YÜZ YÜZE

33 1 0
                                    

Geldimmm geldimmmm ay bu kim ya kapıyı kırdı ya kendince konuşup kapıya yürüdü eylül kapı açınca karşisinda su ay noldu bu ne halya su konuşmaya hali yoktu merdivenleri korku içinde 2 şer çıkmıştı nefes nefese kalmıştı eliyle işaret edip içeriye girmek istiyordu içeri girip oturma odasına doğru gitti eylül arkasında kapıyı kapatım ay bismillah ne oldu bu deliye diyip mutfağa gidip bir bardak su doldurup içeri odaya gidip al sana sen su diyip gülümsedi su bu espiriye karşilik başini kaldırıp eylüle sinirli bir yüz ifadesiyle boş bir bakış attı tamam tamam sustum ne oldu anlat bakalım su titreyen elleriyle elini çantaya attı sıgarasını çıkarmak için oda başarılı olmadı çünkü tüm kadınlar gibi onunda çantası dolu samanlıkta iğne bulmak daha kolay biraz eliyle yokladı ama boş çantasını iki eliyle alıp tamamını boşaltı yere çantasında ne varsa döküldü eylül olan biteni izliyorduki çantanda yere düşen silahı gördü ay bu ne diyip irkildi bir anda su sıgara paketini yerden aldı titreyen eliyle paketten bir den alıp iki dudağın arasına koydu çakmağı çakmaya başladı sıgarasını yakıp iki yudum uzun uzun çekti burnundan ağzından sanki pacası çekmeyen soba gibi tütmüştü 😆suuuu iyimisin kokutma beni diyen eylül ama su oralı bile olmuyordu.başini önüne eğmiş gözyaşları içinde sıgarasını içiyordu 2 dk sonra başini kaldırıp abla k b ma bu gün günüm kötü geçti ve olan biteni anlatı eylül ay canım diyip sarıldı su un gözünden akan yaşları sildi o anda uzun uzun kapı zili çaldı 2 kere hayırdır bu saate kim diyip tedirgin bir halde kapıyı açmaya gitti eylül kapının dürbününden baktı kimse görünmüyordu kapıyı bir an durakladı ve kapıyı açmaya karar verdi açtı kimse yoktu gözü yerde duran bir zarfa takıldı bu ne diyip eğilip aldı etrafına bir göz attı kimseler yoktu arkasını dönüp içeriye girecektiki boğuk bir ses o notu su a verrr eylül elindeki zarfa odaklanmiştiki o sesi duyduğunda ay bismillah diyip kokudan elindeki zarfı düşürdü kapıyı kapatım odaya doğru koştu abla hayırdır ne oldu dedi su kapıda biri var sana not bıraktı ne anlamadım bende anlamadım okadar korkmuştuki Eylül dişleri bir birine deyecek gibi titriyordu ya abla sakin ol diyip ayağa kalktı su ayakta olayın şokunu yaşayan Eylül ablasını oturttu şimdi sakin ol anlat hadi tek tek Eylül nefesini burnundan hızlı hızlı veriyordu şoka girmişti nefes alamıyordu sanki boğulacak gibi oluyordu su eliyle sırtını ufaladı Eylül'ün ama nafile Eylül sağ elini kaldırıp parmağıyla televizyonun olduğu duvarı gösterdi ahşaptan yapılı küçük bir ağaç şeklinde dalları raf misali yapılı bir nebi küçük bir kütüp hane gibi idi tüm kitapları orada bulunuyordu ama en üst rafta bir kitap ve yanında bir tüp vardı o tüpü işaret etmişti su tüpü hızlıca verdi Eylül'e elleri titreye titreye tüpü ağzına götürüp uzun uzun içine çekti durdu su korku ve tedirgin le ayakta durup yardımcı olmaya çalişiyordu Eylül'e hayat insanlara ne zaman nerde hangi vakitte süpriz yapacak bilemeyiz kadermi yoksa kaderin üzerine kadermi var.eylül biraz kendine geldi su sordu abla nasılsın biraz iyimisin başını aşağıya doğru salladı iyim anlamında su dizlerinin üzerine çöküp Eylül'e sarıldı ufaktan ufağa göz yaşları akmaya başladı bir nebi Allah'a teşekkür ve şükretme göz yaşları idi çoğumuz hem üzüntüde hemde kötü giden bir olayın iyiye gitmesinden olan Sevinç göz yaşları olur.insana huzur verir o göz yaşları içindeki olumsuz olan herşeyi sanki siler götürür.eylül su un akıttığı göz yaşlarını his eder umuzlarında sırtına doğru yol alan Damla'yı o anda Eylül gözlerini kapatıp oda ağlamaya başlar daha önce kimse onun için göz yaşi dökmemişti içten onu düşünerek Eylül bir dakika sonra su su diye seslendi yapma lütfen hadi iyiyim iyi su diyip elini su un saçlarına dokunup okşadı kafasını bir müddet öyle kaldılar.sonra kalk kalk o notu merak ettim nerde abla not korkudan düşürdüm kapının orda kapının mı?Evet yani dışarıdamı he yok içeride tamam abla ben alırım sen kal burda diyip dış kapıya doğru yürüdü yerden notu alıp odaya döndü
Eylül : aldın mı?
Su : evet
Eylül :ne yazıyor baktın mı?
Su : yok bakarım o kolay şimdi bu ilaç ne? Kaç zamandır kullanıyorsun ?
Eylül: uzun zaman oldu
Su: ne kadar uzun?
Eylül:kardeşime köle olduğum zaman
Diyip başini kaldırıp su' baktı
