Kapıyı açtım ve dışarı doğru adımladım, apartmanın kapısının önünde siyah porsche spor bir araa duruyordu. Ben kapıdan çıkınca arabanın kapısı açıldı ve içinden lacivert takım elbisesiyle parlayan Selim çıktı. Bu gece kravat takmamış üsten iki düğmesini açık bırakmıştı.Bana doğru gelmeye başladı.Zaman sanki durdu, dünya yavaşca dönmeyi bırakıp Selim'e bakıyordu sanki.
-Nefes al Zeynep."Ne zaman tuttuğumu bilmediğim nefesimi farkedip derin bir nefes aldım.Yine rezil oldum ya boynumdan yukarı doğru alev aldığımı hissettim.Gözlerine baktığıma yine eğlenir gibi parıltılar vardı.Elini uzattı kendime gelip hemen sıktım, yine o elektrik çarma hissi vardı ama bu sefer elimi çekmedim o sıcacık,sert ve güçlü elini daha fazla hissetmeye çalıştım. Ellerimizi ayırmak istemiyorcasına yavaşca ayırdık. Ama ben hala ellerinin etkisindeydim o ellerinin vücudumda dolaştığını düşündüm biran iyice kızardım.
-Üşümeden arabaya geç hadi."hep emir verir gibi konuşmak zorunda mıydı?
-Sana da merhaba Selim. Tabikide olur geçebiliriz."alayla konuşmaktan kendimi alamadım, sanki bana sormuş gibi konuşmam hoşuna gitmiş gibi hafifce gülümsedi.
Arabanın kapısını açıp binmemi bekledi ve içine geçecince kapımı kapattı.Hem kibar, hem yakışıklı, hemde zengin peşinden kimler kimler koşuyordur kim bilir. Ben de salak gibi kendi çapımda umutlanıyorum. Oda sürücü koltuğuna geçince, araba hareket etmeye başladı.
Arabası çok konforlu ve rahattı yada hayatı belediye otobüslerinde geçmiş olan benim için öyle de olabilir bilemiyorum.Ama pahali ve son modellerden biri olduğu göz alan parlaklığından belliydi.
-Çok güzel olmuşsun bu arada" tamam işte bu hoşuma gitmişti, hafifçe gülümsedim.
-Teşekkür ederim. Sende (çok yakışıklı , nefes kesici, etkileyici vs.)şıksın"tabi o düşündüklerimi kendime saklamak en iyisiydi. O da gülümsedive tüm yol boyunca tek konuşmamız bu oldu. Ben İstanbul'un ışıklı gecesine daldım, deniz kenarından gidiyorduk o ise yola dikkat ediyordu.
Araba çok lüks denizin dibinde iki katlı bir restoranın önünde durdu. Alt kat tamamen camdan oluşuyordu. Ben restoranı incelerken Selim çoktan arabadan çıkıp benim kapımı açmıştı. Eteğime dikkat ederek arabadan çıktım . Hafifce elini belime koyup, sanki bir gala veya ödül töreniymişcesine serilmiş kırmızı halıdan birkaç merdiven çıkıp kapıya yönlendirdi.Kapının önünde ki garson bizi karşıladı;
-Hoşgeldiniz efendim herşey istediğiniz gibi ayarlandı" Selim sadece kafasını tamam der gibi salladı.Sadece konsantre olması gereken tek şey benmişim gibi bana bakıyordu.Garson ceketime doğru uzanınca beni biraz daha kendine çekti.
-Ceketini verelim istersen"dedi.Sanki bunu bekliyormuşcasına hızlıca ceketimin fermuarını açtım.Selim omuzlarımdan tutup çıkarmama yardımcı oldu ve çıkartıp garsona verdi.Elbiseme bakıp derin bir nefes aldı sanki birşey diyecek gibi ağzını araladı ama sonra vazgeçip dudakları düz bir çizgi haline getirdi.
-Lütfen beni takip edin efendim"kırmızı halı üst kat merdivenlerine doğru devam ediyordu ve üçümüzden başkakimse koridorda yoktu.Galiba bu istediğiniz herşey derken bunları da kastediyor olmalıydı garson.Tabi ki benimle görülmek istemiyordu.
Merdivenlerden üst kata çıktık koskoca salonda bütün masalar kaldırımış tek bir masa bırakılmıştı.Üzerinde iki tane gümüş şamdanı bulunan ve mumları yanan bir masaydı.Kırmızı masa örtüsü ve iki adet servis tabağı koyulmuştu.Romantik gözüküyordu, garson geriye doğru gidince etrafa bakındım.Buranında duvarları camdı ama dışarıdan içerisinin görünmediğine eminim, özel misafirler için olmalı burası.Başımı kaldırınca tavanının da cam olduğunu gördüm ve yıldızlar bu gece yeryüzüne çok güzel gülümsüyordu.Biran annemle ve aras'la gittiğimiz kamp gezisi aklıma geldi mutlulukla yıldızlara bakıp gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
B.O.S.S
RomanceHemşirelik yapan Zeynep Esen, yaptığı bir iyilikten sonra Selim Korlu'yla yolları kesişir. Selim B.O.S.S- KORLU şirketinin genç patronudur. Son derece çekici, yakışıklı ve sinir bozucu bir adamdır selim. Zeynep'se masum, iyilik perisi ve kendini dı...