Ege aşağı inerken hızla odama girip kapıyı kapattım. Kalbim hâlâ çok hızlı atıyordu.
Kapının önüne oturup deli gibi ağlamaya başladım. Neden ağladığımı bilmiyordum ama içimden öyle geliyordu..
Yavaşca ayağa kalktım ve yatağıma uzandım. .
Bir an önce Ege'den uzaklaşmam gerekiyordu. Çünkü onunla böyle yakın oldukça ve o bana bu kadar yakın davrandıkça ona aşık olma olasılığım artıyordu...
Gözlerimi kapattım uyumaya çalıştım ama aklıma sürekli Ege geliyordu. Beni öpmüştü....
Ellerimi dudağıma götürdüm ve sinsice güldüm.
İlk öpücüğüm Ege'nin bal dudaklarından olmuştu. Ahh neler düşünüyordum ben böyle!?
Odamda böyle saçma saçma gülümserken telefonum çaldı. Yine Kıvanç arıyordu. Telefonu açmadım. Israrla arıyordu ve bende ısrarla telefona bakmıyordum.
Pes etmeyeceğini anlayınca açmak zorunda kaldım.
-Ne istiyorsun Kıvanç?
-Aşkım telefonu neden açmıyorsun ?
-Acaba neden.
-Bak Begüm, Ege denen pislik herif bunu haketti. Seni öpmeye çalıştı resmen. Ben bile seni daha öpmemişken...
O bunları söylerken Ege'nin az önce beni gerçekten öptüğü aklıma geldi ve sırıttım. Evet Kıvanç, senden önce Ege dedim içimden..
-Neden cevap vermiyorsun Begüm? Ayrıca Ege pisliği seni hiç ilgilendirmez. Onun gibi bir gereksiz yüzünden tartışmayalım lütfen.
- başka bir şey söylemiyorsan kapatıyorum Kıvanç.
-Seni seviyorum.
Telefonu aniden yüzüne kapattım. Seni seviyorum muş muş.
Eğer beni gerçekten sevseydin bırakıp gitmezdin demeyi çok isterdim ama susmayı tercih ettim.
Kıvanç'a her ne kadar onu affettiğimi söylemiş olsamda bu sadece dilimle olan bir şeydi. Kalbim , onu affedemiyordu Ege'nin bana karşı olan davranışlarından sonra...
Ayrıca onu affettiğimi söylemiş olmam beni terk ettiği gerçeğini değiştirmiyordu..
........
Sabah yine o aptal alarmın sesiyle uyandım.
Kalkıp üstümu giyindim ve saçımı at kuyruğu yaptım. Merdivenleri sessizce indim çünkü eğer annem bugün hastaneye gitmediyse beni görüp kahvaltı yapmadığım için başımın etini yiyebilirdi sabah sabah.
Kapıyı açtıım ve evdem çıkmayı başardım.
Hemen bir taksiye atlayıp okula gittim. Okulun önünde Kıvanç beni beklemiyordu. Sınıfa çıktığımda Kıvanç'ın sınıfta Ege'nin yerinde oturduğunu gördüm. Acaba Ege nerdeydi ?
Gerçi beni ilgilendirmezdi ama yinede merak etmiştim sebepsizce...
Kıvanç'ın yanına oturmayıp en arkada boş bir sıraya oturdum. Arkamdan Kıvanç gelip çantasını sıraya koydu.
-Git başka bir yere otur.!
dedim sinirli bir şekilde.
- Sebep ?
Tam ben cevap verecekken Ege'nin sesini duydum.
- Defolup gitsene yerine.
-Sen hâlâ akıllanmadın heralde.
Ahh yine kavga etmeden olaya müdahale ettim.
-Tamam Ege. Lütfen sen Karışma.
Kıvanç yanıma oturdu ve Ege sinirle ona bakarken sınıfa öğretmen girdi.
Ege de gidip bizim eski sıramıza oturdu.
Öğretmen sevinçle bir şeyler anlatıyordu.
" Gençler sınıf pikniği yapıyoruz ve katılım zorunlu! Ben arabada oturma yerlerinizi ayarladım. İtiraz yok !! "
Sınıftan biz çocuk muyuz ya sesleri çıksa da hiç aldırış etmeden kimlerle oturacağımızı okumaya başladı
Emre-Merve
Kıvanç-Mert
Selma-Nisa
Begüm-Ege
.
.
..
.
Begüm Ege mi ???
İçimde anlayamadığım bir sevinç oluştu. Sınıftaki kızların çoğu bana imrenerek bakarken Ege'nin de bana baktığını hissettim.
Yüzümü ona çevirdiğimde hiç unutamayacağım bir şekilde göz kırptı.
Bunu gören kızlar Ege'nin içine girecekmiş gibi ona bakıyorlardı. Bende ona gülümsedim..
nedense Kıvanç umrumda değildi..
Arkadaşlar günlük bölüm yayınladığım için biraz kısa oluyor olabilir..
Yorum ve votelerinizi benden esirgemeyiin ♥♥