ŞEYTANLA ANLAŞAN KADIN

😭BÜYÜK SIR😭

Su nasıl anlatacağımı bilmiyorum anlat işte abla hani sadem ilk tanışmaya geldiğinde ve senin hikayen ne diye sormuştuk ya evet abla hatırladım işte o günden sonra o adamın adını dememişti hangi adamın abla ya sevdiğinin anladım eee abla işte benim o gün kafamda kuşku oluştu öyle bir olayı duymuştum sanki bende kendimce araştırma yaptım e abla şahsen şaşırdım neymişin abla sen dedektif mübarek bir sus sus dinle bekle abla sigarayı alıp gelim aşağıdan masada yok bende var diyip Eylül cebinde sigara paketini çıkarıp birini su a uzatı birinide o yaktı derinden bir of çekip anlatmaya başladı bak su seni çok seviyorum bu bizim büyük sırımız olacak su şaşkın bakışlarla ne sırrı abla söz ver su tamam abla söz dinliyorum sademden sormuştum hangi ceza evi diye göreve gittiğin oda sağolsun dedi sordu niye geçiştirdim ve gittim herşeyi göze alarak neyi abla göze alarak bekle canım diyip bir damla yaş gözünden süzüldü su işin ciddiyetini anladı merakla bekledi Eylül ün ağzından çıkan kelimeleri nizamiye vardım kimliğimi uzattım ben Eylül Demir yiğit Demir'i ziyarete geldim dedim su aniden aaaa abla diyip elini ağzına götürüp ısırdı Eylül başını kaldırmadan anlattı nizamiye görevlisi öyle bir mahkum yok dedi acaba eski mahkum olabilirmi dedim o böyle bir bilgi vermemiz doğru değil diyip yolu gösterdi ama içimdeki sese güveniyordum o kardeşim yiğit di yani abla şimdi sadem in sevdiği kardeşin yiğit mi tam emin değilim ama o diye biliyorum eğer oysa bu kıza zarar verir buna eminim lütfen diyip başını kaldırıp su ya baktı yaşlı gözleriyle yardım et sen avukatsın bir soruştur lütfen tamam abla inanki şaşkınlık içindeyim bir kaç gün sonra sadem Eylül ve su un evine taşındı herkes mutlu idi ama içten içe Eylül o adamı düşünüyordu sadem de aynı su da bulmak için hayat ne kadar acımasız ve tesadüflerle dop dolu üçüde aynı adamın beşinde kafaları dop dolu akşam olmuştu üçü terasta oturmuş kendince sohbet ediyorlardı kısa bir süre sonra sadem Yorgun'um diye müsade istedi Eylül'de kendini kötü hissediyorum diyip aşağıya odalarına indiler su ise biraz daha duracam gökyüzü ve şehiri izlemeyi çok seviyordu onun için özelikle bu teraslı Evi seçmişti su ayağı kalkıp gecenin karanlığını izlemek için bir kahve alıp geldi bir sigara yakıp oyyyy dünya ne kadar acımasız zalim bir o kadarda gizemlisin kendince sesli düşündü gecenin karanlığına saklanan ses konuştu sende gizemlisin niye kendi kendine sormuyorsun su o sesi tanımıştı ve arkasına bakıp yinemi sen evet ben ne istiyorsun ne verebilirsinki bana su isim güzelmiş nasıl başardın bu ismi almaya aaaa doğruya sen avukatsın kılıfına uydurmuşundur bu yalan hayatın ne kadar sürer ne kadar bu insanları daha kandıracan yalanlarınla su sinirlenip asıl sen kandırıyorsun insanları zevk alıyorsun onlarla oynamayı ben sadece hikayemi gizliyorum ve bunu için geçiştiriyorum peki nere kadar nere kadar giderse bunu aklından çıkarma su sen benim sin bunu kafana sok eski dostum hiç bir yalan sonsuza kadar sürmez her yalanın bir gerçeği her gecenin bir sabahı var ha unutmadan o iki adama dikkat et su sesli bir ses tonuyla hangi adamlar savcı varya onu hesabını ayrıca soracam diğer adamı sen bulacan dikkat et yine buluşuruz sevgili eski dostum diyip ortadan kayboldu su elindeki kahve fincanı karşısındaki duvara fırlatıp paran parça olan fincanın bir küçük parçası yüzüne sağ yanağına isabet etti lanet olsun diyip olduğu yere oturdu yanağından sıcak bir şey hissetti elini yanağına götürdü kan vardı kısa bir süre öyle durup aşağıya indi lavaboya gitti oradaki aynada yüzüne gelen fincan parçasını değdiği yere baktı fazla birşey yok diyip odasına gidip yatağına uzanıp her zamanki gibi biraz yatakta düşünüp bir müzik açıp uyumaya daldı...