20. Bölüm

3K 182 45
                                    

Şuana kadar yazdığım en uzun bölüm. Daha uzunlarıda gelecek. ♥

-İyi Okumalar...







Aras Karayel'den

Abimin dediği şeyle donup kalmıştım. Babamın evleneceğini söyledi. Evlenecek.
Anneme deli gibi aşık olduğunu söyleyen adamın bugün evleneceğini duyuyorum. Bu nasıl aşk? Benim bildiğim aşk sadece bir kez olur. Sadece birine bağlı kalırsın ve onu herşeyiyle, tüm hatalarıyla kabul eder sonuna kadar seversin. Annem belki ölmüş olabilir ama o öldükten sonra babam onu hep kalbinde taşımalıydı. Böyle gidipte başka kadınla çıkıp, sonrada onunla evlenmek istemesi bende ona duyduğum şüpheleri arttırdı. İki seçenek vardı; ya babam o kadınla sadece zevk için birlikteydi. Ya da annemi hiçbir zaman sevmemişti.

"Aras sana diyorum? Orada mısın cevap ver!"

"Buradayım."

"Susacak mısın? Babamız evleniyor diyorum!"

"Ne yapmamı bekliyorsun abi! Bir yıl öncede bu kadın yüzünden onunla tartıştım! Ama beni dinlemedi. Şimdi kalkmış evleneceğini söylüyorsun! Gidip konuşsam beni dinleyecek mi sence?!" sesim biraz fazla çıkmış olacak ki koridorda olan bazı hasta yakınları ve hemşireler bakışlarını bana çevirmişti.

"Biliyorum. Ama yinede buraya gelip onunla konuşmalısın, seni tanıyorum Aras. Ben belki pek önemsemem ama sen kafana takarsın. Annemin üzerine başkasıyla olmasını istemiyorsun çünkü." kaşlarım iyice çatılırken arkama yaslanıp alnımı ovdum.

"O adam artık umrumda değil. Özellikle annem gittikten sonra. Evliykende bi tuhaf davranıyordu." bu sefer hastahanede olduğumu hatırlayarak, sesimi biraz alçaltarak konuşmuştum.

"Babamı sevmediğini biliyorum kardeşim. Ama annemi çok seviyorsun. En azından neden böyle birşey yaptığını sor ona. Ben konuştum ama bide senin konuşmanı istiyorum." oflayarak ayağa kalktım.

"Tamam. Yarın gelir konuşurum. Son kez." abim memnun olmuş bir sesle

"Bekliyor olacağım. Görüşürüz." telefonu kapatıp ceketimin cebine attıktan sonra yavaş adımlarla yürümeye başladım.
Yarın oraya dönüp o adamla son kez konuşacaktım. Babamla aramız ne zaman mı kötü oldu? Aslına bakarsan hiçbir zaman iyi değildi.
On dört yaşındaydım. Annemi kaybettiğim zaman. Dışardan bakan birine göre sıradan, zengin, mutlu ve huzurlu bir aile gibi görünüyorduk. Tuhaf olan şey ise, o üç katlı villanın içiydi. Evimiz.
Tanınan iş adamı Hakan bey, yani babam. Çoğu zaman güler yüzlü ve işlerinden başını kaldırmayan bir adamdı. Annem ise genelde suratı asık dolaşır, sadece yüzü abim ve bana bakarken gülümserdi. Abim on sekiz yaşındaydı ve genelde arkadaşlarıyla takılır hatta bazen eve bile gelmezdi. Evde dolaşırken bazen annemi odasından çıkarken ağlayarak görürdüm. Nedenini ise, bilmiyorum. Ama bunu öğrenecektim.

"Of abi ya! Yine sen yendin!" PlayStationın kumandasını elimden atarken, sinirle abime döndüm. Bana sırıtarak bakıyordu.

"Bir dahakine sen yenersin küçük kardeşim." kaşlarımı dahada çatıp, hala gülerek bana bakan abimin omuzuna vurdum.

"Hile yapıyorsun değil mi!?" Sarı saçlarını eliyle geriye atarak bana yan bir bakış attı.

"Kendin beni yenemiyorsun diye şimdide iftira mı atıyorsun?"

"Bir gün seni yeneceğim Selim Karayel."

"Göreceğiz, Aras Karayel." Ne zaman şu maç oyununu oynasak hep beni yeniyordu. Ama kafaya koymuştum, bir gün onu yenecektim. Abim cebinden çıkardığı telefonuyla ilgilenmeye başladığında odama gitmeye karar verip, kapıya doğru ilerledim.
Koridora çıktığımda ev sessizdi. Sadece aşağıdaki mutfaktan gelen ocak sesi vardı. Sanırım Fulya teyze yemek yapıyordu. Fulya teyze, evimizdeki işlerle ilgilenen kişiydi.

Sin Fin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin