Aradan en fazla yarım saat geçmişti. Kapım tıklatıldı.
Gözlerimi açmamaya gayret gösterdim. Gelen kişinin Merve olduğunu biliyordum çünkü...
En iyisi uyuyor taklidi yapmaktı.
Yanıma gelip sandalyeye oturdu. Konuşmaya başladığında sesinin titrediğini fark ettim.
-Begüm, ben... ne diyeceğimi bilemiyorum.. Çok özür dilerim.
Ahh hepsi benim hatam. Seni o aptal yere çağırmamalıydım..
Ağlamaya başlamıştı. Onun suçu yoktu belki ama yine de onun yüzünden oraya gitmiştim. Bu konuşmasının ardından bana baktı.
Ben konuşmayınca o devam etti
" Begüm bak ben seni herkesten çok seviyorum. Senin yanında böyle ağlamak istemiyorum ama elimde değil. Kendini toparlayacaksın.. Güçlü bir kızsın biliyorum ben seni... Her zaman yanındayım bitanem. Bana kızgın olduğunun farkındayım. O yüzden şimdi gidiyorum ama her şey eskisi gibi olacak emin ol... "
Sandalyeden kalkıp odadan çıktı.
O gittiğinde bende daha fazla ağlamaya başladım.
Bir Ay Sonra...
Telefonun o aptal alarmı yine okula gitmem için avazının çıkabildiği kadar bağırıyordu sanki...
Hemen kalkıp üstümu giyindim. Özensiz bir şekilde saçlarımı toplayıp evden çıktım.
Kahvaltı yapmayı hiçbir zaman sevmemiştim. Ve şu annelerimizin söylediği söze de hiç katılmıyordum
Kahvaltı yapmazsak güçsüz olurmusuz falan. Yoo gayet de güçlüyüm işte.
Okul Yolunda en azından moralim 15 gün önceye kadar daha iyi ilerlerken Kıvanç'ı gördüm. Karşı yoldan yürüyordu.
Tabii ki moralimi alt üst etmeye yetiyordu her gün.
Ama yanına gidip boynuma sarılamazdım ya.. Nede olsa beni terketmişti... Başıma gelen o olaydan sonra Kıvanç benden ayrıldığını söyledi. O zor günlerimde yanımda olan tek kişi Merve'ydi. Onu nasıl affetmezdim ki...
Okulun kapısından girdiğimde Merve'yi gördüm. Gelip boynuma sarıldığında boğulacak gibi oldum
-Heyy, Yavaş..
Kendini geri çekip güldü.
-Naber ?
-İdare eder.. Sen?
-Bende sen iyi oldukça iyiyim işte..
-Okula yeni bir çocuk gelmiş gördün mü? Hemde bizim sınıfa.!
-Ee sonuç?
-Kızım çocuk çok yakışıklı. Bütün kızlar ağızları açık onu izliyordu.
-Uff Merve. Bu muydu ya. Beni ilgilendirmez.
Deyip sınıfa gittim.
Tek başıma oturduğum sırama çantamı koyup bir kitap açtım ve okumaya başladım....
Okumaya başladıktan ya 10 ya da 15 dk sonra bir sesle irkildim. Fazla iyi bir sesle...
-Yanın boş mu?
Başımı kaldırıp sözün sahibine baktığımda Merve'nin bahsettiği çocuğun tam da karşımda olduğunu anladım. Çünkü gerçekten çok yakışıklıydı. harika şekil verilmiş saçlar. .Ahh ben ne düşünüyordum böyle!
- Evet, boş
diye cevap verdikten sonra sınıftan bir kızın sesini duydum
-Ahh canım benim yanımda boş. Istersen oturabilirsin.
Adını henüz bilmediğim çocuk gülümseyip gamzelerini ortaya döktü.
-Yok böyle iyi.
Deyip yanıma oturdu.
-Ben Ege.
elini uzattı.
Başıma gelen o olaydan sonra kimseyle konuşmuyordum ama şu anda mecbur kalmıştım.
-Begüm. .
diye fısıldadım ama elini tutmadım. Gözlerim Kıvanç'a kaydığında bizi izlediğini farkettim.
Egeye gülümseyip kitabımı okumaya devam ettim.
Teneffüs ziliyle kendime geldim. Ders boyunca kitap okumuştum. Başımı kaldırdığımda Ege'yle göz göze gelmeyi beklemiyordum.