-Evet ablacım ne dedi baş hekim"dedim sakin tutmaya çalıştığım sesimle.
-Dedi ki senden çok memnunlarmış ama eleman çıkartmaları gerekiyormuş ve oda senmişsin"deyip tekrar ağlamaya başladı.Şokla başımdan aşağı kaynar sular döküldü daha sabah benden ne kadar memnun olduklarını söylüyorlardı akşamına kovuldum mu yani şimdi ben.Peki kardeşim ne olacak ne kadar zamanda bir iş bulabilirdim ki.Karşımda sevgi ağlayarak birşeyler diyordu ama hiç birini duymayarak telefonu kapattım.Bunu hazmetmem baya bir zamanımı alacaktı galiba.....
Ertesi gün olmuş Sevgi ablayı arayıp gelmemesini benim hastaneye ayrılış yapmak için geleceğimi söyledim.Gece hiç uyumamış ne yapmam gerektiğini düşünmüş en sonunda dünyanın sonu olmadığını ve her yerde iş bulabileceğim umuduyla birazcık uyumayı başarmıştım.
Şimdi ise çokta popüler olmayan mahalle arasında bir özel hastane olan iş yerimin önünde öylece dikiliyordum.AH! pardon esk iş yerimin önünde öylece dikiliyordum ama bu bakışmamıza bir son vermemiz lazımdı önümde daha güzel günler vardı, olacaktı.Tazminatımı aldım ve çıkış prosedürlerinden birkaç evrak imzalayıp, sahil kenarında bir kafeye geldim.Yanlız olmak istemeyip buna ihtiyaç duyuyormuş gibiydim. Bu ihtiyacı karşılamamda da evren bana çok yardımcı oluyordu çünkü benim istanbul da sevgi abla dışında kimsem yoktu ama zorunluluklarım vardı. Kardeşim, ben ve sürdürmem gereken bir hayat...
Sıcak kahvem karşımdaki dalgalı kış denizine dalmış hayal aleminde geziniyordum.Ta ki karşımdaki sandalyemin çekilme sesi gelene kadar.Yanlız kalmak istiyorum ve evren bana yardımcı oluyor ha, daha komik cümleler kurduğumda lütfen hatırlatın olur mu.Bu söylediğime dalgalı bir gülümsemeyle kafamı salladım ama hala başımı çevirip bakmamıştım.Çünkü uğraşmak istemiyordum.
-Selam" ne alaka durun bir ya! Zaman bir durabilir mi?başımı ışık hızıyla sol tarafıma çevirdim tekrar önüme dönüp, biraz duraksadım ve tekrar yanımda hiç beklemediğim adama doğru döndüm.
-Selam" diyebildim en sonunda.SELİM KORLU'nun sahil kenarında bu uyduruk kafe' de ne işi olabilirdiki?
-Senin ne işin var burada?"tamam fazla kendini beğenmişce oldu ama napalım, şu sıralar onu pek çekemeyeceğim
-Birileri sinirli ve mutsuz duruyor. İyi misin?"Bana diyordu ama onunda yeşillerinde huzursuzluk vardı.Belki biraz da hüzün.
-Nasıl da kendimi belli ediyorum değil mi.."derin bir nefes aldım tekrar denizin mavisine döndüm.İçim o kadar doluydu ki boşaltacak tek bir kelime yeterli olabilirdi.
-Ne oldu Zeynep? Eminim çözülemeyecek birşey değildir."Masanın üstünde duran soğuktan üşümüş ellerimi ir sıcaklık kavradı.sıcak büyük eller bu o kadar iyi gelmişti ki, kendimi hiç u kadar kimsesiz hissettiğim olmamıştı.Yanımda birilerinin varlığı iyi gelmişti.İçten bir şekilde gülümsedim benim mavilerim nasıldı bilmiyorum ama deniz hırçın ve gökyüzüyle buluşacağı zaman için telaşlı bir bekleyiş içindeydi.
-Yok çözemiyeceğim birşey değil.Burada olman iyi hissettirdi, her ne kadar beni nasıl bulduğunu bilmesemde? Teşekkür ederim."
-Kuşlar söyledi diyelim "dedi ve garsona seslenip az şekerli bir kahve söyledi. Bir ortak yön daha mı desek.
-Ee anlat bakalım neden aramalarıma cevap vermiyorsun ve ben yapamam deyip bir mesaj atıyorsun."Şaşkınlıkla ona baktım.
-Neden olabilir.O sabah hiçbir şey söylemeden çekip gittiğin için olabilir mi acaba?"iğneleyeci konuşmam belki de kötüydü ama ne yapailirdim ki.
-Zeynep gerçekten bende seni bırakıp gitmek asla istemezdim ama o sabah hiç planda olmayan şeyler oldu.Beni yaralayan adamları yakalanmış ve hangi şikete çalıştıkları bulunmuş."onlarla ilgilenmem gerekti.Seni o kadar çok aradım ki hiç birine dönmedin.Uyuyorsundur belki dedim ama eve geldiğimde büyük bir boşluk.Neden her arkamı döndüğümde beni bırakıp gidiyorsun Zeynep."
Şaşırmıştım gerçekten böyle birşey aklıma dahi gelmemişti belki başına bir iş gelmiştir diye bile düşünmemiştim.
