Gerçekler

11 1 0
                                    

Hard Dead

Aşırı acımasının yanında gerçekten akışını hissediyordum. Tüm hücrelerimi geziyordu. Gücün içime dolduğunu hissediyordum. Yenilmez hissediyordum. Ama gözüm daha fazla acımaya başladı. Öyle çok acıyordu ki gözümü sökmeyi aklımdan geçiriyordum. Ama acı gözümde değildi aslında biliyordum, sadece oraya yansıyordu. Dişlerimi sıktım ve yere dizlerimin üstüne düştüm. İki elimle sol gözümü kapatıp başıma sertçe bastırıyordum. Birden herşey karardı. Ama bilimcim yerindeydi. Ayağa kalktım, siyah ve kızılın birleşiminden oluşan bir yerdeydim, bir yerden tanıdık geliyordu burası bana. Birden arkamı döndüğümde eski iğrenç bi yüz gördüm.

Baron: Hard.

Hard: Baron? Neredeyim?

Baron: Benim krallığımda, negatif boyutta bir yer.

Hard: Neden buradayım?

Baron: Öğrenmeni istemediğim bir gerçeği sana açıklamak için seni buraya getirdim.

Hard: Neyden bahsediyorsun?

Baron: Durumu kısa kesicem, bu şey senin gerçek hikayen. Hard, babanın seni terk ettiğini sana söylediğimi hatırlıyorsun değil mi?

Hard: Evet?

Baron: O yalandı. Senin baban insan değil Hard. O bir Lightless. Seni bu yüzden gücümü taşıman için seçtim. Yarı Lightless yarı insandan daha iyi bir yardımcı olabilir mi? Ne yazıkki senin baban normal bir Lightless değildi. O kana susamıştı, yamyamdı. Evren daha yaratılmadan çok önce, eşsiz gücümüzün daha farkında bile değilken baban çoktan her şeyi kendince yorumlamış ve harekete geçmişti. O tek olmak istiyordu. Her şeyden sorumlu olmak istiyordu. Kendi ırkına saldırdı ve onların güçlerini kendini güçlendirmek için emdi. Daha sonra uyanan Lightlesslar ve Tanrılar herkesin iyiliği için, bu büyüyen korkunç dehşetin durdurulması için güçlerini birleştirip onu mühürledi. Kranos bu mühürlü yaratığı zorla yeni oluşmuş olan evrene soktu ve onun güçlerini iyice kısıtladı. Bu sırada son bir saldırıyla Kranos'u çok kötü yaralayan baban evrenin içinde kayboldu. Kranos evine yaralı ve güçsüz bir şekilde döndüğünde 3 oğlunun onun gelişini bekliyordu. Bundan yararlanıp Kranos'u öldürüp Lightlesslarla yapılan antlaşmayı bozdular ve Lightlessları sürdüler-

Hard: Bir dakika, yani hem AntiTanrı ( Lightless) hemde AntiAntiTanrı (AntiLightless) mıyım ben?

Baron: Öylede denebilir. Fakat seni bu yüzden seçtim, kendi gücümle baban yani Predator'ün senin kanındaki gücünü bastırdım. O güç bir insana fazla, o gücü elde ettiğinde parçalara ayrılabilir yada boyutlara dağılabilirsin. O yüzden senin gücünü kesmeye çalıştım. Eğer tetikleyici bir olay yaşayıp gücünü açığa vursaydın, baban seni bulur ve senin içine sakladığı gücü geri alır ve başa bela olurdu. Ama şimdi içindeki güç serbest, ve ölümle karşıkaşıya olabilirsin. Yada daha kötü bir şey, mutasyon, yok oluş vesaire.

Hard: Yani aslında... sadece bir depoyum. Ve beni o kaza gecesi seçmenin nedenide gücümün uyanmaması. Peki şimdi bana ne olacak?

Baron:  Şuana kadar her şey iyi gidiyordu. Ta ki sen salaklıklar yapana dek. Şimdi seni herkes tanıyor. Artık karşına çok daha güçlü düşmanlar çıkacak. Baban senin gücün belli olmasın diye senden uzaklaştı. Ama 16 yaşına geldiğinde artık yeterince güç depolamıştın bu yüzden aileni öldürüp senin travma geçirmene sebep olmaya çalıştı.

Hard: .... dur ne? Ailemi, babam mı öldürdü?!

Baron: Evet. Kendi güçlerine tekrar kavuşmak için bunu yapmalıydı.

Hard: Yumruğunu sıkar O orospu çocuğu bunu ödeyecek.

Baron: Senin yerinde olsam Taşıyıcıları öldürmezdim Hard. Kendini ele verirsin. Lightlesslar dahada senin peşine düşer.

Hard: Fark etmez. Yoluma çıkan olursa Sol gözü parlamaya başlar onu kurtlara yem ederim.

Ve birden gözlerimi açtım. Etrafıma baktım. Bir şey değişmemiş gibiydi sadece bana bakan beyinsizler hala aynı yerdeydiler.

LightlessHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin