Sadece koşuyorduk. Daha doğrusu ben koşmuyordum ama öyle hissediyordum. Birden durduk. Etrafa bakındım ancak hiçbir şey yoktu. Kurtlar belirdi.
''Keşke uslu dursaydınız.''
Dedi bir kurt. Hırlıyordu.
''Bizi buna zorladınız.''
Diye ekledi başka bir kurt. Yalnızca onlara bakıyordum. Kimse ne yapacağını bilmiyordu. Yalnızca herkesin gözünde korku vardı.
"Siz gidin."
Dedi Bella.
"Ben hallederim."
"Ama Bella..."
Dememe aldırış etmedi.
"Gidin dedim!"
Daniel hiç itiraz etmeden koşmaya başladı.
"Dur! Bella orada yalnız kaldı."
"O halleder. Hem yanında Dave de var."
Kapıya varmıştık. Kapıyı aralayarak çıktık. Hava kararmıştı. Ay, kendini belli ediyordu. Yıldızlar ise geceye ayrı bir güzellik katıyordu. Daniel arkasına döndü.
"Gitmeyelim demiştim."
Kapı tekrar aralandı. Bella ve Dave bize doğru koşuyordu.
"İyi ki koşmuşuz."
Sırıttı.
"İyi misin?"
"İyiyim Bella."
"Benim de kollarım koptu."
Dedi Daniel.
"Yürüyebilirsin değil mi?"
"Evet."
Göz devirmeden edemedim. Yavaşça yere bıraktı. Kollarını salladı.
"Haydi gidelim."
Hepimiz Dave'i onayladıktan sonra ilerlemeye başladık.
Okula vardığımızda çok değişik bir yer olduğunu fark ettim. Eski okula oranla çok büyüktü. Daha çok kırmızı ve siyah tonları hakimdi. Ancak daha gizemli bir havası vardı.
"Okulu daha sonra da incelersin."
Daniel bu ara her şeyi tersliyordu.
"İçeri gireceğiz. Tabii incelemen bittiyse."
Derin bir iç çektim.
"Bitti."
Nefesimi dışarı vererek söylemiştim. Okula ilerledik. İçerisi saray gibiydi. Gözüm her yere kayıyor, her yeri incelemek istiyordu.
"Müdürle konuşalım."
Dedi Dave.
Müdürün odasından çıkmıştık. Bella ile aynı odada kalabilmek için her şeyi yapmıştım. Adam sonunda bıkarak 'tamam' demişti.
Odaya gelmiştik. Bella yatağa uzandı.
"Sen yokken buralar berbattı."
"Biliyorum."
"Daniel gibi yapma."
Güldüm.
"Şaka şaka."
Gözlerini kapatarak derin bir nefes aldı. Yavaş bir şekilde geei verdi.
"Şakalarını özlemiştim."
"Sen nasıl kurtuldun?"
Kafasını işaret etti.
"Beynimle."
"Nasıl işte?"
"Plan yaptım. Tabi şuan pek hatırlamıyorum."
"Bir şeyi de hatırlasan!"
Göz devirdi.
"Ben yokken neler yaptınız?"
"Uzağı duyma becerisini öğrendik ve diğerlerini çalıştık."
"Bu kadar mı?"
"Okula yeni geçtiğimizden yerleşme gibi şeyler oldu zaten."
"Peki bana o beceriyi çalıştırırlar mı?"
"Gel de grup başkanının yanına gidelim."
"Tamam."
Koridorda yürürken herkes bize bakıyordu. Bazılarının ağzı kocaman açılırken, bazıları bana bakarak yanındakiyle konuşuyordu. Grup başkanının yanına geldik. Gözlerini kocaman açtı.
"Uyanmışsın."
"Evet."
"Bu arada Aria'ya yeni beceriyi çalıştırabilir misiniz?"
"Zor olmaz mı?"
"Hayır."
"O zaman yarın saat 11'de bahçede ol."
"Peki."
Odamıza yöneldik. Özlemiştim arkadaşlarımı... Okulu bile özledim denebilirdi. Odanın kapısını yavaşça araladı Bella.
"Dur törenle girelim."
"Girdik zaten bir kere. Ne gerek var?"
"Çok gerek var!"
Odanın kapısını yavaşça aralarken bir şarkı söyledi. (Burayı uydurdum.)
"Şimdi girebilirsin."
Sırıtarak içeri girdim. Bazen çok saçma davranabiliyordu.
"Bugün uyumayacağız."
"Ne? Ben yarın çalışmaya gideceğim!"
"Of! O zaman yarın uyumuyoruz."
"Tamam."
Güldü.
"Haydi o zaman iyi geceler! Ben uyuyacağım."
"Dur!"
"Ne oldu?"
"Benim rozetim yok!"
"Alırız."
Uykulu bir şekilde söylemişti.
"Ama yarın 11'de bahçeye çıkacağım."
"Çıkmadan önce alırsın."
Esnedi. Uyuduğunu anlamıştım.
Bugünü düşünerek gözlerimi yavaşça kapattım.SELAM! BU BÖLÜM HİÇ İCİME SİNMEDİ. AKLIMA BAŞKA BİR FİKİR GELMEDİ. BU ARADA 500 OKUNMAYA YAKLAŞMIŞIZ! OYLARIMIZIN DA 100 OLMASINA AZ KALMIŞ.
ŞARKI:BTS-DOPE
GÖRÜŞÜRÜZ CANLAR!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Hayatım
VampiroNereden bilecekti ki vampir olduğunu? Aklına bile gelmemişti aslında. Yani bir vampir olmayı düşünmesi? Ona biraz garip geliyordu. Sonrasında da öğrendi işte. Kamp ve ardından okul... Yorulmuştu ama beklediğine değmişti. Bir de bu süreç içerisind...