Artık okul umrumda değildi sabah kalmak zorunda değildim dersin ortasında uyuklamak yoktu hocaların gözünü giripte güzel not alma çabası yoktu bunları kendimce düşünüp tüm hayatımı bu sevdiğim erkek üzerine adamıştım sokak ta yürüdüğümde sağıma soluma gülücükler atıp içten içe haykırıyordum sevmek okadar bana büyülü güzel geliyordu içimden sokakta tanımadığım insanları durdurup hey bakarmısınız sizde birini seviyormusunuz yada aşık mısınız diyesim geliyordu sonra vazgeçiyordum sormaktan onu her an özlüyordum ayrı kaldığımda ve hep arıyordum günde bazen 50 bazen 80 bazen 15 dk bir arardım halen aklım başimda iken onu sevdiğimi defalarca söylemek isterdim akşam işten eve geldiğinde şirinlik yapıp beni şımartmasını isterdim evliydik ama resmî değildi bazen düşünüyordum bu olayı ve hep konusunu açtığımda güzel bir iltifat yaptığında geçiştirip giderdi sorum havada kalırdı hep önemli olan biz kağıt barçasın önemi yok derdi ve ben aileme bu konuyu hiç
Açmadım açmakta istemezdim günler aylar okadar güzel geçiyordu ufaktan ufaktan hamile belirtileri görünüyordu bunun farkındaydım ve tam kesin sonuç alıp bunu sevdiğim insana güzel bir süprizle paylaşmak istiyordum sevdiğim insanın bunu duyduğunda havalara uçup bana sarılıp gözlerime bakıp sevgi sözlerini diyip beni kocaman öpücüklerle kutlamasını hayal ederdim hep nihayet o gün geldi sabah heyecanlı bir şekilde doktor randevuma gittim o mutlu haberi alıp biraz alış veriş yapıp eve geldim güzel bir yemek yaptım sevdiğimin en sevdiğinden yanına tatlı güzel giyinip onu beklemeye başladım herşeyin kusursuz olmasını istiyordum telefonu elime alıp yine aradım bu gün biraz erken gelmesini rıca ettim biraz kendimi iyi hissetmediğimi söyledim tam diyip hızlıca gelecem diyip telefonu kapattı 10 aradan geçmişti zil çaldı kapıyı açtım telaşlı bir ses tonuyla beni gece elbisesiyle görünce şaşkın bakışlarını fark ettim hatun iyimisin sen diyip yanağından bir öpücük bıraktı iyim canım diyip elinden tutup salona doğru götürdüm salonun işiklarını kapatmıştım büyük kalın mumları yakıp odanın gececinin büyüsüne hazırlamıştım mumların ufak yanan ateşler okadar büyülükü hep yakar izlerim insana huzur verir noluyor dedi parmağımla dudağına dokundum sus anlamında salona adımını attı her taraf ufak ateşlerlerle mumdan yazı yazmiştim (AŞK) o güzel anbiyas karşisinda kendimce onun ne tepki ne söyleyeceğini merak ediyordum ve döndü dediki kız hatun Evi yakacan diyip işiği açtı bende sinirli bir bakış attıp oha ya diye istemsiz laf ağzımdan çıktı benim bozulduğu görüp gönlümü almaya çaliştı yanağından bir tane daha öpücük kondurup neyi kutluyoruz diyip yüzüme baktı bende onun elini tutup karnıma koyup baba oluyorsun canım dedim hızlıca elini karnımdan çekip ne ne diye cevap verdi evet baba oluyorsun canım dedim adam resmen deliye döndü lafımdan sonra benim niye haberim yok ben hazır değilim maksattın ne çok kötü kelimeler kullanıp çıkıp gitti evden sadece seyirci kaldım onun laflarına ve hal hareketlerine kendimi okadar aptal ve yanlız hisettimki masanın yanındaki sandalye ye yavaş oturup biraz suskun kaldıktan sonra istemsiz haykırışa boğuldum sıgara üzerine sigara yaktım bir mühdet üzerimdeki olumsuzluğu bırakıp eski özüme dönüp onun gelmesini bekledim sabah 4 