Ofis bir kişi için fazla büyüktü sadece bu oda bile benim evimden baya büyüktü.Boydan boya camlardan istanbul'un eşsiz manzarası görünüyordu, manzaranın önünde altı kişinin rahatça yemek yiyebileceği büyüklükte, koyu renk ahşap bir masa duruyordu.Masa ve kanepenin önündeki sehpa takımdı.Duvarlar beyaz renkte ve birkaç resim dışında odada dikkat çekici başka birşey yoktu.Resimler de olmasa da ofis soğuk, temiz ve kliniğimsiydi.Adının Selim olduğunu öğrendiğim adam yan tarafımdaki büyük koyu gri masanın arkasındaki siyah deri koltuğuna oturdu.
-Biliyorum beni hatırlayamadınız ve bir çok sorunuz var ama birazdan birbirimiz aydınlatacağımızı düşünüyorum." Ne benim bu adamı hatırlamamı mı bekliyordu bırak tanışmayı aynı sokakta bile bulunmadığımıza emindim.Gergince gülümsemeye çalıştım.
-Sanırım burada çok büyük bir yanlış anlaşılma var Selim bey."dedim ve devam ettim.
-Siz yani ben yani ben ve siz hiçbir yerde karşılaşmadığımıza eminim"Gözlerine bakacak cesareti bulduğumda keşke yapmasaydım dedim.Eğlenir gibi parlayan yeşil gözlere bakınca nefesimin kesildiğini hissettim.
-Karşılaşmadık Zeynep hanım daha fazlasıydı."Umarım benimle alay ediyordur ima ettiği şeyi anlamamazlıktan geldim ama kızardığıma eminim.Mavi yüzüme fazlaca büyük gelen gözlerimi kırpıştırdım.
-Baştan başlamak en iyisi olacak galiba."Lütfen artık devam et.Sıkıntıyla pudra rengi kazağımın kollarını çekiştirdim.
-Evet en iyisi o olacak galiba." diyerek beklentiyle yüzüne baktım.Bir eli gevşekçe uzun işaret parmağını dudaklarında dolaştırdı, diğeriyse çenesinde beni izliyordu.Hadi der gibi kafamı sallayıp gözlerimi iyice açtım.Gülümsemesini bastırmaya çalışır gibiydi.
-Özür dilerim."kafasını silkeler gibi iki yana salladı.Baya benimle dalga geçiyordu bay kas yığını.Ceketinin kollarını zorlayan bembeyaz gömleğinden gözüktüğü kadarıyla bu ismi fazlasıyla hak ediyordu.
-Şu an sizin sayenizde buradayım."kaşlarımı çattım anlamaya çalışıyordum.
-İki ay önce siz olmasaydınız burada bile olamaya bilirdim."Hatırlamaya çalıştım iki ay önce ne olmuştu ki.Yavaş yavaş o yaralı yabancıyı hatırlayınca gözlerimi iyice açtım.
-Siz siz o musunuz? "Titrek ve şaşkınca konuştum bu sefer gülümsemesini durduramadı. Kalbimin teklediğini hissettim olması gereken ritminden daha hizli ve güçlü atıyordu.Nasıl bir gülümsemeydi o.
-Evet"Kendimi toparlamaya çalıştım ve gözlerim o gece yara aldığı omzuna kaydı.
-Peki şimdi iyi misiniz?"Beni neden buraya getirttiğini anlayamamıştım hala.
-Evet gayet iyiyim, az önce de söylediğim gibi o gece siz olmasaydınız ne halde olurdum bilmiyorum, ama şuan gerçekten çok iyiyim."Duraksayıp duygusuz gözlerinde çok hafif bir yumuşamayla bana baktı ama hala anlayamıyordum ben.
-Çok sevindim yani o gece ne yapacağımı bilemedim açıkcası elimden geleni yapmaya çalıştım iyi olmanıza gerçekten sevindim ama siz beni neden buraya getirttiniz ben hala anlayamadım."
Parlak yeşil yeşil gözlerine bir gölge düştü gibi oldu ama hemen toparladı belkide bana öyle geldi.
-Getirtmek gerçekten hoş olmadı ama siz beni arayıp ulaşmayınca ne yapmam gerektiğini düşündüm ve böylesinin daha doğru olacağına karar verdim."Derken sesinde az önceki eğlenceden eser yoktu.Bakışlarını gözlerime dikmiş bana bakıyordu, kalp atışlarım tekrar hızlandı ve gereksiz bir şekilde beyaz olan tenim kızardı.Neden üzerimde böyle sinir bozucu bir etki bırakıyordu ki.Sebep baş döndürücü yakışıklılığı mı? yada gözlerinin beni delip geçmesi mi?, işaret parmağını dudaklarının üstünde dolaştırması mı? Keşke bunu yapmaya bir son verse dikkatimi toplamamı zorlaştırıyordu.Sesimi bulmaya çalışarak konuştum.
-Özür dilerim ama size nasıl ulaşacaktım ki, hem şu an iyiyseniz ne önemi var ulaşıp ulaşmamamın?"Gergince yerinde kıpırdandı.
-Hatırladığım kadarıyla size adım ve asistanımın numarası yazılı bir not bırakmıştım."Cevap bekleyerek ana baktı ama öyle bir not yoktu, kafamı hayır anlamında iki yana salladım.
-Neyse şimdi karşımdasınız ve ben size olan borcumu ödemek istiyorum."İşte şimdi kaşlarımı çattım ne beklediğimi sanıyor ki bu adam.
-Tekrar özür dilerim ama ben sizi anladığımı düşünmüyorum.Ben yaptıklarımı karşılık beklemeyerek yaptım ve siz bana borçlu falan değilsiniz."sesim sert çıkmıştı ama o bunu çoktan hak etmişti.Geldiğimden beri ağzından tek bir teşekkür duymama rağmen borç ödemekten bahsediyordu.
Duygusuz gözleri yine gözlerimi delercesine bakıyordu.Birşeyleri anlamaya çalışıyordu sanki.
Evet arkadaşlar bir bölüm sonu daha diğer bölüme kadar görüşmek üzere. OY VERMEYİ UNUTMAYIN LÜTFEN. İYİ OKUMALAR.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
B.O.S.S
RomantikHemşirelik yapan Zeynep Esen, yaptığı bir iyilikten sonra Selim Korlu'yla yolları kesişir. Selim B.O.S.S- KORLU şirketinin genç patronudur. Son derece çekici, yakışıklı ve sinir bozucu bir adamdır selim. Zeynep'se masum, iyilik perisi ve kendini dı...