz hanım efendi çaymı kahvemi diye bir soru karşisinda kahve diye cevap verdi sadem kahveyi aldıktan sonra kısa bir göz attı otobüsün içine yanında oturan yoktu fazla yolcuda bulunuyordu yerinde kalkıp otobüsün içindeki eşya dolabı açıp çantasını alıp yanındaki koltuğa koyup içinde senden yoksun kitabı çıkarıp eliyle dokunup burnuna götürüp bir güzel koklayıp öz yazıyı okuyup kitaba başladı arda kahvesini yudum layıp okuyordu kısa bir süre sonra otobüsün içindeki işiklar kapandı sadem içten içe kitabın içinde kendini hissediyorduki başini kaldırıp of ya işiklar baktı kitabın içindeki ayracı alıp kaldığı yere koydu kitabı kapatıp çantasına geri koyup arkasına yaslanıp gözlerini kapatıp yorgun bir okadar da duygulu günün yorgunluğu içinde kısa bir zaman sonra uyumaya daldı 4 saat sonra sabah güneşi tam sadem in gözlerini vurdu artık uyanma vakti geldi diyercesine uyandırdı o sıcaklık hisettirmişti gözlerini açıp offf ya heryerim tutulmuş diyip etrafına bakındı kısa bir zaman muhabenin anosu geldi 30 dk ihtiyaç ve kahvaltı molası verdi otobüsten inip elini yüzünü yıkayıp bir çay alıp otobüse geri döndü annesinin yolluk için zorla çantasına koyduğu yiyecekleri çıkarıp ah anam ah diyip istemeden göz yaşlarına hakim olmadı anneler ne kutsal insanlardır hakkı ödenmez hastalandığında bir yerim ağrıdığında müşkül durumda olduğunda ilk onun adı anılır o kadar büyülü bir kelimeki sanki o kelimeyi televuz ettiğinde tüm olumsuzluklar olumlu bir hal alır. Biraz yiyecekten koparıp ağzına attı ama sanki ağzında büyüyor gibiydi o lokma çaydan bir yudum alıp gözlerindeki sistem dışı akan yaşları silip kitaba tekrar elini atıp kaldığı yerden okumaya başladı yapraklar bir bir okuyup çevirmeye başladı bazen durup camdan dışarıya bakıp tekrar okuyordu bir kaç saat sonra değerli yolcularımız yolcuğımuzun sonun gelmiş bulunuyoruz bizi dercih ettiğin için firmam adına teşekkür edip tekrar başka bir yolcukta görüşmek üzere kendinize iyi bakın diye onusu duyduktan sonra çantasını alıp otübüsten inip yarı uykulu okadar da yorgun gözlerle şehiri biraz inceleyip kendince dua edip ya mismillah diyip kalacağı yurda gitmeye karar verdi 3 ay sonra sadem okula iyice ısınmıştı arkadaşlarıyla beraber geceleri dışarıya çıkıp vakit geçiriyordular artık yurt onları sıkmıştı giriş çıkış saatleri onlara huzursuzluk yaratıyordu biz insanlar fazla sıkıya gelemiyoruz herşey den şikayet edip daha ileri gitmeyi düşünüyoruz hep bir fazla özgürlüğe düşkün bu bizim fıtrafımız da var 3 arkadaş karar verip sömestır tatilinden sonra ev kiralayıp girelim diye karar aldılar evra ve asya ile kiralık ev aramaya başladılar bir zamma sonra ev bulup kiraladılar evra İstanbulda doğup büyümüştü haliyle eğlenceye düşkündü Asya İzmir de doğup büyümüştü oda evradan aşağı tarafı yoktu sadem onlara göre kırsal bölgede doğup büyümüştü ama gün geçtikçe onlara ayak uyduruyordu onlar gibi değildi belli cizgileri vardı onları elinden gelinceye kadar uymaya çalişiyordu ama diyer arkadaşların onu dışlamaktan korkuyordu sıradan bir gündü herzanki gibi Asya odasından çıkıp sadem evra gelmedimi daha yok ben görmedim halla halla bu kız nerde kaldı belki dersi uzamıştır yok aslında bana dedi arkaşımla buluşacam erkekmi evet diye cevap verdi Asya saat gece 2 oldu sadem merak içinde Asya diye seslendi gelmedi evet gelmedi arayalimmi ara uzun uzun telefon çaldı 2 kere cevap yok birazdaha bekliyelim sadem endişe içindeydi Asya ona göre birazdaha sakindi aradan 10 dk geçti zil çaldı ikisi teleşla kapıyı açtılar evra erkek arkadaşının kolunda ayakta zor durmakta zorluk çekiyordu merhaba kızlar diyip sarhoş vaziyette idi erkek ardaşi evrayı eve bırakıp sadece göz teması kurup Asya bir kolunu diyer kolunu sadem tutup içeriye aldılar kapıyı kapatıp oturma odasına götürdüler sadem bir kahve yapıp içirdiler evraya evra kahveyi zor bela içim koltukta sızıp kaldı Asya sirlenmişti olanlara vay eşek oğlu eşek pic kimbilir kıza ne içirdi itoğlit diye sadem asyanın küfürleri duyunca şaşkına dönmüş bir vaziyette sinirlenme inş birşey yok diyip olumsuz havayı yumuşatmaya çalişiyordu ama düşünmedende edemiyordu acaba yanliş mi yaptım eve çıkmakla evranın üzerine bir şeyler örtüp odalarına gittiler sabahın ilk işiklarıyla evra uyanmıştı offf başim diyip zor bela kalkıp elini yüzünü yıkayıp kahvaltı hazırlayıp kızları çağırdı kızlar kalkıp yıkanıp mutfakta kahvaltı masasına oturdular Asya sinirli bir yüz iafedesiyle kaşları kalkıp evraya bakıyordu evra ben bu yüz ifadesini bir yerden hatırlıyorum diyip gülümsedi sadem onları izliyordu suskun bir vaziyette Asya elini masaya vurup neydi dün o halin kızım senin ne vardiki halimden erkek diyip gırgıra vuruyordu hele o itoğlit gözümüze bakıp bir şey söylemeden siktir olup gitti kim okanmı he Okan offf sende Asya felekten bir gece çaldik onu bunu boş verinde bir gece klubi keşfettik yeminle harika ortam süper asya kafasını salayıp kime ne anlatıyorum kız sana bir şey yaptımı ya yok sadece öpüştük diyip Hi Hi ama güzeldi sadem tırsmaya başlamıştı içten içe kiminle ev arkaşi olmuşum diyer cesine ama bir taraftan asyanın tavırları hoşuna gitmişti asyadan biraz güç almişti bir gün beraber gidelim olurmu hazır sömestır dolu kafaları boşaltırız o kadar övgülü büyülü kelimeler kullanıyordu evra onun özelliği oydu sanki diliyle tüm insanları büyülüyordu olumsuz havayı yumuşatmayı iyi biliyordu yerinden kalkıp asyanın arkadan boynuna sarıp bir öpücük kondurdu bak sadem taniştırayım bu benim kocam ha ha diyip yerine oturdu manyak ya bu manyak diye cevap verdi Asya hey kızlar bu gün sizi o mekana götürecem ozaman bana hak verirsiniz varya yeminle zengin picler  yığınla altındaki arabaları bir görseniz onlarda hayır gelmez diye söze girdi sadem bizene el alemin arabasından zenginliklerinden ne ise akşama hazır olun diyip masadan kalktı evra saat gece 9 evra odasından. Çıkıp hadi kızlar diye seslendi Asya evrayı yanlız bırakmamak için kabul etti gitmeyi ama sademi ikna etmek çok zor oldu bir süre sonra evden çıkıp taksiye binip gece kulübün yolu tuttular 20 dk sonra malum Mekana geldiler sadem in ürkekliği herhalinden belli oluyordu evra sademe dönüp ya çekinme diyip koluna girip emin adımlarla içeriye girdi müzik son ses içeri tıklım tıklım dolu idi sadem aniden durup ortama göz atıp şaşkınlığını gizleyemedi evra gözleriyle sanki birileri arar gibi sağa sola bakıp sonra elini kaldırıp hadi gidelim şurdalar kim şurda diye sordu Asya gelin gelin diyip insanları arasında yara yara arkaya doğru gittiler Asya ve sadem dün evrayı bırakan çoçukla göz göze geldiler Asya bozuk bir yüz