(1 hafta sonra)
Adrian Agreste
Bugün lanet bir güne uyandım ama Marinette aklıma gelince tam olarak lanet bir gün olmadığını anladım ama yinede lanet gün. Siz şimdi niye lanet gün diyor bu diyorsunuz değil mi?! Neden mi! Çünkü bugün halam gelicek! Babamın ablası. Of nefret ediyorum o kadından.
Bide oğlu var benle yaşıt. Ondan ayrı bir nefret ediyorum. Tabi boşuna nefret etmiyorum nedenlerim var. Ben 20 yaşıma girdikten sonra sürekli beni evlendirmeye çalışır. Üstelik bana gösterdiği kızların hepsinin yüzünden bir ton makyaj vardı ve hepsi ağızlarını yaya yaya konuşurlardı.
Ben istemediğimi söylerdim ama halam durmadan inat ederdi. Aslında iyi bir kadın ama şu huyu ondan nefret etmemi sağlıyor. Oğlu da ayrı bir dert sürekli bana 'seni hiçbir kız beğenmez, peşinden koşanlar sadece senin paran için, ben senden daha yakışıklıyım, daha havalı birisiyim bla bla bla' Ayy beni kıskanıyor yani.
Alex de aynı durumda. Halama Airayi gösterdiğinde 'bu kız bize göre değil' demişti. Çünkü Aira ünlü birisi değildi. Şimdi Marinette içinde aynı şeyi söyler eminim ama ben Marinetteden asla vazgeçmem!
Rutin işlerimi halledip takım elbiseyi giydim. Aşağı indiğimde halam ve oğlu Jack buradaydı. Jack ile kuzeniz ama en nefret ettiğim kuzenim. Herkes salonda oturmuş birşeyler konuşuyorlar.
Babam, Alex, halam, Jack, bir kadın ve benim yaşımda bir kız. O ikisini tanımıyorum gerçi umrumda değil.
"Herkese Günaydın."
Dedim soğuk sesimle. Bu sesimi duyan o tanımadığım kız önce afalladı. Sonra o da ağızını yaya yaya 'günaydın' dedi. Diğerleri ile birlikte sonra sofraya oturup kahvaltı etmeye başladık.
"Eeeee Adrian nasılsın, nasıl gidiyor işler, sen kesin bu babandan daha iyi yönetiyorsundur eminim."
Dedi halam neşeli sesiyle. Evet o iyi bir kadın ama işte o dediğim şey yüzünden onu pek sevmiyorum. Beni çok boğuyor.
"İyiyim halacım, işlerde hiç sorun yok, babamın bıraktığı yerden devam ediyorum."
Ddim duygusuz sesimle ama o buna alışık. O yüzden daha soru sormaya devam etti.
"Aferin sana. Alex sana yardımcı oluyor mu?"
"Evet iki kardeş çok iyi çalışmalar yapıyoruz."
Dedim."Oğlum Marinetteden yaz için kombin tasarlanmasını iste. O en iyi yaptığı tasarımlar genellikle yaz kombinleri olur. Tamam mı?"
Dedi babam."Tamam baba isterim. Eminim çok güzel çiziyordur."
Dedim."Marinette kim?"
Diye atıldı halam.
"Sonra söylerim hala olur mu?"
Dedim. O da 'olur' dedi. Kahvaltıyı bitirince herkesten müsaade isteyip Alex ile birlikte evden çıktık. Arkamızdan ise o tanımadığım kız çıktı. Beni durdurup konuşmaya başladı.
"Merhaba ben Lila."
"Bende Adrian."
Dedim buz gibi sesimle.
"Çok memnun oldum Adrian."
"Bende bende."
"Eeeee şey acaba birlikte bir yerlere gitmek ister misin?"
Dedi ağızını yaya yaya.
"Hayır işlerim var şimdi izninle gitmem lazım."
Dedim ve arabama binip şirkete sürdüm. Şirkete geldiğimde arabadan inip içeri girdik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Okyanus ve Zümrüt: Adrinette
FanfictionGüzeller güzeli bir moda tasarımcısı... Bir yandan yakışıklı ama soğuk tavırlı bir patron... İkisi de hiç aşık olmamış. Bu yüzden aşkın nasıl bir his olduğunu bilmiyorlar ama öğrenecekler.