Adrian Agreste
Bugün gene alarm sesiyle kalktım. Dün akşam çok güzel geçmişti. Yemek yedikten sonra onu evine bırakıp kendi evime gelmiştim. Yakında evleniriz herhalde...
Banyoya girip rutin işlerimi halledip odama geri döndüm. Takım elbisemi giyip saçlarımı düzelttim. Sonra aşağı inip kahvaltı masasına oturdum. O sırada Alex geldi ve o da oturdu. Bende kahvaltıyı yemeye başladım.
"Eeeee dün akşam noldu? Marinette ne dedi? Hadi söylesene!"
Dedi bir nefeste Alex.
"Evet dedi. Yani kısaca harika geçti!"
Dediğimde o arada babamın sesini duydum.
"Benden gizli iş mi çeviriyorsun Adrian?"
Dediğinde ona dönüp&
"Eee baba hayır çevirmiyorum. Ben sana bugün söyleyecektim."
"Peki öyle olsun."
Dedi ve masaya oturdu. Güzel geçen bir kahvaltıdan sonra Alex ve ben şirkete gittik.
Ben önce Marinette'nin odasına gittim. Baktığımda harıl harıl çalışıyordu. Onun bu halini görünce gülümsemeden edemedim. Çok tatlı gözüküyordu.
"Leydim?"
Dediğimde kafasını kaldırıp bana baktı.
"Aşkım sen ne zaman geldin?"
"Az önce."
Diyip yanına gittim ve masaya oturdum.
"Sen ne güzel çalışıyorsun öyle!"
Dedim gerdanını okşarken.
"Ya gördün mü beni öyle?!"
Dedi utanarak.
"Çok tatlıydın."
Diyip alnına bir buse kondurdum. Yüzük hâlâ parmağındaydı. Buda beni çok mutlu etmişti. Tam o sırada içeri paldır kuldur Alex girdi. Ben ona öldürücü bakış atarken, Marinette meraklı bakış atıyordu.
"Noldu Alex?"
Diye sordu Marinette.
"Aşağıda biri var!"
Dedi Alex nefes nefese.
"Eeeee ne var bunda?"
Dediğimde;"Senin sevgilinmiş Marinette ve seni istiyormuş!"
Dediğinde ikimizde ayağa kalkıp 'ne' diye bağırdık.
"Sevgilimi ne sevgilisi! Benim hiç sevgilim olmadı ki!"
Dedi Marinette.
"Bilmiyorum! Kızıl saçlı bir çocuk senin sevgilin olduğunu söyledi!"
Dedi Alex.
"Ne kızıl saçlı mı? Ah Naht seni geberticeğim!"
Dedi Marinette ve hemen aşağı indi. Bizde onun peşinden gittik.
"Kim bu Naht?"
Diye sordum."Bana takıntılı bir çocuk! Onunla sevgili olmadım ama herkese öyle diyor!"
Dedi Marinette işte şimdi sinirlendim.
Aşağı indiğimizde kızıl saçlı bir çocuk vardı. Galiba bu Naht! İgggg tipsiz şuna bak!
"Naht senin burada ne işin var?"
Dedi Marinette.
"Seni özledim, burada çalıştığını öğrendim. Seni bir görmek istedim."
Dediğinde yüzüne bi yumruk indiresim geldi. Ne diyor bu domates salçası!
"Naht ama ben seni görmek istemiyorum o nolucak!?"
"İstiyorsun güzelim istiyorsun. Patronun yanında utanma."
Dedi bana pişkin pişkin bakarak.
"O benim patronum değil bir kere. O benim nişanlım!"
Dedi Marinette. Buda sana kapak olsun domates salçası!
(Arkadaşlar ben araştırdım Fransızlarda nişanlım müstakbel eşim gibi kelimeler varmış ve bir erkek bir kadına evlenme teklifi ederse nişanlı oluyorlarmış internette böyle yazıyor)
"Ne nişanlın mı?"
"Evet nişanlım beğenemedin mı?"
"Marim şaka yapıyorsun dimi?"
Dediğinde daha çok sinirlendim.
"Bana bak şaka yapmıyoruz bu 1! Bir daha ona marim deme çünkü bir tek ben diyebilirim bu 2! Ve biz nişanlıyız (Marinette'nin parmağındaki yüzüğü gösterip ) kanıtı burada buda 3! Şimdi seni bir daha marim'in yanında görmeyeceğim! Defol git buradan domates salçası!"
Dediğimde fena bozulup arkasına bile bakmadan gitti.
Bizde tekrar şirkete girince Marinette kahkaha atmaya başladı.
"Marinette noldu?"
Diye sordu Alex.
"Domates salçası hahaha..."
Dediğinde Alexde kahkaha atmaya başladı. Şirketteki herkes bize bakıyordu.
"Offf ne olmuş domates salçası demiş isem?"
Dediğimde Marinette kahkahasını kesip;
"Onun domatese alerjisi var."
Dediğinde bu sefer bende kahkaha attım.
"O zaman bir daha geldiğinde onun suratına domates fırlatırım."
Dediğimde ikisi daha çok kahkaha atmaya başladı.
Devam Edecek
Evet arkadaşlar bugünlük bu kadar oy verip yorum yapmayı unutmayın bir sonraki bölümde görüşmek üzere by by 😘😘
Kelime sayısı= 538
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Okyanus ve Zümrüt: Adrinette
FanfictionGüzeller güzeli bir moda tasarımcısı... Bir yandan yakışıklı ama soğuk tavırlı bir patron... İkisi de hiç aşık olmamış. Bu yüzden aşkın nasıl bir his olduğunu bilmiyorlar ama öğrenecekler.