Sarışın çocuk yani Edward bana sinirli bir şekilde bakıyordu. Beni gören insanların %90'ı gibi. Birden yok oldu ve arkamda belirmiş olmalı ki kafama arkadan bir yumruk yedim. Tam geri döndüğümde yeniden yok oldu ve yanımda belirip bir yumruk daha attı sana. Bu sefer baya sertti beni yere yapıştırmıştı. Sinirlenmeye başlıyordum. Ayağa kalkıp onun kafasına çok hızlı bir tekme savurdum ama tekme ona ulaşmadan yeniden yok oldu ve benim tepeme ışınlanmış olmalıki uçan tekme ile beni yere yapıştırdı.
Edward: Beni yenemezsin. Pes et! Ayağı ile kafasını bastırır
Hard: Seni yakaladığımda çeneni sökücem böylece bir daha konuşamıcaksı-
Edward: Kafasına daha çok bastırır Anlamıyorsun galiba, ışınlanıyorum. Işık hızında bir hareket bu. Bana asla yetişemezsin!
Onu birden üstümden attım ve yere düşürdüm. Ayağa kalktığımda çoktan ışınlanmıştı yine. Tam o anda arkamı dönüp onun attığı yumruğu tuttum havada.
Hard: Seni öldürmem için senden daha hızlı olmam gerekmez.
Yeniden ışınlandı arkama. Biraz ona baktım ve gözlerimi kapayıp odaklandım. Yumruğumu sıktım ve gözlerimi açıp bana doğru koşan Edward'a baktım. Onun ne yapacağını anlamıştım çoktan. Zıplayacaktı benim ona birşey fırlatmamı beklicekti sonrada biraz yana ışınlanacaktı eğer orayada bir şey fırlatırsam tam tersi yere ışınlanacaktı. O bana doğru koşarken ona bir bıçak fırlattım, aynı zamanda yanına fırlattım aynı zamanda arkamdaki tersi tekme savurdum. Edward zıpladı ve ışınlandı, yeniden ışınlandı ama ışınlandığı yerde benim tekmem vardı. Tekmeyi karnına yiyince feci geriledi. Ona döndüm, sırıttım ve hafifçe kafamı salladım.
Hard: Gülünç...
Sinirlendiğini gördüğümde yeni planım çoktan hazırlamıştım. Birden önüme ışınlandı ve yumruk attı. Kolayca sıyrıldım, arkama ışınlandı ve bir daha yumruk attı. Yumruğu görmemiştim ama yumruğu arkamı dönmeden havada tuttum. Daha sonra yavaşça arkamı dönüp ona baktım.
Hard: Çok olası. İyice ona yaklaşır ve fısıldar Şimdi bana söyler misin, ışık hızında hareket ediyorken bile seni yeniyorsam, arkandaki kıza neler yapacağımı tahmin edebiliyor musun? Sırıtır
Birden tuttuğum elini kendime çektim ve dirseğinde sertçe vurup kolunu kırdım. Acıyla inledi ama takdir etmem gerek istifini bozmadı. Daha sonra boğazından tutup sıkmaya başladım.
Dylan: Yeter! Teslim oluyoruz. Ne istiyorsan vericem, sadece şunu kes!
Hard: Arkadaki adama sol gözü parlarken bakar Kim esir kabul ettiğimi söyledi?
Max: H-Hard. Bence bu kadar yeter onu bırakmalısın. Saklandığı yerden çıkar
Hard: Ha? Boğazından tuttuğu adamı duvara fırlatır Sen kim olduğunu sanıyorsun? Bana emir vereceğini felan mı sandın? Sinirlice ona doğru yaklaşır Bana biraz yol göster diye benim sahibim mi sandın kendini?
Max: Hayır sadece... bu kadar yeterli intikamını aldın!
Hard: İntikam mı? Kahkaha atar Bu başlangıç bile değildi. Sen beni kötüleri cezalandıran iyilik meleği felan mı sandın? Üzgünüm velet ama bu iş için yanlış adamı seçtin. Hizmetçilerine kadar hepsini öldürdücem.
Max: Saldırı pozisyonu alır Sana izin vermem!
Dylan: Hızlıca Hard'ın arkasındaki yerini alır ve Max ile Hard'ı sıkıştırır
Hard: İşte şimdi biraz eğlenelim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lightless
FantasyEvreni oluşturan Big Bang'dan, tüm inanışlardaki tanrıların yaratılmasından ve zamının başlangıcından çok önce karanlık soğuk yoklukta tanrıların tanrısı, herşeyi yaratıp kendi haline bırakmadan önce B Planı olarak bir imha timi kurdu. Bu grubun adı...