Derin'in dersi olmamasına rağmen Emir'in işe gitmesi gerekiyordu. Derin bu yüzden zorlanarakta olsa sevdiğinin kolları arasından çıkıp yataktan kalktı. Yemek yapamasa da en azından kahvaltı hazırlayabiliyordu. Gerçi yumurta kırmayı bile geçen sene teyzesini ziyarete gittiğinde öğrenmişti. Eskiden teyzesi ona yemek yapmayı öğretmek için uğraşırken, Derin hep bu işten sıyrılmıştı. Çok sıkıcı geliyordu ve ocağın başında durmak onu bunaltıyordu. Şimdi yetişkin biri olarak ise yemek yapmayı istiyordu. en çokta dizilerde, filmlerde sevgililerini güzel bir masayı hazırlayarak bekleyen kadınları gördükçe.
Kahvaltılıkları masaya koyduktan sonra kendine meyve suyu, Emir'e de kahve koydu. Çaydan nefret ettiği için yapmayı da sevmiyordu ve çayı beklemesi gerekiyordu. Bu yüzden Emir'in kahveyi sevmesine minnettardı. Sucuklu yumurtayı özenle yaptıktan sonra kapıcının her sabah bıraktığı poğaçaları alıp sepete koydu ve onları da masaya götürdü. Masaya bakıp sırıttı. Bazen memnun olması bu kadar kolaydı. Yatak odasına gidip yatağın kenarına oturdu. İnce parmakları Emir'in saçının içinde kaybolurken yanağına da bir öpücük kondurdu. Emir kıpırdanmaya başlarken Derin gülerek iyice yaklaştı ve yanağından başlayarak ufak öpücükler ile dudağına doğru bir yol çizdi. Dudağına gelince ise küçük öpücüklerin ardı kesilmez oldu. Emir'in uyandığını elbette biliyordu onun oyununa karşı oda Emir ile oynuyordu. Emir ani bir hareketle Derin'i altına aldı. Elleri karnını bulup gıdıklamaya başlarken Derin'in ardı kesilmeyen kahkahaları odayı dolduruyordu. Emir bir süre sonra yaptığı işkenceye ara verirken Derin, nefesini düzenlemeye çalıştı. Aralarındaki santimlik mesafeyide Emir hemen kapatırken dudakları sevdiğinin dudaklarıyla buluşmuştu. Derin'in karşılık vermek dışında yapacak bir şeyi kalmamıştı. şikayetçi de değildi. Emir'in öpücükleri dudağından boynuna doğru yol aldı. Derin'in sakinleşmeyen nefesleri biraz daha hızlandı. Ne kadar zaman geçerse geçsin Emir'den etkilenmesi hep aynı kalıyordu. Aşık olduğu adamın bazen bir bakışı bile onu öylesine etkiliyordu ki. Büyük bir nefesi dışarı verdi.
"Kah-valtı hazır."
Derin, Emir'i çok özlemişti. Hem hisleriyle hem de bedeniydi. Emir'in de durası yoktu zaten. Fakat emir'in aklından uçup giden toplantıyı Derin hatırlıyordu. Kendi programlarını bile unuturken onunkileri hatırlamak o kadar garipti ki. Emir'in hazırlanması için bu özlem gidermeyi ertelemeliydiler.
"İş."
Diye mırıldandı isteksiz çıkan sesiyle. Emir'in güven veren kollarından çıkmak istemiyordu. Aldığı derin nefesler sayesinde alçalıp yükselen göğüsleri Emir'i etkilemeye yetiyordu. İstemeyerek de olsa Derin'in kendini durdurması ile üzerinden kalktı. O dolaba yönelirken Derin de aşağı kaçmıştı. emir kravatını bağlayarak sandalyeye oturdu. Bu görüntü bile Derin için o kadar etkileyiciydi ki.. Bazen bu hisler onu korkutuyordu. Birlikte kahvaltılarını yaptıktan sonra Emir'i uğurladı. Kendini koltuğa attı. Canı sıkılıyor ve yapacak bir şey bulamıyordu. Arkadaşlarıyla buluşmak istemiyordu. Yine de en yakın arkadaşı Arzu bir istisnaydı. Onu arayıp kısaca konuştuktan sonra hazırlanmak için odaya gitti. Hemen şort ve gömlek giyerken eliyle saçını düzeltti ve çantasını hazırlayıp evden çıktı. Buluşacakları kafeye gidip arabayı park etti. Arzunun oturduğu masaya ilerlerken Arzu güneş gözlüklerinin arkasından ona bakmış ve ayağa kalkmıştı. Kısaca sarılıp yerlerine oturdular ve siparişlerini verdikten sonra koyu sohbetleri başladı. Dedikodularına gelen garson ile ara verdikten hemen sonra devam ettiler.
"Biliyor musun, Semih Aslı'ya evlenme teklifi etmiş."
Derin2in gözleri büyüdü.
"Semih mi? Hani bizim Semih?"
"Bende şaşırdım. Gerçi aramızda şaşırmayan yok ya. Sanırım gerçekten sevdiği konusunda haklıydı."
Aslı ile Semih yaklaşık yedi aydır birlikteydi ve Semih tam bir playboydu.Tabi durum eskiden bir playboy olduğunu gösteriyordu. Aslı'yı tanıdıktan sonra değişmişti. Bunu dışarıdan bile rahatlıkla fark edebiliyorlardı fakat evlilik kadar ciddi bir şeyi kimse hayal bile edemezdi.
"Eee Emir'de bir şey yok mu?"
Kafasını olumsuz anlamda sallarken moralinin bozulduğunu hissediyordu. Yeteri kadar bu konuda düşünmüştü. Daha fazla düşünmenin faydası olmadığı gibi daha çok üzülmesini sağlıyordu.
"Kaç yıldır birliktesiniz yani."
"Biliyorum ama o bu konu da en ufak bir şey göstermedi. Direk gidip evlenelim diyip evlilik düşkünü kadınları gibi gözüküp onu sıkmak istemiyorum. Niye bilmiyorum ama konu evlilik olunca erkeklerin kafası çok daha farklı çalışıyor."
"Evliliği istiyorsun yani?"
"İstiyorum ama dediğim gibi ona daha bir şey söylemedim.Hem daha beni ailesiyle bile tanıştırmadı ki. Bu evreleri geçirmeden daha evliliği hayal bile etmek istemiyorum."
Kahvesini içerken ufak bir iç çekti. Evliliği geçmiş bu konuda en ufak bir imaya bile razıydı. Şu an ki halinden şikayetçi değildi tabii ki. Sevdiği adam yanındaydı bunu bir deftere aktarmak zorunda değillerdi belki ama çevresi ve belki de gururu bu deftere atılacak imzaları bekliyordu.
"Belki de sadece gönül eğlendiriyordur. Senin genç ve güzel olman onu etkilediği ve mutlu ettiği için yanındadır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkili Hayat
Roman pour AdolescentsGösterişli, ışıklı, huzurlu, modern bir İstanbul ve kokusunda huzur bulduğu, sevdiği, sevildiği Derin.. Zorlu, zorunlu, nefret ettiği Mardin ve hiç bir zaman kalbinde yer edinemeyen karısı Selda... 29.12.2015 #80 Genç Kurgu Yalan içinde #212 12.05.2...