Biraz geç oldu sörry :/
Ama yetiştim!
Hadi size iyi okumalar :)Aras Karayel'den
Irmak'ın dediği şeyle gözlerim sonuna kadar açılırken diğerleride ne diyeceklerini bilemiyorlardı. Nerede olabilirdi bu kız? Daha az önce kapının önünde oturuyordu. Nasıl olurdu da birden kaybolabilirdi? Irmak hala ağlarken kendimi toparlayıp onlara döndüm.
"Buralardadır hemen aklınıza kötü birşey gelmesin. Hadi çıkıp arayalım." Hepsi hızlıca başını sallayıp onayladığında, hızlı adımlarla kapıya yöneldim. Askılıktan ceketimi alıp dışarı çıktım. Hava nerdeyse kararmıştı. Onu hemen bulmamız lazımdı. Diğerleride peşimden çıktığında
Elimle nereye gideceklerini işaret ettim."Can, Ece siz bu taraftan gidin." başlarını sallayıp ikiside koşarak gittiğinde hala ağlayan ve ona peçete uzatan Burak'a döndüm.
"Siz ikinizde şu tarafı arayın." Burak işaret ettiğim yöne bakıp tekrar bana döndü. "Sen?" ensemi kaşıyarak ona döndüm.
"Bende tek başıma arayacağım. Hadi çok geç olmadan bulmamız lazım." İkisi birlikte koşar adımlarla dediğim yere gittiklerinde bende vakit kaybetmeden ormanın içine daldım. Dediğim gibi ev resmen ormanın içindeydi ve Rüyada evin etrafında olmadığına göre kesinlikle buralarda biryerdeydi. Ece ve Can'ı ormanın bi tarafına, Irmak ve Burak'ı da bi tarafa göndermiştim. Ben ise ortadan girmiştim. Bizimkilerin 'Rüya!' diye bağırış sesleri gelirken, etrafıma bakarak dahada ilerledim.Yaklaşık yirmi dakikadır ormanda etrafıma dikkatle bakarak yürüyordum ama Rüyadan hiçbir iz yoktu. Hava iyice kararırken çatık kaşlarımla bir daha bağırdım, "Rüya!" ama kuş sesleri, rüzgar sesi ve yağmurun yağacağını belirten gök gürültüsünden başka hiçbir ses yoktu. Ormanda karanlıktan etrafı iyice göremediğim için telefonumun flaşını açıp önüme tuttum. Neredeydi bu kız!? Neden yerinden ayrılmıştı ki!? Ayrıca ben ona hemen geleceğimi söylemiştim ne diye o haliyle bir yere gider!?
Çiselemeye başlayan yağmurla iyice hızlandım. Ayağımın altında ezilen yapraklarla, kalbimin hızla atan sesini duyuyordum. Niye bilmiyordum ama aklıma.. Rüya'nın kaçırılma düşüncesi gelmişti ve bian tuhaf hissettim.
Umarım.., umarım buradadır."Rüyaa!" yağan yağmur şiddetlenmişti ve saçlarımdan aşağı damlalar akıyordu. Üzerimde deri ceket olduğu için vücudum ıslak değildi, tabi pantolonum hariç.
Neredeyse ormanın ortasına gelmiştim.
Elimde tuttuğum flaşla etrafımda dönüp tekrar bağırdım. "Rüyaa!" ama gördüğüm tek şey, koca ağaçlar, çimen ve yağmurdan başka birşey değildi.
Sinirle ağaca vurdum. "Allah kahretsin. Nerdesin!"
Bi kaç adım attığımda flaşın ışığıyla parlak birşey gözüme çarptı.
Ne olduğunu anlamak için yanına gittim.
Bu, Rüya'nın değneğiydi. Demekki yaklaşmıştım.
Elimdeki değnekle biraz daha ilerledim.
"Rüy-" tam bağıracakken duyduğum ağlama sesiyle yerimde kala kaldım. Nereden geldiğini anlamaya çalışırken sol taraftan bi hıçkırık sesi geldi. Hala çatık olan kaşlarımla o yöne gittim. Attığım her adımda ağlama sesini daha net duyuyordum. En sonunda ağacın dibinde oturarak kafasını dizine koyup ağlayan bir kedi gördüm. Böyle.., en masum olanından. Onu bulduğum için gözlerimi kapatıp rahat bi nefes verdim ve yanına ilerledim. Yanına geldiğimi daha fark etmemişti, diz çöküp değneği bi kenara bıraktım ve omzuna dokundum.
"Rüya?" dedim sakin bi sesle. Kafasını yasladığı dizinden anında kaldırdığında, Ağlamaktan kızaran masmavi gözler ve kızarmış küçük bi burunla karşılaştım.
"A-aras?" dedi ağlamaktan çatallaşan sesiyle, gözlerini bir kaç kere kırpıştırdı.
Gülümsedim. "Evet, benim." bian duraksadı ve sonra hemen kollarını boynuma doladı. Ellerim refleksle omzuna giderken o şiddetle ağlamaya başladı. "Bulamayacaksınız sandım.." ağzından bi hıçkırık kaçtığında kollarımı dahada sıkılaştırdım. "Şşşş tamam geçti, buradayım korkma." "(hıçkırır) b-ben sadece köpeği sevmek istemiştim."
Omzuna koyduğum ellerimle geri çekip yüzüne baktım. "Ne köpeği? Ayrıca buraya nasıl geldin!? Çok merak ettim lan!" gözünden aşağı doğru akan yaşlarla
"Özür dilerim.." dediğinde, biraz fazla bağırdığımı anladım ve daha sakin konuştum. "Tamam, ne olduğunu anlat." yanağındaki yaşları sildiğimde burnunu çekti.
"Sen gittikten sonra ben yine orda oturuyordum işte. Biraz zaman sonra köpek sesi duydum. Sesi yakından geliyordu, bende sesin geldiği tarafa doğru gittim. Ama köpeği bulamadım. Her adım attığımda sesi ileriden geliyordu. Sanırım benden kaçmıştı. Bende dalmışım peşinden gittim. Sonra kendimi bianda ormanın içinde buldum ve geri dönmeye çalıştığımda yönümü şaşırdım sonrada bileğimi burktum ve yere düştüm. (burnunu çeker) Herşey köpeğe olan sevgim yüzünden. Benim bi suçum yok." anlattığı şeyi şaşkınlıkla dinlerken, kafamı arkaya atıp güldüm.
"Tam bi baş belasısın." diyerek ona baktım. Gülümsedi. Yağmur yavaş yavaş çiselerken havaya baktım bayağı karanlıktı ve şarjım az kaldığı için flaşta yanmazdı. Bizimkiler aklıma geldiğinde daha fazla merak etmemeleri için Can'ı aradım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sin Fin
Teen FictionAilesiyle birlikte kuzeninin doğum günü partisine giderken kaza sonucu annesini, babasını ve aynı zamanda görme yetkisini kaybeden genç bir kız. Rüya Demir. Yıllar önce ölen annesinin ardında bıraktığı sırları çözmeye çalışan, iki yakın arkadaşıyla...