ifadesiyle pic burda evra naber canım diyip çoçuğun dudaklarına bir öpücük kondurdu rahat tavırlarıyla dönüp tanıştırayım Asya buda sadem kızlar buda Okan merhaba diyip elini uzatı Okan Asya istemeden elini tokalaşıp merhaba dedi sadem sanki bu dünyada yeni gelmiş gibi sadece insanları izliyordu Okan asyayla tokaşıp sademe elini uzatmiştiki sadem oralı bile olmadı dalgın bir vaziyette hey uçma diye seslendi evra  aaaa pardon diyip tokalaştı sadem okanla e ne içersiniz kızlar müzik sesi okadar yoğunduki kimse kimseyi duyamıyordu Okan eğilip evranın kulağına ne içersiniz dedi evra dünkünin aynısından bana asyayla göz göze gelip ne içersin diye mimik hareketiyle sordu Asya kafasını kaldırıp kaşlarıyla içmem birşey sadem vişne suyu evra iki vişne suyu bir süre sonra garson içeceklerle masaya geldi sadem içecek ten bir yudum almiştıkı yan masada bir erkekle göz göze geldi erkek elindeki içecek bardağını havaya kaldırıp sağlığına diyerek bir harekette bulundu sadem ani bir dönüşle diyer tarafa döndü yüzünü asyanın kulağına doğru eğilip ya bir şey diyecem gidelimmi bana göre değil diyip rahatsızlığını dile getirdi Asya biraz daha bekle canım bende sıkıldım ortamdan ama bu manyak evra gelmezki haline baksana uçmuş bu bunu böyle yanlız bırakmayalım  lütfen peki diyip ortamı izlimeye başladı adamın olduğu yöne doğru baktı adam gözlerini sademden ayırmıyordu aradan 1 saat geçti karabalık iyice çoştu arkolun verdiği etkiyle insanlar uçuşa geçti sözü tam buna denir kimse ne yaptığı bilmez halde Asya lavaboya gitmem lazım tamam dur birlikte gidelim sadem ikisi kısa bir süre sonra kalabalığı yarıyarak masa geldiler Evra ayakta durmakta zorluk çekiyordu hadi gidelim da diye zerzerişte bulundu asya yok yok az bekle olurmu asoş diyip yanağına sesli bir öpücük bıraktı evra sonra iki elini kaldırıp hopa hopa diye çalan müziğe eşlik etti asya içten içe bir şeyler yapmam gerekir diye düşüp Okan'a sert bir bakış atıp kafasını yana salladı hadi anlamında Okan Asya'nın nasıl bir yapıda olduğunu az çok işitmişti evradan ikiletmeyip eğilip Evranın kulağına birşeyler fısıldadı sonra Toparlamaya başladılar masaya hesap işareti yapıp beklediler o anda evra aniden yere yığıldı Asya evra evra diye seslendi evra çoktan İstanbul İzmir ikametine kalkan uçuş hasilasyonu görüyordu yardım et Okan diye seslendi Asya ne book vardı bu kadar içmeye ya götürelim temiz hava alsin sademe dönüp hesabı öde gel olurmu canım tamam diye cevap verdi sadem onlar evrayı alıp çıkışa yöneldiler hesap masaya geldi sadem hesabı ödeyip masadan ayrılacaktıki arkadan bir ses işitti burdan bizim hesabıda alırmısın sadem hızlı bir şekilde arkasına döndü diyer masada gözleriyle onu testiren çoçuk karşisinda elinde 100 dolar masa atıp üstü kalsın diyip çıkışa doğru gitti sadem masadaki 100 dolara bakıp buda neydi şimdi kısa bir afalanmış gibi oldu masada duran 100 doları alıp hey hey ben garson değilim ya al şuparayı diyip çoçuğun gittiği yere doğru hızlı adımlarla gitti merdivenlerden inip kapıya yöneldi çoçuk orda ya şu paranızı alıp ben garson değilim ya diyip çoçuğa uzattı çoçuk gülümseyerek biliyorum garson değilsiniz sizinle tanışmak için böyle bir numaraya kalkıştım ancak sizinle bu şekilde diyalok kurabilirdim ve kurdum diye ekledi bide yaptığınla gurur duyup karşimda pişkin pişkin gülümsüyorsun he aptal diyip parayı sıfatına atıp kapıyı açıp çıktı sağa sola bakıp az ötede taksinin yanıda evranın elini yüzünü suyla yıkadığını gördü Asya'nın onlara doğru yöneldi ve dönüp arkasına bir kere o çoçuğun ne yapacağını merak etti gelip gelmediğini aslında biz insanların bazen hayatlarımıza bir bakış yada bir söz yada tebessümle yada bir merakla yön veriyoruz ben ozaman arkama bakmasaydım şimdi bu durumda olmazdım nasıl oldu evra iyi iyi diye cevap aldı Asya'dan taksiye binip eve doğru yol aldılar sadem ikide bir taksinin arka camından arkasına dönüp bakıyordu endişe bakışlarla bir zaman sora eve vardılar Asya ile birlikte evranın koluna girip eve çıkaracaklar sadem sağ tarafına bir an döndü ilerde bir araba yeni park işiklarını kapadığını fark etti dahada çok endişelendi eve çıkardılar Asya canım ben bu kızı bir duşun altına koyup çıkarayım olur tamam dedi sadem benden yatağını hazırlayım diyip pencere doğru yöneldi işiği açmaya korkuyordu perdenin yanını biraz aralayıp dışarıya baktı arabanın olduğu yere araba orada idi ama bulunduğu yerden içini göremiyordu az bir süre öyle bekledi sonra evranın yatağını hazırlayıp tekrar pencere gidip dışarıyı gözetledi ama arabanın içinde ateş gibi küçük bir kıvılcım fark etti kısa bir süre tekrar ayni şeyi gördü bu bir sıgara kıvılcımı olduğunu anladı arabada birileri sigara içtiğini anladı biraz bekledikten sonra aniden odanın işiği yandı ürperdi birden ay diye bir ses çıkardı sadem o sesle işiği yakan Asya korktu ne yapıyorsun sadem karanlıkta ya korkuttun beni diyip sadenin yüzüne baktı sadem rengin niye solgun ne oldu yok bir şey ya ne oldu desene evra nerde kurulanıyor tamam onu yatağına getirelim anlatırım peki diyip evranın yanına gitti Asya onu yatağına koyup iyimisin evra oda başini iyim anlamında salladı Asya yorganı üzerine atıp bir öpücük annına kondurup işiği kapatıp sademin yanına gitti sadem mutfakta çay suyu koymuş kaynamasını bekliyordu evet canım senin derdin ne ya vallah bir şey yok dedi hayır cevabını aldı Asya mutfakta bulunan masaya oturup bir sıgara yakıp buyur dinliyorum sadem dökül sadem çayı demleyip masaya koyup oturdu ve onlardan sonra olanları anlattı ama burda olduğunu anlatmadı dışarda arabada çünkü Asya'yı iyi tanıyordu alatsa Asya o araya gidip o adama ağzına geleni söyleyip camlarını indirdi offf ne gündü ya diyip kafana takma canım diyip çay doldur sabaha ne kaldıki dolaptan kahvaltılıkları çıkaralım kahvaltı yapıp bari öyle uyuyalim olur cevabını aldı kahvaltı yapıp uyumaya gittiler bir kaç gün sonra sadem okul yolunda giderken yanına bir araba gelip durdu merhabalar bir şey soracaktı dedi sadem herhalde bir adres tarifi için durdu zannedip eğilip duran arabanın camına içindekiyle göz göze geldi o çoçuk olduğunu görüp tekrar hızlı adımlarla yürümeye başladı adam arabayla onu geçip ilerde el firenini çekip arabadan indi sademe doğru yürüdü bakın hanım efendi niyetim sizi rahatsız etmek değil sadece sizle bir kahve içmeme izin verin 5 dk lütfen sonra yemin olsun sizi rahatsız etmem gayet mantıklı bir açıklamanın karşisinda her gün korku içinde olacağına bir kere yüzleşmek en iyisidir diye düşünmeye fırsat olmadan peki diye cevap verdi 5 dk ama dersten sonra okulun bahçesindeki cafede peki zaman akıp