Gözlerini güneş ışığıyla parıldayan havuza dikti. Boş boş bakıyordu yalnızca, görüntüyü algılayamıyordu bile. Eli bir süredir olduğu gibi karnındaydı. Şu an ona en yakın gelen şey bebeğiydi. En güçlü bağda anne ve çocuk arasında olan değil miydi zaten? Anneler bebekleri için onca acıya bazen tedaviye dayanır, o büyüyene kadar türlü zorluklar çekerdi. Çocuklarsa, annesi kızsa hatta dövse bile anne diye ağlardı yine. Karşılıksız sevgiydi bu. Rüzgar'ın teklifi boş kafayla düşününce mantıklı gelmeye başlamıştı. Belki de kabul etmeliydi. Kafasını sallayarak bu düşünceyi kafasından attı. Her ne kadar Rüzgar'ın Derin'e büyük yardımı dokunmuş olsa da, yıllar önce bir başka hayal kırıklığı yaşatan da Rüzgar'dı. Aslında yanında kimseyi istemiyordu . Belki yalnız yeni bir yaşam kurarsa daha huzurlu olabilirdi. Çünkü kim hayatına girerse büyük yaralar bırakarak çıkıyordu. Aynı şeyi bebeğine yaşatmak istemiyordu. Birisini hayatına sokup çocuğunun ona alışmasını ve sonra da ortada kalmasına göz yumamazdı. Bundan sonra hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağını biliyordu. Şimdiye kadar kendisini dahi düşünmemişti. Her zaman ailesi bir gölge gibi Derin'in de sorumluluklarını üstlenmişti. Bu yüzden düşmekten dahi korkmamıştı. Ne de olsa babası onu her zaman tutacaktı. Şimdi ise daha önce hiç tatmadığı bir sorumluluk vardı elinin altında. Ve bu sorumluluğa üç günde alışıvermişti. Ama korkuyordu. Gelecekten, geçmişten, hayatın getireceklerinden değil bebeğine istediği ve hak ettiği hayatı verememekten korkuyordu. Bazı şeyleri göz alarak yola çıkmalıydı. Ama yapamıyordu . Ne yaparsa yapsın baz şeyler hep eksik kalıyordu. Bebeğinin de kendisi gibi mutlu bir ailede, anne ve babasıyla büyümeye hakkı vardı. Ya kendisine yazık edecekti ya da bebeğine. Bu yüzden Emir'in konuşma isteğini kabul etmişti. Eskiden olsa çeker giderdi buradan. Değil İstanbul'da bu ülkede bile kalmazdı. Ama şimdi yapamamıştı işte. Kendinden önce düşünmesi gereken bir minik varken hiç bir şey tek başına yaşayacakları kadar kolay olmayacaktı.
"Derin."
Emir'in rahatlamayla karışan, özlem dolu sesine kanmamak için büyük bir uğraş vermesi gerekmişti. Tüm öfkesi bu sesi duyana kadardı sanki. Bu adam ona ne yaşatmış olursa olsun yine de her şeyi onda buluyordu. Daha ona bakamamıştı bile ama sesi dahi yetmişti hem uzak durmak istediği hem de koşmak istediği sıcaklığı istemeye başlamasına.
Emir hiç düşünmeden kollarını Derin'in ince beline doladı. Derin'in daha da kasılan bedenini fark etmemişti bile. Şuan onu sağ salim gördüğü için o kadar mutluydu ki. Diğer şeyler önemini yitirmişti. Az değil bir haftadan fazla bir süredir onu arıyordu. Haber dahi alamamışken şimdi kollarının arasındaydı sevdiği kadın. En önemlisi iyiydi. Geçen her günde ailesine, Selda'ya ve en çokta kendisine olan öfkesi artmıştı.
"Her şeyi anlatmama izin ver küçüğüm. Hiç bir şey göründüğü gibi değil."
Derin eliyle onu susturdu ve iki adım geri çekildi. Kafasının dağılmasını istemiyordu. Emir'in şimdiye dek alışık olmadığı soğukluk, Derin'in gözlerine hakimdi.
'Sana tek bir şey soracağım Emir. O olay ya da nedenleri şu an ilgilendirmiyor."
Emir kafasını hevesle sallarken, Derin'in her isteğini onaylayacağını biliyordu. Yeter ki küçüğü tekrar ona eskisi gibi baksındı.
"O kadını boşayıp, bebeğinin yanında olmayı göze alabilir misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkili Hayat
Teen FictionGösterişli, ışıklı, huzurlu, modern bir İstanbul ve kokusunda huzur bulduğu, sevdiği, sevildiği Derin.. Zorlu, zorunlu, nefret ettiği Mardin ve hiç bir zaman kalbinde yer edinemeyen karısı Selda... 29.12.2015 #80 Genç Kurgu Yalan içinde #212 12.05.2...