DÖNÜŞ

"THE GHOST BAR" 15

Kayıt 15.08.2007

Sahibi bar için neden böyle bir isim seçmişti bilinmez ama bu ismin o bara yakıştığı bir gerçekti. Nede olsa deyişte herşey bir tercih meselesiydi.
Zaten iç dekorda ismiyle son derece uyumluydu. Sahibi "Ghost" yani hayalet adını ürkütücülüğünü elinden geldigince barında yansıtmaya çalışmış ve bunu da başarmıştı. Bar sahibinin nasıl bir karakter olduğunu tahmin etmek hiçte zor değildi.

Saat 21:35

Görünüşte rakçılara benziyorlardı. Üzerlerindeki siyah tişörtlerin baskısı bilindik bir filmin kapak resmiydi.

Nicolas Cage, ünlü Amerikalı yıldız. Son dönemlerin en popüler sıradışı filmi olan Ghost River'in başrol oyuncusu.

Harley motorsikletin üzerinde alevler içindeki kuru kafa görüntüsü sıradışılığıyla dikkat çekiciydi.

Bardan içeri giren birkaç adamın üzerindeki tişörtlerde Ghost River baskısı vardı. Adamların sadece giyimleri değil saç kesimleride dikkat çekecek biçimde aynıydı. Asya ilk başta onların barın çalışanları olduklarını sanmıştı. Ama kısa süre
sonra öyle olmadıklarını anladı. Şüphe çekiciydiler.

Mehmet'ten görüntüyü büyütmesini istedi. Yüzleri açıkça görülebiliyordu. Kamera net bir çekim yapmıştı.

Davranışlarından barın çalışanları olmadıkları anlaşıldığı gibi eğlenmek için gelen müşterilerede hiç benzemiyorlardı.

Garip davranıyorlardı. Asya her hareketlerini dikkatle inceledi.

Sakin ve gözlemciydiler. Konuşmak yerine gözleriyle anlaşmayı tercih ediyorlardı. Tıpkı avına saldırmaya hazırlanan pusuya yatmış aç kurtlar gibiydiler.

Barda saat 22:00 'ı gösterdiği sırada gruba bir kişi daha katıldı. Giyim tarzı diğerlerinkiyle aynıydı ve tanıdık bir yüzdü.

Bu uzun uğraşın karşılığında verilebilecek en mükemmel hediyeydi. Nihayet Sarp ÇAKIR ve arkadaşlarının birlikte görüntülendiği bir kayıt bulunabilmişti. Asya kaydı durdurdu ve emin olmak için robot resmiyle görüntüdeki kişiyi karşılaştırdı. O kesinlikle Sarp'tı. Oturduğu yerden kalktı ve "Biliyordum, birşeyler bulabileceğimi biliyordum." dedi gülümseyerek.

"Burnun gerçektende iyi koku alıyormuş."

"Kesinlikle."

"Şimdi cinayeti şeytanın işlediğinede inanmam mı gerekiyor?"

"Belki de inanman gerekiyordur."

Birkaç saniye Asya'yı dikkatle inceledi.

"Şimdi ne yapmayı planlıyorsun?"

"Katilin mesajında bahsettiği kişinin bunlardan biri olduğundan eminim. Bunları bulmamız gerekiyor."

"Tahmin ettiğimiz gibi Sarp ve arkadaşları eğer pis işlerin adamlarıysa onlara kolayca ulaşabileceğimizi sanmıyorum."

"Denemekten başka çaremiz yok. İki hafta böyle bir katil için uzun bir süre ve biz hӑlâ ikinci bir cinayet haberini almadık. Buda katilimizin kurban listesindeki diğer kişiye henüz ulaşamadığını gösteriyor."

"Katilimiz belliki sabırsız biri değil. Acele etmek gibi bir hata yaparak kendisini riske etmek istemiyor olabilir. Bir planı olduğundan eminim. Ya da sıradaki kurbanı bunlardan biri değildir. Bu bir şaşırtmaca da olabilir."

"Bunlardan biri olmasada katilin peşinde olduğu kişinin bu kişilerle bir bağlantısı olduğundan eminim. Bana
kalırsa katil kesinlikle kurbanlarını çok iyi tanıyor ve onlar hakkında herşeyi biliyor. Eğer öyle olmasaydı
kurbanları aracılığı ile bir diğer kurbanına mesaj göndermezdi. Bence sebep kesinlikle bu değil. Henüz
bilmediğimiz başka şeyler olmalı."

"Haklı olabilirsin."

Bir süre cinayet hakkında konuşup bir sonraki adımın ne olacağı üzerinde durdular. Mehmet'te enaz Asya kadar kendini yorgun ve aç hissediyordu. Bugün onun izin günüydü ve sırf Asya rica ettiği için ona yardıma gelmişti.

"Hazır istediğimizi bulmuşken neden biraz ara verip birşeyler atıştırmıyoruz. Biliyorsun izin günümü sana yardım etmekle geçirdim. Benim için birşeyler yaparsın diye düşünüyorum."

"Burada olmaktan rahatsızsan hemen gidebilirsin."

"Aksine çok memnunum." dedi Mehmet birkez daha Asya'nın gözlerinin içine bakarak.

"Ozaman dışarda yemeğe ne dersin? Hem biraz hava da almış oluruz." Asya gözlerini ondan kaçırdı.

"Bana uyar." dedi Mehmet oturduğu yerden doğrularak.