civarıydı anahtar sesi geldi kapıyı açmaya çalişiyordu kapıyı açıp içeri geldi oturma odasında oturuyordum onun gelmesiyle pis bir kokunun geldiğini fark ettim ayakta zor durur bir şekilde içki içip sarhoş olmuştu odaya adımı atıp atmaz yandaki çekyatın üzerine düşüp sızdı o gün anladım artık rüya bitti yakında gerçekler başlıyacak herkeye hazırlıklıydım gün aydınlanacak ya tamam ya devam ama o tepkilerin sebebini öğrenmek istiyordum aradan biraz vakit geçtikten sonra sabah ezanı okundu hoca okadar yanık okuyorduki gerçi bunu hep yapardım ezan çok güzel her vakitte okunması ama sabah ezanı ap ayrı bir lezzet dinlenmesi bide o günün istediğin gibi geçmemisse yerimden kalkıp pencere doğru yürüp pencereyi açıp gözlerimi kapatıp sesizce ezanı dinleyip içimden dua etmeye başladım 2 dk sonra ezan bitti pencereyi tekrar kapatıp çek yatta uzanan kocamın pantonunu ve çeketini çıkarıp rahat yatması için bir yastık ve üzerini örtmek için örtü attıp yanına sokulup uzandım gözlerimi açtığımda saat sekizi geçiyordu kalkıp elimi yüzümü yıkayıp kahvaltıyı hazırlayıp seslendim kalk kahvaltı yapalım zar zor uyandırıp kalvaltıya oturdu ben masanın bir başina diyer masanın bir başina oturduk hiç ses seda yok sadece arada sırada elini annına koyup kafasını ufalıyordu gözlerini benden kaçırıyordu fark ettim kahvaltını yaptıktan sonra kalkıp giyinmeye gidip kısa bir süre sonra gelip hadi giyin hastaneye gidelim dedi içimi bir nebze olsa mutluluk girdi taki 2 Ci cümleyi duyana kadar çoçuğu aldıralim büyümeden ben buna hazır değilim ya çoçuğu aldırırsın yada biz diye bir şey olmayacak gözlerimden ufak ufak yaşlar aktı böyle bir insana ne diye bilirsin sarf ettiğim sözlere tükettiğim nefese yazık odaya gidip yatağımın kenarına oturup ağlamaya başladım sesizce benim göz yaşlarımı fark edip güçsüz olduğumu fark etmesin diye içten içe yandım kısa bir süre sonra bunun böyle yürümeyeceğini düşünüp herşeyden vazgeçerim zavallı günahsız çoçuğun günahına girmiyeceğimi ne olursa olsun doğuracağım kararını kendimce alıp ağlamanın sırası olmadığını düşünüp gözyaşlarımı elimle silip besmele çekip düştüğüm yerden kalkıp yatağın altında iki valizimi çıkarıp elbiselerimi doldurup ona ait olan zinnet hediye eşyaları bırakıp son bir kes adaya bakip çıktım salona geldim o mutfakta sıgara içiyordu göz göze geldiğimizde kalkıp bana doğru yürüp bunlar ne oluyor gidiyorum dedim ben çoçuktan vazgeçmem dedim çılgına döndü hayır gidemesin dedi dış kapıya doğru yürüdüm kapıyı açtım bir valizimi dışarıya koydum ikincisini aldım bağırıp çağırdı gidemesin diyip eline ne geldiyse yere atıp kırdı ben kapının eşiğinde durmuş ona bakıyordum sonra bana komşular kapıları açıp bizi seyrediyordu iki elimi attıp valizlerimi kapıp adımı attım merdivende inecektim arkamdan iki elimle valizlerimi çekip gidemesin diyip valizleri çekti o anda dengemi kayıp ettim sadece kafamın merdiven kenarındaki demir korumalarına deydiğini hissedip merdivenden aşağıya yıvarlandığımı gözü açtığımda ev arkadaşlarım ve annemin hastane odasında yanımda olduğunu rüya hayal hatırlıyordum ardan 23 gün geçmiş bitkisel hayatta olduğumu biraz toparlandıktan sonra bebeğimi sorduğumda ev arkadaşlarımın ağlamaklı cevap annemin yorgun düşünceli bakışlarını gördüm o anda anladım çoçuğumu kaybettiğimi yükseksesle ağladığımı gördüm babamı sordum annemin haykırışına şahit oldum beni hastane kaldıklarında kocam kazaya sebebiyet ten dolayı ceza evine en yakın olarak okul arkadaşlarıma ve eski ev arkadaşlarıma ulaşip onlarda telefonumun rehberinden köyün muhtarına ulaşıp annem ve babamın haber vermeleri babam doktordan olayı öğrenmeye gittiğinde herşeyi duyduğunda hamile kaldığımı çoçuğunu kaybettiğimi bitkisel hayatta olduğuma dayanamayıp kalp krizi geçirip tedavi altına alınıp 2 gün sonra hayatını kaybetmesi annemi yıkmıştı herşeye ramen anne yüreği yanı başimda dua ediyordu
Zaman sonra iyileştikten sonra annemi alıp tekrar eve gidip ne yapacağımızı düşünmeye başladım babamın mezarına gitmek istiyordum ama yüzüm tutmadı köye gitmeye babam beni okutmak için adam çobanlık yapıyordu ben ne yaptım onun ölümüne ve sebebiyet verdim dilden dile düşürdüm içimdeki yangın sönmedi iyice alev alev yükseliyor mezarına gidicek kadar yüzüm yok af dilemek için annem desen bu dünyada o ve ben sadece kaldık aile olarak şimdi güçlü olmanın zamanı ama düşünceler beni zavanlı yapıyordu ilk işim yeni bir eve taşinmak oldu eşyaları toparlayıp gitmek oldu izimi kaybetmem lazımdı hatta şehir değişmem lazımdı okula yeni başlamam lazımdı zamanla şehiri değiştim gündüzleri okula geceleri çaliştim bir yıllık açığım vardı mezuniyet için ve biskolok doktoru oldum ve görev aldığımda yine şehir değiştim annem artık düşünceler içindeydi bir gün sabah kalkerken namazdan sonra ölmek için Allah'a yalvardığına şahit oldum sessizce oturup iki elimdeki parmakları ağzıma koyup o anı şahit olup ağladım yeni şehir artık yeni görev herşey sanki yerine oturuyordu tam herşey güzel gidecek derken annem fenalaşıp hayatını kaybetti tek sanki duası kabul olmuştu onun için ve içimdeki yangını söndürmek için bir şey yapmam lazımdı muhtarı aradım olayları anlattım ve ondan yardım istedim anneni köye götürüp babamın mezarın yanına defin etmekti artık herşeyle yüzleşmem gerektiğini fark düşünüp o köye gideceğim kaybettiğim hiç bir şey yoktu değer duyduklarım varlıklarımı kaybetmiştim köyün yoluna düştük zaman 1 gün sonra vardık annemi son yolculuğuna uğurladıktan sonra köylülerin merak bakış ve gizli bana bakıp ne fısıldıklarını tahmin etmez zor değildi herkes mezardan gittikten sonra muhtar amca yanıma gelip gidelim kızım dedi yok amca ben biraz daha duracam diyip muhtar amca gittikten sonra babam ve annemin mezarlarındaki ortasına oturup önce dua edip Allah tan af dileyip sonra babamdan ve annemden af diledim babamın toprağını annemin birer avuç toprağını alıp ağzıma yüzüme koyup doyasıyla ağladım ve hiç bir daha ağlamamaya söz verdim tekrar annemin ve babamın toprağından biraz yanıma alıp yaşadığım şehire geri döndüm işte ben buyum benim gerçeklerim bu ve hiç birzaman gerçeklerinden kaçmadım daha doğrusu kaçamadım diyip kıpkırmı olan gözleriyle geri dönüp Eylül ile su a dönüp ama bu son ağlayışımdı diyip offff beNot:eski köylerde bir muhtar ölüm hariç 20!yada 25 yıl muhtarlık yaparlardı😂
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEYTANLA ANLAŞAN KADIN
Mystery / ThrillerHer insanın kendince korkuları olur bazen anlatmaya korkarsın sessiz usulca sokaklarda geçersin sanki takip edilmiş gibi hisedersin....