...
Artık içerde yolunda gitmeyen birşeylerin olduğundan emindi. Duyduğu sesler, kanla çizilmiş resimler
ve leş kokusuna benzeyen pis kokular, hepsi vahşi ölümlerin birer sonucuydu.
Üzerinde omuzları düşük, geniş yaka siyah bir tişört ve siyah deri tayt bir pantolonu vardı. Ruju, ojesi
ve gözlerine çektiği siyah sürmeyle kıyafetini kombine etmişti. Siyah küçük gözleri kalın çektiği sürmeyle
olduğundan daha iri görünüyordu, saçları ise sonradan siyaha boyama olduğu belliydi. Beyaz teni
siyah makyajı ve siyah kıyafetleriyle daha da ön plana çıkmış loş ışıkta beyaz pudraya bulanmış gibi
görünmesine neden olmuştu. Asya yaklaşık 1.55 boylarında henüz yirmili yaşların başında elinde sigarayla
yarı sarhoş olan kızın yanından geçmesini izledi. O sırada biri omuzuna çarptı ve aynı anda hızla dönüp
çarptığı kişiye suçlayan gözlerle baktı. Sanki suçlu kendisi değilmiş gibi tuhaf bir şekilde omuzuna
çarptığı kişiyi aradı. Asya o anda onun tarafından görülmediğini anladı. Tam karşısında durmasına rağmen
tuhaf biçimde o kendisine çarpan kişiyi arıyordu. Öfke dolu adam istediğini elde edemeyince gitmeye karar verdi.
Diğerleri tarafından görünüp görünmediğini anlamak için aralarında dolaştı. Birilerine kasıtlı olarak omuz attı,
ama durum diğerleri içinde aynıydı. Onlar tarafından görülmüyordu. Buna sevinmelimi yoksa üzülmelimiydi?
Elinde olmadan tuhaf biçimde korkuları arttı. Birileri tehlikenin yaklaştığını söylüyordu.
Düşünceleri dağınıktı ve hiçbirşeyi kendi isteğiyle yapmıyordu. Herşey kendiliğinden oluyordu. Bu yüzden
düşünemiyor ve doğru kararlar veremiyordu. Biran önce buradan kurtulmanın bir yolunu bulmalıydı.
O sırada yine o çığlık seslerini duydu. Bu defa rüzgar sesiyle bütünleşmiş uğultu halindeydi. Biraz sonra
sesler müzik sesini bastırıp daha da netleşti. Ardından usulca kulağından içine doğru aktı. O anda beyninde
fırtınalar koptu. Şimşekler çakıyor ve gök gürlüyordu. İçinde kıyamet kopuyor gibi büyük bir sarsıntı
hissetti. Lanet olası sesler adeta beynini tırmalayarak dayanılması güç ir işkenceye dönüşmüştü.
Daha fazla dayanamadı ve büyük bir acı içinde kulaklarını kapatarak dizleri üzerine çöktü. Çığlık attı.
Yardım istiyordu... Sesini duyan herhangi birinden yardım istiyordu...
Genzini yakan nem kokusuyla aniden irkildi. Yarı aydınlık koritorun tam ortasında duruyordu. Avizelerin
bir kısmı patlamış cam parçaları heryere saçılmıştı. Duvardaki boyalar ise nemden kabarıp yerlere dökülmüştü.
Şimdi buraya nasıl gelmişti? "Allahım sen beni koru!"
İçinde patlamaya neden olan sesler tamamen kesilmişti. Ama hissettiği tehlike endişesi hӑlӑ devam ediyordu.
Bu defa sessiz tehlikenin çok yakınında olduğunu hissetti. Ölümün o ürkütücü çağrısını duyar gibi oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÖNÜŞ
Misteri / ThrillerLanet benimle var olmuştu olmamalıydı, Ben de var olmamalıydım. Beni doğuran kadınla birlikte ölmeliydim, Ya da rahmine hiç düşmemeliydim.