Su: o pisliği öldürecem elime geçsin o bir.
Eylül: salla onu bunu bulursan yaparsın diyip konuyu uzatmak istemiyordu Eylül çünkü her konuştuğunda sanki o günlere gidiyordu havasız bodrum katında Demir'den özel yapılı kafeste yaşadı 10 yıl yaşamak denirse ama inanç ve umut hiç bir zaman tükenmez hep limitsizdir biz insanların hayatında özgürlük insanın en büyük hazinesidir hepimiz kadere suçu atarız ama aslında biziz bir birimize hayatı olumsuz ve zorlukları yaşatan herşeyin değerini kaybettikten sonra anlayan yine biz insanlarız yüce Allah sabırlı ve şefkatlıdır. Bize insanlara karşi bizde bu güç olmadığı halde biz bir birimize yaptığımız kötülüğün hadi hesabı yok.
Su :Abla iyinisin kalk geride kaldı unutulmaz bilirim ama salla herşeye rağmen hayat güzel devam ediyor devam etmek zorunda
Eylül: ne yazıyor notta geçiştirme
Su:bir şey yok abla face to face diyor. Eylül: yani yüz yüze he nerden biliyorsun abla canım ablam star dedimya doktorluğu kazandım
Su : offf abla kafamı kaldı bende ne ise iyimisin ben eve gidiyorum iyim iyim burda kal yok abla duş almam lazım ya burda al yok abla gidim aslında Eylül'de gitmek istiyordu su ile beraber evine ama dile getiremiyordu güçsüz görünmemek için çoğu biz insanların yaptığı gibi fazla korkularını gizleyemedi belki söz su' a diyemedi ama davranış ve tedirginliğinden anladı su abla hadi beraber gidelim bize tekrar korkup hastalığı nükseder.diye düşündü kendince peki dur pijamalarımı alim diyip yandaki odaya gidip alıp kapıya doğru yürüyüp içinden besmele çekip kapıyı açtı Eylül korku dolu gözlerler sağa sola baktı hayırdır abla niye bakıyorsun sağa sola ya dedimya boğuk bir ses notu ver dedi ona bakıyorum of abla boşver delinin biri vallahi sen deli diyorum duydum diyor deli ne ise diyip çıktılar evden bir üst katta su un evine çıktılar su anahtarı çantasının ön kısımında bulunan küçük fermuarlı gözü açıp anahtarı aldı elini kapıyı açacaktıki kapının açık olduğunu fark etti akarsında bulunan Eylül'e dönüp tüm hastanelerde sevgili hemşirelerin yaptığı sesiz olun hareketini yaptı elini çantasına götürüp gümüş renkli dabancasını çıkardı emniyetini açık içeriye girmeye sağ adımını attı Eylül arkadan çekti ne yapıyorsun mayetinde polise haber verelim Eylül sus takip et arkanda ol diyip içeriye doğru yürüdü kapıyı açıp bir adım daha atıkki ayağının altına batan cam kırık sesini ve acısını aynı anda hissetti offf ya canım yandı Dedi ve durdu kapının arkasında bulunan lambayı açan düğmeye bastı yanmadı bir kere daha hızlıca bastı yine sonuç olumsuz dönüp Eylül'ün kulağına telefonun işiğini aç dedi Eylül geril geril geriliyordu her dakika titreyen eliyle telefonu çıkardı su un eline koydu su telefonu alıp fenerini yaktı yerler kırılan lambanın cam kırıklarıydı su işiği tavana doğru tutu lamba yok 2 atım daha attı mutfağın kapısına gelmişti elini duvara sürüp lambanın anahtarını aradı bulup dokundu oda aynı Eylül israrla polisi arayalım su yine ayni işaretle sus cevabı su kafasına koymuştu bu olayı polisi bulaştırmadan bitirmek içten içe korkuyordu ama bunu Eylül'e hissettirmek istemiyordu ama kalbi yeni tanışmaya karar veren iki sevgili gibi idi küt küt küt ama arkasında Eylül den bir nebi güç
Alıyordu ilerlemeye devam etti ama her yerdeki cam parçalarına bastığında onların kırılıp çıkardığı rahatsız sesten hem rahatsız olup hemde geriliyorlardı Eylül adımını korku içinde camlara basmama çalişiyordu ama nafile Eylül yine sol adımını atıkki yine o ses gırç gırç su dönüp Eylül'e yavaş Eylül ne yapim mayetinde hareket yaptı su son adımı atıp oturma odasına girdi yine eliyle yokladı pirizde bulunan el fenerini almak için ama fener yoktu bir elindeki telefon feneri yere işik tutup odanın ne durumda olduğunu görmek için yerde bulunan el ferini gördü bir adım daha atıp aldı elindeki feneri yakıp sağı solu tüm evi gezdikten sonra bir anlam vermedi duvarlarda kırmızı bir şeyler dikkatini çekti iyice duvara işiği tuttu duvara yakın gitti dokundu eliyle eli yağlı kaygan bir sıvı olduğunu farkına vardı bu kan diye sesli düşündü Eylül kanmı? Evet kanla yazılmış bu (face to face ) tüm duvarlarda yazılı bu ne şimdi diyip Eylül'e işiği tutu Eylül'de elinde bulunan cep telefonun feneriyle su 'a doğru tutu iki şaşkın bakışlarla bir birine baktılar.

ŞEYTANLA ANLAŞAN KADINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin