-14-

630 23 9
                                    

Omzumda bir el hissettiğimde Kıvanç diye çok korkmuştum çünkü şu anda arkamda olan kişi az önce Ege'yle yere düştüğümüzü görmüş olmalıydı.

Arkamı döndüğümde karşımda eski sınıf arkadaşım Çağatay'ı gördüm.

-Begüm, uzun zamandır görüşemiyoruz.. Nasılsın ?

Çağatay diye bir yandan sevinirken bir yandan Ege'ye bakıyordum. Çağatay'ın gelmesinden pek de hoşlanmış görünmüyordu..

-İyiyim Çağatay sen nasılsın,? Ha bu arada tanıştırıyım..

Ege'ye bakıp gülümsedim.

Ege de Çağatay'a elini uzatıp

- Ege ben. Begüm'ün ar.....

Çağatay lafını kesip devam etti

-tamam tamam açıklamaya gerek yok, sevgili oldugunuz belli zaten. Neyse benim çok önemli bir işim var görüşürüz. .


deyip yanımızdan ayrıldı. Ağzım açık hızla giden Çağatay'a bakarken Ege'nin güldüğünü gördüm.

Koluma girip " Hadi ama sevgilim gitmiyor muyuz ?" dedi

" Hey, hiç komik değil."

Ege'ye bakıyorken ayağım bir taşa takıldı ve yere düşüyordum...

Ege hızla belimden tutup düşmemi engelledi. Belimden tutarken bir süre öylece birbirimize baktık. Yüz hatları gerçekten fazla iyiydi. Saçları yumuşak ve bakımlı görünüyordu. Parfümünün kokusu hakkında ne diyeceğimi bile bilmiyordum zaten. ..

Yavaşca ayağa kalkıp teşekkür ettim.

Kıvanç'la tam Barıştık derken karşıma Ege'nin çıkması hiç de iyi olmamıştı..

Birlikte deniz kenarında bir kafeye gittik.

-Canım sıkıldığında buraya gelirim. Manzara çok güzel değil mi ?

Evet anlamında başımı salladım. Gerçekten muhteşem bir mekandı.

Tam o sırada Kıvanç'tan mesaj geldi.

"Begüm nerdesin ? "

" Ege'yle bir kafeye geldik oturuyoruz.."

"Sana izin vermediğimin farkında mısın? Kafenin adını ver hemen. "

Ege sessizce beni izliyordu.

-Kıvanç mı?

-Evet nerde olduğumuzu soruyor.

-Onu hiç ilgilendirmez !

deyip telefonu elimden aldı.

- Ege telefonumu verir misin lütfen ?

-Beklee

-Ne yazıyorsun çocuğa ya!

Aradan beş dakika geçti hâlâ telefonum Ege'deydi. Almaya ne kadar ugraşsam da boşa.

-Al bakalıım

Telefonu hemen elime alıp mesajlara baktım. Tabii ki silmişti !?,

-Ege ne dedin Kıvanç'a ??Bütün mesajları silmişsin.

-Boşveer. Kıvanç umrumda değil. Seninde umrunda olmaması gerekirdi ama işte. .

-Neden benim de umrumda olmaması gerekiyormuş?

- Çünkü... Çünkü sen o şerefsiz adamdan tecavüze uğradığında seni terketti !!

Sözleri kulaklarımda yankılanmıştı.. Kekeleyerek konuşmaya başladım

-Se-sen.. Nerdenn....

-Tamam bunları düşünme lütfen.

Elini elimin üzerine koydu ve gülümsedi

- Herkese ve her şeye rağmen senin yanında olacağım..

Ege'nin bu sözleri karşısında şoka uğramıştım.

Ege benim tecavüze uğradığımı biliyordu ve hâlâ Yanımdaydı.

Ona karşı bir şeyler hissetmekten gerçekten korkmaya başlamıştım.

Ama buna rağmen hâlâ yanımda olması.......

Oturduğumuz kafeden kalkıp sahile gittik. Denizin , kuşların sesi beni her zaman rahatlatığı gibi şimdi de etkisini gösteriyordu..

Ege'nin Kıvanç'a yazdığı mesajdan sonra Kıvanç bizi hiç rahatsız etmemişti.

Bikiyordum, bu yaptığım saçmaydı. Kıvanç'ın sözünü dinlemeyip Ege'yle bir sahilin kenarında yürüyordum ve mutluydum..

Uzun bir sessizlikten sonra ben konuştum

- Nerden biliyorsun ?

dediğimde Bana bakıp o meşhur gamzelerini ortaya çıkararak gülümsedi.

- Annelerimiz arkadaş biliyorsun değil mi?

Ahh tabii ya. Annelerimiz arkadaştı. Annemin yakın arkadaşı tabii kide bunu biliyor olmalıydı.

- Ahh hiç aklıma gelmemişti..

- Hastanedeyken, hiç elini birinin tuttuğunu hissettin mi ?

-Neden sordun ?

dediğimde gerçekten vereceği cevabı merak ediyordum..

-Cevap bekliyorum Begüm?

-Yani birçok kez hissettim. Annem, Kıvanç,Merve....

-Ve o zamanlar hiç tanımadığın ben...

- Yok artık!

- Bende hastanedeydim Begüm. Bir günlüğüne seni ziyarete geldik.. O zaman yani seni ilk gördüğümde..

-Ege bunları konuşmasak , yani hatırlamak istemiyorum da

-Peki küçük hanım siz bilirsiniz..

Sahilin kenarında balon satan yaşlı bir amca gördük. Ege bir anda yanımdan kayboldu.

Ahh balonlara doğru gidiyordu. Amcayla bir şeyler konuşup balonların hepsini aldı ve koşarak yanıma geldi.

- Delisin sen !.

- Bu balonların hepsini, bir ay önce yaşadığın olaydaki üzüntülerin kederlerin ve pişmanlıkların olarak düşün.. İçlerindeki onların daha güçlü durmasını sağlayan havayı da mutluluk olarak düşün. Bunların hepsini patlatıp içlerinde saklı olan mutluluğu ortaya çıkar. Üzüntülerini ve pişmanlıklarını sonsuza kadar yok et..

Elime bir iğne tutuşturdu.

Bu çocuk beni fazlasıyla etkiliyordu.. Ona gülümseyerek balonların hepsini yani geçmişten kalan üzüntülerimi, pişmanlıklarımı ve en önemlisi yalnızlığımı yok ettim.

Hepsini bitirdikten sonra mahcup bir şekilde Ege'ye baktım.

Sonra ellerimi tutup gözlerimin içine baktı

- Iyi iş çıkardın küçük hanım!

Bana sımsıkı sarıldı. Sanki hiç bırakmayacakmış gibi... Bende karşılıksız bırakmayıp onu kucakladım. O muhteşem kokusunu içime çekerek...

Umarım beğenmişsinizdir...

ÇIKMAZ SOKAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin