Tozların arasından yalpalayarak bize yaklaşan kişi etrafa sinirle bakındı.
.....: Hangi sikik yerdeyim ben?
O anda malikanenin korumaları devreye girip konuklarla davetsiz misafirin arasına sıralandılar. Ordaki adam tam saldırıya geçecekken onun açtığı delikten yaklaşık 2 metre çaplı bir kayanın ona çarpmasıyla diğer taraftaki duvara yapıştı. Herkes şaşkınlık üstüne şaşkınlık yaşıyordu, her ne kadar taşıyıcı olsalar bile her gün saldırı olmuyordu. Tam kayanın geldiği yöne bakarken kaya hafifçe hareket etmeye başladı ve duvarda açtığı delikten düştü. Adamın şansına duvarın arkasında başka bir oda vardı ve duvarla kaya arasında ezilmekten kurtulup duvarın içinden geçip odaya uçmuştu. Duvardaki delikten ilk sağ elini daha sonra sol elini atarak kendini yukarı çekti. Delikte ilk dağılmış kumral saçları, sonrasında parlayan kızıl sol gözü daha sonra yırtılıp parçalanmış giysileri gözüktü. Delik yeteri kadar büyüktü ayağa kalkması için. Sinirle kayanın geldiği yöne bakıp yumruğunu sıkıyordu, her 3 saniyede bir burnundan kanlar süzülüp çenesinden damlıyordu. Neden herkes sadece izliyordu? O düşmanımızdı değil mi? Bu sırada adamın baktığı yönden, ilk açılan delikten, birisi çıktı. 2 metre boyunda, aşırı iri, kaslı, saçları fazlasıyla jölelenmiş adam kendini bilmiş bir şekilde bize döndü.
Donald: Baylar bayanlar, panik yapıcak bi durum yok. Sadece yeni kölem biraz inatçı.
Amelia: Bay Nathan! Adamınıza söyleyin kölesine sahip çıksın
Bunu demesini bekliyordum çünkü eğer hepimizi bir çatıda toplayacaksa emirlerini uygulatmalıydı. Fakat bi sorun vardı. Nathan Patrick onun baş düşmanıydı. Onun hakkında hiç bir şey bilmiyorduk. Ona karşı gelen herkes ya ölmüştü yada kaybolmuştu. Tek bildiğimiz çok güçlü bir ekibe sahip olduğuydu. Ama 5-6 kişilik küçük bir ekipti.
Nathan: Senden emir almıyorum.
Amelia suratını astı ama herkes onunla aynı fikirdeydi. Çünkü şu kırmızı gözlü adam herkesi ürkütüyordu. Bu sırada o adamla Donald konuşuyordu. Zack üstündeki bakışlardan herkesin bunu istediğini anlamış olmalıki göz devirerek konuştu.
Nathan: Donald işini bitir ve şu köpeği kilitleyip rapor ver.
Donald: Emredersiniz efendim.
.....: Siz lanet kodamanlar Dünya'yı bir evcilik oyunuyla yönetebileceğinizi mi sanıyorsunuz?
Donald: Ona yaklaşmaya başlar
.....: Belki eskiden olabilirdi ama siz pislikler yanlış kişiye çattınız! Ben Hard. Oda yüksektikten aşağıya inip ona doğru yürümeye başlar Bu isimi hafızanıza kazıyınca, her biriniz duyduğunda saklanacaksınız!
Donald: Bir zengin çocuğu için iddalı sözler hanım evladı. Yumruklarını birbirine çarpar Göster bakalım!
O adamı bilmiyordum ama Donald o kaslar ve vücudla karşısındakini ezmek için yaratılmış bir savaş makinesi gibiydi! Bazı konuklar bu saçmalıktan korkup gitmişlerdi, büyük çoğunluk dövüşü izliyordu, diğerleri ise antlaşmayı Amelia ile görüşüyordu. Bu ölmüne bir dövüştü ve bunu insanlar normal kabul ediyordu. Herkes hayatına devam ediyordu. Ben bile alışmıştım birilerinin ölümüne. Ve iki rakip birbirlerine doğru koşmaya başladılar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lightless
FantasyEvreni oluşturan Big Bang'dan, tüm inanışlardaki tanrıların yaratılmasından ve zamının başlangıcından çok önce karanlık soğuk yoklukta tanrıların tanrısı, herşeyi yaratıp kendi haline bırakmadan önce B Planı olarak bir imha timi kurdu. Bu grubun adı...