geçti bir kahvenin kırk yıl hatırı var bu kahve lafı gerçek oldu o gün o kahveyi içtik aradan günler aylar geçti hatta yıllar geçti bizim olmayan sevgimiz ateş oldu aşk oldu 2 yıl geçti çok mutlu idik okulu bıraktım onun için babam anneme yalanlar attım okuyorum diye onunla kimse duymasına görmesine ihtiyacımız yoktu sadece bir birimizin birbirimize sevgimizin sevgisine ihtiyacı vardı bir gün bana süprüz yaptı dediki yarın çok güzel bir yere gideceğiz nereye süprüz dedi heyecanla yarını bekledim beni geldi evde aldı Karadeniz turuna çıkıyoruz dedi herşey ayarlamışım dedi ben gelemem dedim bilet aldı annemi babamı özledim onların ziyaretine gidecem dedim tamam ya tatilimizi yapalım ben seni memleketine götürürüm dedi arabayla mecbur kabul ettim mutluluktan uçuyorduk zaman hızlıca akıp gidiyordu karadenize geldik balıkçıların bulunduğu iskeleye geldik arabayı park etti bekle dedi geliyorum indi arabadan bir balıkçı tekmesine doğru gitti bir adam vardı onunla biraz konuştu adam kafasını salladı cebinde bir miktar parayı çıkarıp adam uzatı adam saymadan gömleğin üst cebine koydu adam teknenin halatını denizden çekmeye başladı arabaya döndü bizimki arabanın arkasında bulunan arka bağaçtan bir koli çıkarıp tekneye doğru gitti koydu sonra tekrar yanıma geldi arabanın kapısını açıp elini uzatıp hadi canım gel bende şaşkın bakışlar arasında acaba bu sefer hangi süprüzde sıra diye merak ediyordum elini tutup tekneye doğru yürüdük tekneci adam tekneyi çaliştırıp fazla açılma olurmu tamam reis dediğim gibi reis bir şeyler tarif edip tekneden indi ve hareket ettik denize doğru ya sen bilmiyorsun kullanmayı adam niye indi sus sadece dediğimi yap ve kullanmak kolay sadece bu dümeni tutacan yön sende kullanmak istermisin dedi olur dedim biraz açıldıktan sonra durdurdu motoru elimi tuttu gel benimle tekneye koyduğu karton kutuyu elini atıp açtı içinde 2 poşet çıkardı bu senin dedi uzattı poşeti açtık içinden bir gelinlik çıkardı ben gözlerime inanamadım bu ne şaşırdım sus giy dedi burdamı evet dedi di diyer poşette takım elbise ve kaptan giysisi vardı şaşkınlıklar içinde ve okadar mutlu bir şekilde giyindim otur dedi oda ilk takıp elbise üstüne kaptan cüpesini giyip şapkasını takıp siz. Evlenmek için bana geldiniz sizin birbirineze aşık olduğunuzu tüm kalbimle hisedip bu nikaha şahit ve kıyma mutluluğunu Şeref'ine Nail oluyorum sen sadem bu deliyi kocan olarak kabul ediyormusun diye bana soru sordu ben evet diye bağırdım sonra sonra sen deli sademi karın olarak kabul ediyormusun dedi ve üstündeki cübbeyi şapkayı çıkarıp yanıma oturup evet deyip kalktı yine karşima geçti siz balıklar ve deniz canlıları şahitsiniz diyip karı kocasınız artık Gelini öpe bilirsin diyip tekrar şapkayı çıkarıp beni uzun uzun öptü ve artık dönme vakti diyip tekrar elbiseyi ve gelinliği çıkarıp döndük duygularımı anlatmakta güçlük çekiyorum bu olaylardan sonra ne diyebilirimki herşey güzel geçti otele geçtik 10 gün tatilden sonra beni memleketime bıraktı onsuz olamiyordum aileme anlatamadım çünkü onların gururunu yıkamazdım hallerinide bir mutluluk çıkmazındaydım bir hafta sadece ayrı kalabildim özleyip döndüm herşey okadar büyülüdükü taki o kara gün gelip çatıyana kadar.

ŞEYTANLA ANLAŞAN KADINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin