6. Bölüm

4.6K 325 46
                                    


~İyi Okumalar... :)







Aras'ın kolları arasında, kendimi boşluğa attığımda öyle bi çığlık atmıştım ki...
Ama sonra sustum. Gözlerimi sımsıkı yumdum ve sadece ona daha sıkı sarılarak kafamı göğsüne bastırdım.
Saçlarım rüzgarın etkisiyle etrafa saçılıyordu.
Uçuyormuş gibi hissettim. Aslında o kadarda korkulacak birşey yokmuş, bu...
Çok iyi hissettirdi. Korku sadece şu merdivenlere çıkana kadar kendinizi aşağı bırakınca uçuyormuş gibi hissediyorsunuz yani, en azından ben öyle hissettim.

Tekrar yukarı çıktığımızda Arastan Kollarımı yavaşça çektim. Görevliler halatları çıkardıktan sonra biraz uzaklaştım ama sendelemiştim daha sonra iki güçlü kol belimi sardı.
"Dikkatli ol biraz" gözlerimi bir kaç kez kırpıştırıp kafamı salladım. Belimdeki ellerini çekerek kolumdan tuttu ve bana inmemde yardımcı oldu.

"Çok iyiydiniz!" bu Ece'nin sesiydi. Aras kolumu bıraktıktan sonra hemen Irmak tuttu. Can
"Demekki o kadar korkulacak bişey yokmuş" dediğinde gülmeye başladılar, bende güldüm.
"Ee nereye gidiyoruz gençler ben çok acıktım" diyen Burak'a kafamı çevirdim.
"Buralarda bi lokanta var oraya gidelim" dedi Aras
"Olur"

Hepimiz birlikte sonunda şu lokantaya gelmiştik.
Bi yanıma Irmak, diğer yanımada Burak oturmuştu.
"Şşş garson bakarmısın" Sesini kabadayılar gibi çıkartıp havalı olmaya çalışan Burak'a gözlerimi devirdim.
"buyrun efendim"
"Bana büyük boy pizza yanınada kola olsun"

Aras Karayel'den

Herkes siparişini verdikten sonra garson başını sallayarak masadan uzaklaştı.
Bungee jumping gerçekten çok güzeldi.
Daha öncedende yapmıştım ama hep tek atlıyordum ilk defa birisiyle atlamıştım.
Rüya ilk başta çok korkmuştu ama onu sakinleştirmeye çalıştım ve başardımda
Yukarı çıktığımızda yüzündeki ifadeden keyif aldığı belli oluyordu.
"Ne zaman dönüyoruz?" bunu soran Rüyaydı, Can
"Yemekten sonra gideriz" diyip benden onay beklermişcesine baktığında kafamı olumlu anlamda salladım.

Garson en sonunda siparişleri getirdiğinde, herkes yemeğiyle ilgilenmeye başladı. Kafamı ona çevirdim
Nasıl yiyecekti? Ben merakla ona bakarken bi eline çatal diğer elinede bıçağı alarak normal bi şekilde yemeye başladı. Şaşırsamda dikkat çekmeden bende yemeğime döndüm.
"obo coddon çok gozolmoş pozzo" ağzında yemek dolu olan Burak konuştuğunda ağzındaki pizza parçaları masaya fırladı ben yüzümü buruşturduğumda Irmak
"Ay iğrençsin Burak düzgün ye şunu" demişti. Burak ağzındakileri yuttuktan sonra Irmak'a dönerek dil çıkarttı.
Can Burak'ın sırtına vurduğunda Burak öne eğilerek "Ah! Caann yavaaaş" diye bağırınca bazı masadakiler kafasını bize çevirmişti ama sonra bişeyler mırıldanarak önüne döndüler. Ece, Irmak ve Rüya gülerken Can Burak'a öldürücü bakışlar atıyordu.
"Senin sesinin ayarını... Neyse yediyseniz kalkalım artık" dediğimde Irmak Rüyayı kolundan tutarak kaldırmıştı diğerleride kalktığında biz yürümüş giderken Burak'ın olmadığını fark ettim
"Burak?" diye bizimkilere baktığımda
Can arkasına baktı ve göz devirip bi küfür mırıldanarak yürümeye başladı.
Onun gittiği yere baktığımda masada pizzaları hunharca ağzına tıkan bi malla karşılaştım kim olduğunu tahmin etmek o kadarda zor değil değilmi?
Can Burak'ın t-shirtünden tutarak onu çekiştirdiğinde Burak pes ederek dudaklarını büzdü ve Can'ın elinden kurtularak bize doğru yürümeye başladı.
"Siz gidin ben hesabı ödeyip geliyorum" dediğimde Rüya ve Irmak atılarak
"Şey biz kendi-"
"Saçmalamayın siz çıkın dışarı ben ödeyip geliyorum" dedim ve cevaplarını beklemeden kasaya ilerledim.

Hesabı ödedikten sonra lokantadan çıktım.
Etrafa bakındığımda bizimkileri arabanın orda konuşurken gördüm ve kaşlarımı çatarak o tarafa ilerledim.
"Hadi yaa nolur gidelim pleasee" diyip Can'a yavru köpek bakışları atan Burak'a baktım. "Nereye be?" diye sorduğumda Can'ın kolları arasında olan Ece
"Hayvanat bahçesine gitmek istiyormuş beyefendi"
"Niye arkadaşlarını mı özlemiş" dediğimde Can kahkaha attı. Kızlar konuyu anlamaya çalışıp bize bakıyorlardı.
"Hani şu muz yiyenler" dediğimde diğerleride sonunda anladığında gülmeye başladılar. Sırıttım.
Burak kaşlarını çatıp
"Aa çık ıyıp Aras" dediğinde Ece gülerek Burak'ın omuzuna vurdu
"Utanma maymuş"
"Gidiyormuyuz?" diye gitmeye hevesli gibi görünen Rüya sorduğunda. Burakta bana yalvarırcasına baktığında
"İyi tamam. Ama fazla durmayız" dedim.
Burak "Yes be!" diye sevinçten havaya zıpladığında şöför koltuğuna binmiştim.
Diğerleride bindiğinde arabayı çalıştırdım.

"Pisi pisi" diye demirlerin önünde yatan aslana elini uzatıp seslenen Burak'a 'sen ciddi misin' bakışı atıp elimi alnıma götürdüm. "Bu çocuk cidden mal."
Can "cık cık bu çocuk olmamış. Esma teyzede zavallım bunu gördükten sonra ikinciyi yapmaya cesaret edememiştir"
Dediğinde güldüm.
Irmak Rüyayı Ece'nin koluna bırakıp Burak'ın yanına gitti. Burak kafasını kaşıyarak
"Lan olum niye beni ciddiye almıyorsun, şşiştt alooo kime diyorum" Diyip aslana el kol hareketi yapınca hayvan hırladı
"ananı sikim!" diye korkuyla kendini birkaç adım geriye atan Burak'a yanındaki Irmak karnını tutarak gülmeye başladı.
"Aaa Burak bak bunlar sana çok benziyor" diye eliyle maymunları gösterdi Can. Burak oraya doğru giderek
"Gel bili bili" "Ağzına sıçim ya" diyerek Buraktan utanıp kafamı başka tarafa çevirdim. Ece kolunda Rüyayla bana doğru keldiğinde kaşlarımı çattım.
"Aras Rüyaya eşlik eder misin benim biraz işim var" Rüya'nın kaşları şaşkınlıkla kalkarken benimki daha çok çatılmıştı. Ece kaş göz yapınca bişey demeden Rüyayı yanıma aldım.
Ece memnuniyetle gülümseyip uzaklaştı.
Rüya koluma girdi ve kafasını kaldırarak gözlerime baktı sanki görüyormuş gibi...
"Şey..."
"Efendim?" biraz utanarak
"Akvaryuma gidebilir miyiz?" diye sorduğunda şaşırsamda "Olur. Bende sıkılmıştım zaten" dediğimde gülümseyerek kafasını önüne çevirdi.

Akvaryuma geldiğimizde öylece yürüyorduk. Hafta sonu olmasına rağmen fazla kalabalık değildi.
"Balıkları severmisin?" Rüya'nın bu ani sorusuyla kafamı ona çevirdim.
"Evet. Odamda küçük bir akvaryumum var"
"Eskiden benimde vardı. Yani babamla beslerdik." dedi ve kolumdan sıyrılarak
Küçük adımlarla yürümeye başladı.
"Aras?"
"Efendim?" dedim hemen arkasından düşmesin diye ilerlerken
"Mutlu musun?" neden böyle sorular sormaya başlamıştı ki durup dururken
"Pek sayılmaz..." köşelerden giderek
akvaryumun camında ellerini gezdirdi.
"Şaşırdığını biliyorum, göremediğim halde neden buraya gelmek istediğimi merak ediyorsun değil mi?" Birşey söylemedim.
"Çünkü, buraya geldiğimde o çeşit çeşit balıkları suyun içinde yüzerken gözümde canlandırıyorum." gülümsedim.
Rüya bi anda durdu, bende.
Bana yaklaşarak tam önümde durdu.
"güldün mü sen?" kaşlarımı çatarak
"Hayır, ne alakası var" dediğimde
Birazdaha yaklaşarak
"Gülümsemeni birilerinden saklama Aras"
"Ne? Öyle bişey yaptığım yok." ellerini yanaklarıma koyduğunda kaskatı oldum.
Ellerini yüzümde gezdirmeye başladı. Yüzümü inceliyordu. Çeneme geldiğinde hafif çıkan sakallarımda oyalandı, elleri dudaklarıma dokunduğunda, ellerimi sıktım. Ne yapmaya çalışıyordu? Dudaklarımdaki ellerini yanaklarıma iki yandan kaydırarak
"Saklıyorsun. Gülümsediğini hissedebiliyorum ama sorduğumda hayır diyorsun. Bunu yapma çünkü hayat çok kısa. Şimdi gülümsermisin" gözlerime bakarak "lütfen" dediğinde gülümsedim.
Parmaklarıyla yanağımı okşadı ve oda gülümsedi.
"Gamzelerin var, onunda vardı."
"Kimin?" Derin bi nefes alıp verdi
"Babamın... Ben onun gamzelerine bakmaya doyamadan, gitti."
"Nereye?"
"Sonsuzluğa. Dediğim gibi hayat kısa o yüzden gülüşünü saklama. O gamzelerini saklama, görmek isteyen eminim çoktur"
"Peki, sen görmek istermiydin?" dedim gülerek. Gülünce yanağımda daha belirgin hale gelen gamzelerime parmaklarını bastırarak oda güldü.
"Kesinlikle"











Nasıldı???
Biraz geciktim sörry ♥♥♥
Vote veren ve yorum atan herkese musmutlu günler dilerim...



Sin Fin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin