Bir anneme, bir babama baktım. Hayır, bu gerçek olamazdı. Onlar beni yarı yolda bırakmaz, bırakamaz. İkisinin de kafası başka yerlerdeydi. Bunu biri yapmıştı ya da kendileri. Emin değildim. Dizlerimin bağı çözüldü birden. Kendimi yerde buldum. O sırada Daniel kollarını bana doladı.
"Aria. Güçlü ol lütfen." O da ağlıyordu. Ama belli etmemeye çalışıyordu. Gözyaşım hayallerimle birlikte süzüldü yanaklarımdan. Sanki tüm hayatım aktı onlarla birlikte.
"Daha yaşayacak anılarımız vardı." Daniel yüzümü ellerinin arasına aldı.
"Onlar için yaşayacaksın. Bunu unutma." Kafamı boynuna gömdüm. Daniel da saçıma minik bir öpücük kondurdu. Bir süre öylece durmasıyla meraklandım. Kafamı kaldırdım. Bir yere bakıyordu.
"Nereye bakıyorsun?" Ayaklandı. Bana cevap vermemeyi seçiyordu. Komodinin önünde durarak eline bir kâğıt aldı.
"Bu sana Aria." Kâğıdı bana uzattı. Elime aldım. Bu renkli bir zarftı. Açtım ve içindekini okumaya başladım.
Canım Kızım,
Biliyorum, çok acı çekeceksin. Ama yapmak zorundaydık. Seni korumak için yok olmak zorundaydık. Sana bu gücü verebilmek için ölmek zorundaydık.Kutuyu aç. Bu güçle kendini ve başkalarını koruyabilirsin.
Bunu başkasının yaptığını göstermek istedik. Daha doğrusu öyle düşünmeni... Biz kendimiz böyle olmasını istedik.
Özür dileriz.
Seni çok seviyoruz.
Annen ve Baban...
Öylece baktım yalnızca. Gözlerim yanmaya başladı. Hangi kutudan söz ediyorlardı? Komodinin üzerine baktım. Gökkuşağı rengindeki çiçeklerle kaplı, altın rengi bir kutuydu. Elime aldım. Daniel ise bana öylece bakıyordu.
"O da ne? Kara büyü kutusu mu?" Beni güldürmeye çalışıyordu. Başarmıştı da. Kıkırdadım."Hayal gücün çok geniş." Kutuya döndüm tekrar. Biraz inceledikten sonra kapağını araladım yavaşça. İçinde bir şey parlıyordu. Tamamen açmamla etraf birden kör edici şekilde parladı. Gözümü bir süre daha açık tutsaydım şimdi onlara veda etmiştim herhâlde. Gözlerimi kapattım sıkıca. Arada açıp bakıyordum. Parlaklık geçtiğinde kendimi farklı hissettim. Sanki biri bana güç takviyesi yapmıştı. Altında yine bir kâğıt gördüm. Ancak bu yazı anneminkine de babamınkine de benzemiyordu. Merakla elime alarak okumaya başladım.
Güçlü olduğunu sanıyorsan yanılıyorsun minik vampir. Karşıma çıkarsan gücünün tamamını kullanmayı öğretebilirim. Ama bir karşılığı olmalı değil mi?
Saçma sapan bir nottu benim için. Daniel'ın da okuduğunu anlamıştım.
"Dalga geçiyor olmalı. Onun yanına gitmeyeceksin. Gücünü istiyor." Belki de haklıydı.
"Gitmeyeceksin tamam mı?" Kafamı olumlu anlamda salladım. Sonrasında anne ve babama döndüm.
"Sizi özleyeceğim." Daniel'a baktım.
"Artık gidelim. Biraz daha durursam ağlama krizi geçireceğim." Son bir kez onlara döndüm.
"Haydi Aria."
"Tamam geldim." Odadan çıktık.
"Bekle," dedim. "Odamdan bir şey alacağım."
"Peki." Odama yöneldim. Kapının arasından baktım. Hiçbir şey değişmemişti. Dağınıklıklarım bile aynen duruyordu. Aklımda bir anı canlandı birden.
"Kızım!" Aria'nın odasına geldi annesi.
"Burası biraz dağılmış." Gözlerini etrafta gezdirdi. "Toplayalım mı?" Aria hemen kollarını çaprazladı.
"Ben toplamam." Tek kaşını kaldırdı annesi. Sonrasında da cebinden bir çikolata çıkardı. Aria'nın gözleri fark edilebilecek bir şekilde parlayarak büyüdü.
"O zaman bu çikolatayı ben yiyeyim." Annesi çikolatayı ağzına götürüyormuş gibi yaptı.
"Tamam. Toplayacağım." Ellerini çikolataya uzattı Aria.
"Önce topla bakalım." Aria somurttu ama itiraz da etmedi. Toplamaya başladı yavaşça.
Gözlerim dolmuştu. Acaba bir daha toplasam gelip çikolata verir miydi?
"Aria ne alacaktın?" Albümümü göstererek elime aldım.
"Tamam mı?" Kafamı olumlu anlamda salladım. Buruk bir gülümseme yerleştirdim yüzüme. Hatta onu bile tam yapabildiğimden emin değilim.
***
Okula geri gelmiştik. Yol boyunca hiç konuşmamıştık. İçimden gelmemişti. Yine hiçbir şey demeden kendimi odaya atarak yatağa fırlattım. Bella daha gelmemişti. Ama birazdan gelecek ve beni soru yağmuruna tutacaktı. Derin bir iç çektim. Şu an konuşmak istemiyordum. Dolabıma yönelerek yeni kıyafetler aldım. Banyoda giydikten sonra çıktım. Bella daha gelmemişti. Kendimi yatağa bırakarak derin bir uykuya daldım.
Şu an rüya aleminde miyim? Annem ve babam karşımda bana gülümsüyorlar. Onlara doğru koşuyorum ama ben onlara yaklaştıkça onlar benden uzaklaşıyorlar. Sonrasında simsiyah bir adam çıkıyor karşıma.
"Artık onlar yok. Unut onları. Bana gel. Gücünü geliştireyim."
Ter içinde uyandım. O kimdi? Benim gücümü mü istiyordu? Peki kendimi nasıl koruyacaktım? Düşüncelerimi bozan şey kapı sesi oldu. Ancak yanılmıştım. Gelen Bella değildi. Gelen kişi...
SELAM! NASILSINIZ? BU BÖLÜMÜ NASIL BULDUNUZ? GÖRÜŞLERİNİZİ YORUMLARDA BELİRTMEYİ UNUTMAYIN. BİR DE SİZCE GELEN KİŞİ KİMDİ? DÜŞÜNCELERİNİZİ MERAK EDİYORUM.
YORUM DEMİŞKEN AKLIMA GELDİ. OKUNMALARIMIZ ÇOK HIZLI ARTIYOR ANCAK YORUM YOK SON BÖLÜMLERDE. YORUM YAPARSANIZ SEVİNİRİM.
NEYSE ÇOK OLDU.
GÖRÜŞÜRÜZ♡♡♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Hayatım
VampirNereden bilecekti ki vampir olduğunu? Aklına bile gelmemişti aslında. Yani bir vampir olmayı düşünmesi? Ona biraz garip geliyordu. Sonrasında da öğrendi işte. Kamp ve ardından okul... Yorulmuştu ama beklediğine değmişti. Bir de bu süreç içerisind...