Hard Dead
Yavaşça kafamı klavyenin üstünden kaldırdım. Klavyenin bıraktığı izler hala sızlarken elimi ağrıyan başıma koydum. Çok mu çalıştım? Hayır çok sıkılmıştım. Bu işten nefret ettiğimi söyleyebilirdim. Kafamı tutarken fark ettimki saçlarımda bozulmuştu. Daha sonradan buzlu cam kapının arkasında kapımı çalan ve uyanmama sebep olan sekreterime baktım. Bu kızda her en ufak şeyde bana geliyordu. Güneş gözlüklerim masanın üstündeydi, biraz gerindim ve gözlüğü gözüme takıp saçlarımı uyumuş gibi görünmek istemediğimden hafifçe sirkelerken birden kapı açıldı.
Hard: Gir?
Sekreter: Nefes nefesedir Bay Dead, sizinle konuşmak isteye- Donald tarafından itilir
Hard: Ayağa kalkar Neler oluyor burda?
Donald: Tara onu.
Diğer adam: Donald'ın arkasından girip bir adım öne çıkıp belinde asılı kameramsı makineyi Hard'a doğrultur. Makineyi çalıştırdığında makinenin göstergesi son seviyedeki kırmızıdan sonraki siyahlığa dayanır. Göstergeyi gördüğünde şaşırır ve Donald'a gösterir.
Donald: Göstergeyi gördüğünde ceylan bulmuş sırtlan gibi sırıtır ve cebinden başka bir cihaz çıkarır Bunca zamandır sen neredeydin güzelim?
Hard: Önce yemeye çıkarsaydın? Masanın altındaki düğmeye bastığı anda onun masasının etrafı hariç heryere elektrik verilir.
O fazla gelişmiş salatalık elekrik verildiğinde güzel kıvırtıyordu. Ama dayanıklıymışki, o sırada yinede yanında taşıdığı silahı bana doğrultup ateş etti. Silah garip parlayan bir ağ fırlattı, sanırsam bir tür şoklu ağ. Kolayca sıyrıldım ve ağa baktım. Elimi düğmeden çektim ve onlara nefes almaları için fırsat verdim. Nede olsa soracaklarım vardı?
Hard: Dünya üzerindeki seçkin firmalardan birinin en büyük hissedarına, gerçeği bilmediğinizi düşünerek konuşuyorum, kendi binasında hatta kendi ofisinde saldırabileceğinizi mi sandınız? Cidden sarı kafa? Donald'ın kafasına fiske atar
Donald: Başını sağa sola sallayıp kendini toparlar ve ayağa kalkıp kendinden çok daha kısa olan gözlüklü kişiye bakıp güler Şimdi sırada ne var? Yumruğunu diğer elinin avucuna vururHard: Korkmam mı gerekiyor, hormonlu? İyice diklenip kendisine yaklaşan Donald'ı ittirir
Donald: Güler Boyuna göre baya iddalısın. Eğilir Tamam hadi sen 10 kez vur ben 1 kez vurayım.
Hard: Kabul.
Geriledim, sonrasında bir adım atıp gerilediğim yerden onun tam çenesine öyle bir vurdumki duvarı delip binanın diğer ucundaki odaya uçtu.
Hard: Parmaklarını kıtlatır Sıradaki?
Yerdeki yan rol bana baktı. Yerde sürünerek geri çekildi. Ve düşürdüğü şok cihacını aldı.
Hard: Siktir.
Beni şokladı. Öyle bir titredimki ayaklarım birbirine sürekli çarpıyordu. Acı sadece vücudumda değil beynimdeydi. O anda herşeyi hissedip anlıyorsunuz fakat hiç bir kasınızı hareket ettiremiyorsunuz. Çok garip bir duygu. Açık konuşmak gerekirse ben pek hatırlamıyorum bile çünkü bayılmıştım. Ama o dans ettiğim anı hatırlıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lightless
FantasyEvreni oluşturan Big Bang'dan, tüm inanışlardaki tanrıların yaratılmasından ve zamının başlangıcından çok önce karanlık soğuk yoklukta tanrıların tanrısı, herşeyi yaratıp kendi haline bırakmadan önce B Planı olarak bir imha timi kurdu. Bu grubun adı...