-Ben ne diyeceğimi bilmiyorum."diyebildim en sonunda.Sıcak elleri ellerimi sıktı.
-Korkuyorsun Zeynep biliyorum kaçmak için en ufak bir bahaneyi bile kullanıyorsun.Eğer bir ilişkimiz olacaksa bu şekilde olmaz ben sana nasıl güveneceğim."suçlu nasıl ben olmuştum hiçir fikrim yoktu ama fazlaca utanmıştım, çünkü haklıydı.
-Haklısın galiba ben özür dilerim"dedim yeşil gözlerine bakıp .Bakışlarımız birbirine takıldı.Onu özlemiştim onun gözlerinde de sanki bunu görebiliyordum. Bir anda ayağa kalktı ve elimden çekiştirmeye başladı.
-Hadi kalk gidiyoruz!"ayağa kalkmak zorunda kaldığım da nereye diye bile soramadım hızlıca kafeden çıktık ne oldğunu anlamamıştım.Nerde beklediğini asla görmediğim ekrem bey arkamızdan masaya yüklü miktarda para bırakmıştı ve o da koşturarak arkamızdan geliyordu.
-Delirdin galiba nereye gidiyoruz." dedim gülüyor muydum bu kıkırdamalar enden geliyordu galiba az önce ugünümün hayatımın en zor gnü olduğunu düşünüp depresyondan depresyona koşuyordum, şimdi ise gülümseyerek Selim korlu'nun heycanına kapılıyordum.
-Geciktirdiğimiz şeyleri yapmaya.Ekrem bey arabayı ben alıyorum."Sen başının çaresne bak demekti galiba bu.Aman bana ne ya ne düşünüyorum asıl geciktirdiğimiz şeyler derken neyden bahsediyordu acaba.Siyah iş için kullanıldığı belli olan aşırı pahalı bir arabanın kapısını açtı.
-Önden bayanlar."yüzüne baktım gerçekten eğleniyordu.Hislerini etrafına bu kadar çabuk geçirmesi tam bir Selim KORLU etkisi falan olmalıydı.Gülerek arabanın rahat koltuğuna kendimi bıraktım.
Çoktan öğleden sonra olmuştu nereye gideceğimizi bilmiyordum ama yetişmem gereken ne bir işim vardı nede bekleyenim biraz da kendim için yaşamanın vakti gelmiştir belki.İçim huzurla doluydu selim elimi bırakmamış hem elimi tutup hem arabayı kullanıyordu.Tenini tenimde hissetmeyi ne kadar özlediğim kafama dank etti.Kendi kendime komplekse girip zaten zorluklarla giden hayatımı iyice zorlaştırıyordum.Araba biranda durunca daldığım o yerden çıktım.Etrafıma bakındığımda -B.O.S.S holding binasının önünde durduğumuzu farkettim Selim'in kapısı dışarda bekleyen güvenlik gelip açmıştı bense tam ineceğim sırada selim kapıyı açmıştı ve elini uzatıp inmeme yardımcı oldu.Biraz şımartılmak kimin hoşuna gitmezdi ki hele benim gibi hayata ve sorumluluklara erken atılmışsanız gökyüzü ayaklarımın altında gibiydi.
-Burda ne işimiz var ?"Selim siyah takım elbisesi beyaz gömleği ve lacivert kravatıyla tekrar patron havasına bürünmüştü elini belime atıp ,beni şirkete doğru yönlendirdi.
-Küçük bir işimiz var güzelim.Bir daha elimden kayıp gitmene izin veremem."kaşlarımı çatmış, anlamayarak SeLime baktım.
-Hadi çatma kaşlarını hemen bitecek ve sonrası hep bizim tamam mı?"o kadar ılımlı konuşuyordu ki istemsiz kaşlarım anlamsız düzeldi ve yüzümdeki aptal gülümseme peydah olmuştu tekrar ve tekrar...
SELAM ARKADAŞLAR:) Görüşmeyeli baya bir zaman oldu biliyorum.Ne desem bilemiyorum ama gerçekten size mahçubum iki gecedir tekrar bu kitabıma devam etmeye çalışıyorum aslında.Elimden geldiğince kitabımı ve sizleri bırakmayacağım.Aslında bu bölüm daha devam edecekti ama sizi gerçekten özledim.Kalanını yarın atmaya çalışacağım.Güzel yorumlarınızı okumak gerçekten güzel.Benim gerçekten hayalimdi kitap yazmak, Ama doğruları söylemek gerekirse hayalleri gerçekleştirmek baya zor çünkü aklından bütün olaylar geçiyor ama hepsini tek tek yazmak zor geliyor.Ama gerçekten bu hayalimin peşinden koşacağım.SİZ DE LÜTFEN YANIMDA OLUN ..
Sizleri seviyorum.YORUM VE BEĞENMEYİ UNUTMAYIN .
HOŞÇAKALIN...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
B.O.S.S
RomanceHemşirelik yapan Zeynep Esen, yaptığı bir iyilikten sonra Selim Korlu'yla yolları kesişir. Selim B.O.S.S- KORLU şirketinin genç patronudur. Son derece çekici, yakışıklı ve sinir bozucu bir adamdır selim. Zeynep'se masum, iyilik perisi ve kendini dı...