Derin cevap vermeden yürümeye devam etti. Verecek bir cevabı yoktu. Düşündüğün de eskiden hiç susmadan konuşabileceği insanla şimdi konuşacak bile bir şey bulamamak kötü hissettiriyordu. Bu aşk gibi bir duygu değildi. Rüzgar'a olan aşkı bitmişti. Bu daha farklı bir duyguydu. Rüzgar ile önceleri uzun bir arkadaşlıkları olmuştu. Aynı grup içindeydiler ve neredeyse küçüklüklerinden beri hiç ayrılmamışlardı. Bu yüzden aşklarına değil arkadaşlıklarına üzülüyordu Derin. Dostça ayrıldık veya dost kalalım cümlelerini çok saçma bulurdu. Şimdi kendi durumuna baktığında Rüzgar ile iyi ayrılıp en azından eski günlerin hatrına oturup iki çift laf edebilmek isterdi. Yabancıdan farklı davranmayı canı gönülden istiyordu. Rüzgar ile aralarında olan bu uzaklığa alışık değildi. Durumu bu haddeye getirende ne yazık ki Rüzgar'dı.
"Sen hiç özlemedin mi?"
Kafasını iki yana olumsuz anlamda salladı. Rüzgar'ı veya ilişkilerini özlememişti. O yeri dolduran bir Emir'i vardı. Fakat çocuk olan o iki dostu özlemişti.
"Yalan söylüyorsun."
Yapmacık bir kahkaha attı. Duyguları yüzünde hissedilmiyordu.
"Kendini kandırıyorsun bence Rüzgar."
Bir anda durdu ve kolundan tutup Derin'i durdurdu.
"Beni hâlâ seviyorsun Derin."
Maviler, Derin'in yesillerindeydi. Rüzgar bu iki rengi karıştırmak ister gibi bakıyordu. Derin içinse göz göze kalmak bile zordu.
"Seni sevmiyorum hatta senden nefret ediyorum."
Ardından hızlıca kolunu çekti ve kalabalığı yararak ilerlemeye başladı. Rüzgar da arkasındaydı. Bir kaç adım da Derin'e yetişmişti. Yanında yürümeye başladı. Derin bir an içinde ki dürtüye engel olamayıp Rüzgar'a baktı. Üzgündü. Derin onun için üzülemeyecegini biliyordu. Rüzgar gitmişti. Hem de Derin'i, hislerini, aşkını umursamadan. Üstelik öyle sarılarak ya da konuşarakta veda etmemişti. Bir mesajdı sadece içinde ayrılığı ve gidişi barındıran. Şimdi özledigine de üzüldüğüne de inanamıyordu Derin. Bu konu hakkında konuşmaya gerek kalmadan Arzuları bulmuşlardı. Yanlarına gittiklerin de tüm grup onlara dönmüştü. Hepsi merak ediyordu. Sonuçta bu ikiliyi görmeyeli o kadar zaman olmuştu ki. Zamanında en çok destekleyenler masada oturan arkadaşlarıydı. Fakat artık hiç birinin umduğu gibi bir sey olamazdı. Umursamazca bir sandalye çekip oturdu. Rüzgar da tam karşısına oturdu. Derin, onunla göz göze gelmek istemediği için direk bakışlarını başka yere çevirdi.
"Yoksa siz?"
Derin bakışlarını Aras'a çevirdi. Bakışları soğuktu. Bu mevzuya girmek istemiyordu.
"Ne biz?"
Sustu. Hepsi mânâlı bakışlar atıyordu fakat bir şey demiyorlardı. Bakışlarını camdan dışarı çevirdi. Sinirlenip bir şeyler söylerse tepki vermesini hala sevdiğine yorumlayacaklardı.
"Benim ciddi bir ilişkim var ve onu seviyorum. Düşünceleriniz hiç doğru değil. Hem eminim Rüzgar'ın da bir ilişkisi vardır. "
"Ne ciddi ilişki ama. Sevgililikten nişanlılığa bile telafi edemediniz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkili Hayat
Teen FictionGösterişli, ışıklı, huzurlu, modern bir İstanbul ve kokusunda huzur bulduğu, sevdiği, sevildiği Derin.. Zorlu, zorunlu, nefret ettiği Mardin ve hiç bir zaman kalbinde yer edinemeyen karısı Selda... 29.12.2015 #80 Genç Kurgu Yalan içinde #212 12.05.2...