Marinette Dupaing - Cheng
Sabah gene yeni bir güne uyandım. Dışarısı çok güzeldi. Dün akşam olanlar aklıma gelince yanaklarım kızardı. Ben resmen ona sevdiğimi söyledim. Çok mutlu oldu. Evet onu gerçekten seviyorum!
Aaaa! Bugün şirketin 37. Yıl dönümü! Evet tam 37 yıl! Bugün çok şık olmalıyım. Nede olsa bir balo olacak ve ben Adrian'ın özel moda tasarımcısıyım neyse. Balo akşama olucak o yüzden sorun yok ama çok işim var. Hemen günlük işlerimi halledip normal bir kıyafet giydim ve arabama atlayıp şirkete gittim.
Buradan almam gereken bir kaç evrak var. Balo Agreste otelde olucak. Evet Agrestelerin otelide var neyse. Evrakları alıp tekrar arabama bindim. Bu sefer otele sürdüm. İçeri girdiğimde büyük bir telaş vardı. Herkes bu balo için bir oraya bir buraya koşturuyordu.
Aslında herşey tamam gibi gözüküyor. Yinede bir kontrol etmek lazım. Evrakları açıp etrafı kontrol ettim. Tamamlanan şeylere '✓' işareti koyuyordum ve evet herşey tamam. Tabi olmayan şeylere iki saat bekledim resmen ama burası çok güzel oldu.
Etrafa göz gezdirirken gözüm saate takıldı! 4 saat kalmışşşşş eyvah! Çok az zamanım kaldı! Ben daha kıyafet almadım! Hemen arabama binip eve sürdüm.
Eve geldiğimde kapının önünde takım elbiseli 3 tane iri yapılı adam vardı. Beni gördüklerinde hemen üstlerini başlarını düzelttiler.
Yanlarına gittim ve kafamı 'ne var' anlamında salladım ve ortadaki adam konuşmaya başladı;"Efendim bizi Bay Adrian gönderdi ve bunu size vermemizi istedi."
Dedi elinde kırmızı renkte orta boyda bir koli vardı. Koliyi alıp teşekkür ettim ve içeri girdim. Kutuyu açıp baktığımda çok güzel bir elbise vardı. Vay canına! Adrian baya zevkli.
Güzel bir banyo yapıp elbiseyi giydim. Saçlarımı kurutup maşa yaptım. Siyah bir göz makyajı yapıp kırmızı ruju sürdüm. Bir kaç aksesuar ve son olarak siyah topuklu ayakkabıları giydim. Aynanın karşısına geçip kendime baktım. Vay canına bu ben miyim!? Çok güzel oldum.
(Gözün mavi saçın lacivert ya da siyah olarak görün)
Tam bir saat kalmıştı. Siyah bir el çantası alıp içine gerekli şeyler koydum ve arama binip otele sürdüm. Otele geldiğimde arabanın anahtarını valiye verip kırmızı halıdan otele girdim.
Tabi o sırada haberciler bol bol fotoğrafımı çektiler. İçerisi hep ünlülerle doluydu. Ben onların arasında ezik olarak gözüküyorum. O üstlerindeki elbiseler, o yüzlerindeki boyalar... Hepsi onların ne kadar şöhretli olduklarını gösteriyor.
Belime dolanan elle bu düşüncelerimden çıktım. Baktığımda Adriandı. Onu görünce kocaman gülümsedim. O da aynı benim gibi kocaman gülümsüyordu. Üstündeki o takım elbiseyle her zamanki gibi çok yakışıklıydı.
"Bu elbisenin sana çok yakışacağını biliyordum. Her zamanki gibi çok güzel olmuşsun."
Dedi. Tabi benimde domatesten bir farkım kalmadı. Lanet olsun ki gene kızardım. Belimdeki elini biraz daha sıkıp beni bir masaya götürdü. Adrian erkeklerle selamlaşırken bende kızlarla selamlastım. Sonra kızlar bana öldürücü bakışlar atmaya başladılar neden acaba?
"Adrian bu güzel kız kim?"
Dedi masadaki bir erkek.
"Eskiden babamın özel moda tasarımcısıydı, şimdi benim oldu ve aynı zamanda sevgilim Marinette!"
Dedi Adrian. Tabi ben gene kızardım ve masadaki herkes şok oldu.
"Ne sevgilin mi? Adrian sen baya bir değişmişsin! Sen asla sevgili yapmazdın."
Dedi gene aynı adam.
"Bende insan değil miyim yaparım."
Biraz daha konuştuktan sonra başka bir masaya geçip oradakiler ile konuştuk. Adriana beni sorduklarında hep aynı cevabı veriyordu ve bu benim hoşuma gidiyordu.
İçtiğim içicekten dolayı rujum bozulmuştu. O yüzden lovobaya gitmem lazımdı. Adrian kulağına yaklaştım. O da birşey diyeceğimi anlayıp dikkatini bana verdi.
"Adrian ben lovobaya gidiyorum merak etme beni."
Dedim o da gülümseyerek başını salladı.
Lovobaya girdiğimde içeride o masadaki iki kız vardı. Hani bana öldürücü bakışlarını atan kızlar. Konuşmalarına istemeden kulak misafiri oldum.
"Off bu Adrian o kızdan ne buluyor anlamadım! Ben o kızdan daha güzelim bir kere!"
Dedi bir kız."Aynen ondan daha güzelsin. Üstelik Adrian seninle sevgili olsun diye neler yaptın ama o senin yerine bir eziği tercih etti!"
Dedi diğer kız."Bence o kız sadece gelip geçici."
"Aynen bencede."
O sırada ben içeri girdim. Çantamda ki rujumu çıkartıp düzenli bir şekilde sürdüm. Sonra o Adrian ile sevgili olmak için herşeyi yapan kızın yanına yaklaşıp sırıttım. Sarışın bir kızdı. Neydi bunun adı? He Chole evet Chole hahaha...
"Sen Adrian ile sevgili olmak için herşeyi yapmış olabilirsin ama Adrian da onu sevip sevgilisi olmam için herşeyi yaptı. Ben onun peşinden değil o benim peşimden koştu."
Dedim.Tabi o da şok oldu. Bende çok havalı bir şekilde lovobadan çıktım ve Adrian'ın yanına gittim. Balo eğlenceli güzel bir şekilde geçip gitti ve eve giderken o da benim peşimden geldi. Arabadan inince yanıma geldi.
"Bugün birlikte uyuyalım lütfen?.."
Dedi yalvararak, bende;
"Peki tamam."
Dedim ve içeri geçtik. Yukarı çıkıp Adrian için eşofman takımı getirdim.
"Bunlar kimin?"
Dedi elindeki eşofmanlara bakarak.
"Bazen kuzenlerim buraya gelirdi yani onlardan birisinin."
Dedim. O da 'tamam' deyip ceketini çıkarttı. Bende hemen odama çıktım. Ufak bir duş alıp pijamalarımı giydim ve aşağı inip Adrianı yukarı çağırdım. Odama geldiğimizde kahkaha atmaya başladı. Bende ona bakıp 'noldu' dercesine başımı salladım.
"O pijamalarla çok tatlı olmuşsun."
Dedi gülerek.
Tabi bende gene utanıp kafamı aşağı eğdim ve ellerimle yüzümü kapattım. Çünkü pijama pembe ayıcıklı! Yanıma gelip kafamı kaldırdı. Sonra da anlıma bir öpücük kondurdu. Bu çok hoşuma gitmişti.
Yatağa yattık ve kendimizi uyukunun kollarına bıraktık.
Devam Edecek
Evet arkadaşlar bugünlük bu kadar oy verip yorum yapmayı unutmayın bir sonraki bölümde görüşmek üzere by by 😘😘
Kelime sayısı= 848
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Okyanus ve Zümrüt: Adrinette
FanfictionGüzeller güzeli bir moda tasarımcısı... Bir yandan yakışıklı ama soğuk tavırlı bir patron... İkisi de hiç aşık olmamış. Bu yüzden aşkın nasıl bir his olduğunu bilmiyorlar ama öğrenecekler.