Durdu ve iri yeşil gözlerini kocaman açtı. Ardından kalabalıgın ortasında sonbirkez daha gözlerinin içine baktı. Daha sonra adeta koşarmışcasına
yoluna devam etti.
Soğuk ve ifadesiz bakan gözleri gizem doluydu. Ve Asya tamamen onun kontrol edebildiği bir durumun içinde bulmuştu aniden kendini. İstem dışı bir sekilde ardından hızla ilerliyordu.
Dokunabilecek kadar yakın olmasına rağmen ona bir türlü dokunamıyordu. İradesizce onu takip etmeye devam etti.Yağmurun aniden durmasıyla cadde eski haline dönmüştü. Onlarca insan birbirine çarparak kaldıkları yerden hayatlarına devam ettiler. Gizemli kadın kalabalığın arasında bir görünüp bir kayboluyordu. Asya tam onu kaybettim derken yeniden ortaya çıkıyor ve etkileyici bakışlarla tesiri altına alıyordu. Asya bunu bilerek yaptığını anlamıştı. Henüz bilmediği bir nedenden dolayı takip etmesini istiyor ve hızla ıssız sokaklara doğru çekiyordu kendisini.
Bu tuzak olabilirdi ama Asya bunu umursamadı."Hey! Dur biraz."
Boş bir sokağa girdi ve yolun sonunda durdu. Aralarinda sadece birkaç metre mesafe vardı. Yine dikkatle yüzüne bakıyordu. Bu ne bir meydan okumaydı ne de başka bir şey. Bu sadece takip etme ve takip ettirme isteğiydi. Bu açıklığa kavuşması gereken birşeylerin olduğunu gösteriyordu.
Asya etrafa göz gezdirdi. Koca sokakta ikisinden başka kimse yoktu görünürde. Biraz sonra başı boş bir köpeğin havlaması yankılandı aniden ürperen yüreğinde. Kendini gergin hissediyordu. El ve ayakları boşaldı adeta. Ama bunu karşı tarafa belli etmemeye çalıştı.
Ellerini kaldırdı ve ona doğru birkaç adım atarak,
"Hey, sakin ol! Sadece seninle konuşmak istiyorum. Beni anliyormusun?"
Kadın birkaç adım geriledi. Yüzünde anlamsız bir ifade vardı. Gözleri ise dipsiz bir kuyu gibiydi. Gizem doluydu. Asya ondaki bu karmaşaya bir anlam veremiyordu. Gerçekten çok garip biriydi.
"Lütfen, biraz bekle! Dedigim gibi sana zarar vermek istemiyorum. Sadece birkaç soru sormak istiyorum."
Asya ellerini iki yanına indirerek sakin görünmeye çalıştı.
"Benden neden kaçıyorsun? Yada neden seni takip etmemi istiyorsun? Bana anlatmak istediğin birşeylermi var? Hımm?"
Kadın arkasını döndü ve hızla gözden kaybolurmuşcasına gitti. Asya birkaç adım öteden sonra onun bir binaya girdiğini gördü. Hızla koştu ve onun girdiği binanın önüne geldi. Burası bir bardı. Başını kaldırdı ve tabeladaki "THE GHOST BAR" yazısını okudu.
Yaşadığı durumu açıklar nitelikteydi barın ismi. Ne garip!Bu sahneyi daha önce yaşamıştı sanki.
Evet şimdi hatırladı bu kaçma kovalamaca olayını.
Kâbuslarındaki sahnenin neredeyse aynısı gibiydi.
Dalga dalga en kötü haliyle canlanırken zihninde kâbusları Asya yine o karanlık koridorda yeniden kosuyormuş gibi hissetti kendini. Kanlar içinde bitkin düşmüş bedeniyle yüzünü görmediği bir kadını takip edişini hatırladı.
Onun kendisini büyük bir tehlikeden korumaya çalıştığını düşündü.
Ya bu gizemli kadın ne yapmaya çalışıyordu? Kâbuslarındaki kadın o olabilir miydi?
Kalbi ve aklı durmuş gibiydi. Hissettikleri ne korkuya benziyordu ne de cesarete.
"Lanet olsun!" dedi başını iki yana sallayarak.Bir süre içeri girmekte tereddüt etsede Asya, bundan başka çaresinin olmadığını biliyordu. Elini belindeki silahına götürdü. Bardan içeri girdi ve öncelikle etrafa dikkatlice bir göz attı. İçerde birkaç bar çalışanının dışında kimse görünmüyordu. O gizemli kadından başka birşey düşünemediginden farkedememişti bardaki garip havayı. İçerisi alışılmışın dışında ismine yakışır biçimde dekor edilmişti. Duvarlar farklı aralıklarla çizilmiş ürkütücü resimlerle doluydu. Resimleri tamamlamak içinde farklı birçok kesici aletin yanı sıra deri kayışlar ve zincirlerle donatılmışti.
Asya kendi kendine söylendi." Kim böyle bir barda eğlenmek ister ki? Burasi insana kendini cehennemde gibi hissettiriyor." dedi.Biran için düşünceleri dağılsada burada olma nedenini hemen hatırladı. Gözleri yeniden o gizemli kadını aradığı sırada aniden karşısına dikilen iri yapılı, kaslarında anlamsız dövmeleri olan tıpkı Amerikan filmlerinden fırlamış gangsterler gibi görünen siyahi dazlak bir koruma irkilmesine neden oldu.
"Birine mi bakıyorsunuz bayan?" diye sordu kırık aksanıyla.
Asya korumayı dikkatle inceleyerek, "Hangi ülke?"
"Anlamadım?"
"Nereli olduğunu sordum?" ses tonu agresifti.
"Renklerle ilgili bir sorunun mu var?"
diye sordu sesinden kendisini küçümsemeye çalıştığı fikrine kapılarak.
"Sen müşterilerini böyle mi karşılıyorsun?"
"Müşterilerimin renklerle ilgili bir sorunu varsa evet." Üzerine yürüdü ağır adımlarla.
Asya onu sinirlendirmisti. Karşısında dimdik durdu bir adım dahi olsa gerilemedi.
"Hey hey sakin ol! Hemen sinirlenme. Ben ırkçı biri değilim. Seninle bir sorunum yok buraya sadece birini bulmak için geldim."
"Sen polis misin? " diye sorduğunda henüz yeni farketmiş olduğu Asya'nın belindeki silahina takıldı gözleri."Bu senin için bir sorun mu?"
"Buraya neden geldiniz?"
"Dedim ya, birini arıyorum."
İri cüsseli koruma birkaç adım gerileyerek Asya'ya yol verdi.
"Polislerle başım derde girsin istemiyorum."
"Biliyor musun sen hem şirin hem de akıllı birisin."Adam sakin görünmek için elinden geleni yapıyordu.
"Aradığınız çalışanlarımızdan birimi? Aksi halde henüz açılmadığımızı farketmiş olmalısınız.""Bunu henüz bende bilmiyorum."
"Ozaman size nasıl yardımcı olabilirim?"
"Şimdilik önümden çekilmen yeterli olacak."
Öfkeli bir bakış, ama yenilgiden başka çaresi yoktu.
"Yardıma ihtiyacınız olursa Michael
diye seslenmeniz yeterli."
"Bunu sevdim. Bu arada ben içerde arama yaparken birilerinin dışarı çıkmadığından emin ol! Bunu yapabilir misin?"
Adam evet anlamında başını salladı.Asya her yeri didik didik ettikten sonra çalışanların kimliklerini kontrol edip tarifine uygun bir kadının burada çalışıp çalışmadığını sordu. Ama ne çalışanlar arasında öyle biri vardı ne de öyle biri içeri girmişti. Önce buna inanmak istemedi
ama kamera kayıtlarını inceleyince çalışanlara inanmaktan başka çaresinin olmadığını anladı. Sonra binanın başka bir girişi olup olmadığını kontrol etti.
Arka tarafta bir giriş vardı oda sadace dışarıdan giriliyordu. Bar'a ne girisi ne de bir çıkışı vardı. Ayrıca bina boş olduğu için kapı da dışarıdan kilitlenmişti.
Binanın ön taraftaki girişi ise yalnızca bara açılıyordu. Yani kadın bara girmişti ama çıkmamıştı. Öyleyse kadın bardan başka bir yerde olamazdı. Asya onu içeri girerken gördüğüne emindi. Her ne kadar kameraya görüntüsü takılmamış olsada onun içerde bir yerde olduğunu biliyordu. Peki ozaman kadın şimdi nerede gizleniyor?Asya korumanın doğru söylediğinde emin olmak istiyordu bu yüzden siyahi adamı tekrar sorguya çekti.
"Birkaç dakika önce içeri giren kadını görmemiş olman akıl alır gibi değil."
Adam Asya'ya aklını kaçırmış gibi bakıyordu.
"Bakın size biraz öncede söyledim. Beş saattir buradayım ve sizin dışınızda içeri giren hiç kimse olmadı.""Yani sana göre ben aklımı mı kaçırdım. Yada poliscilikmi oynuyorum. Hımmm?"
"Bakın ister inanın ister inanmayın ama bu doğruyu söylediğim gerçeğini degiştirmeyecek. Üstelik kamera kayıtlarını da birlikte inceledik buna rağmen sizce benim yalan söylüyor olmam ne kadar mümkün olabilir ki?"
Asya olanlara inanmak istemiyordu. Tekrar her yeri aramak istedi. Girişin solundaki koridordan tuvaletleri yeniden kontrol etmek için ilerledi.
Bunu yaparken dış kapıyı kapattırmayı ihmal etmedi.
Koridorun sağında bayanlar tuvaleti solunda ise erkekler tuvaleti vardı. Hemen koridorun sonunda ise çalışanların soyunma odası bulunuyordu.
Asya önce sağ taraftaki bayanlar tuvaletine girmek istedi. Koruma hemen arkasından kendisini takip ediyordu.
Belindeki silahını davrandı ve emniyetini kontrol ederek sessizce içeri süzüldü. Yan yana duran üç tuvaletten birisinin kapısının ardına kadar açık oldugunu gördü. Diğer ikisi ise kapalıydı. İçerden ses geliyordu.
Asya adımlarını yere sağlam basarak kapının ardındakini dışarı çıkarmak için aceleci davranmamaya özen gösteriyordu. Tuhaf bir duygunun içini kapladığını farketti. Sakinliğini korumaya çalıştı.
Omuzlarını dikeltti ve silahını iyice kavradı. Ardından içerde birilerinin olduğundan emin olmaya çalıştı. Kapıya yavaşça vurdu.
"Hey içerde biri varmı?"
Ses yok.
Hemen yan taraftan gelen sifon sesiyle irkildi.
Kapıda dikkatle kendisini izleyen korumanın yüzüne baktı.
Sesin geldiği bölmeye ilerledi ve kapısına birkaç kez vurdu.
"Hemen dışarı çık."
Biraz sonra kapı açıldı ve içerdeki ağır adımlarla dışarı çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÖNÜŞ
Misterio / SuspensoLanet benimle var olmuştu olmamalıydı, Ben de var olmamalıydım. Beni doğuran kadınla birlikte ölmeliydim, Ya da rahmine hiç düşmemeliydim.