Chapter 16

8.4K 785 527
                                    

On sekiz yıllık hayatım boyunca hiç kimseyle öpüşmemiştim. Daha doğrusu dudaklarıma başkasının dudakları konmadı, kondurmadım. Sadece o'na saklamıştım.

Fakat,  fakat böyle değil. Böyle istemiyordum. Böyle duygusuz,  -onun açısından-  böyle acele bir öpücük istemiyordum. İstememiştim.

Hayalimdeki bu değildi.

Hayalimdekiler hiç bir zaman olmuyor diye düşünürken böyle istemiyordum.

Yaklaşık iki dakikadır dudaklarımdan hıncını alırken gözlerimi sıkıca kapatmış ve kendimi kontrol etmeye çalışıyordum. Alt dudağım tavşan dişleri arasında sertçe ısırıldığında acıyla inlemiş  ve göğsünden sertçe ittirmiştim. Dişleriyle dudağımı sertçe ısırıyorken onu ittirdiğim için dudaklarım yara olmuştu. Acının azda olsa gitmesi için alt dudağımı yalarken,  zar zır dolabıma tutunarak ayakta duran bedene sinirle bakmaya başladım.

"Ne yaptığını sanıyorsun?! Ben senin oynayabileceğin bir oyuncak değilim Jeon Jungkook,  kendine gel."  titreyen bedenim ve dudaklarıma engel olamazken hızlıca dolaptan tişört aldım.

Her an ağlamaya meyilliyken kendimi zorlukla tutuyordum. Bileğimi sertçe  kavrayan bedene çevirdim bakışlarımı.

"  'Abine' âşık olmayacaktın Jimin. Bu kadar aşağılık biri olmasaydın,  seninle oynamazdım. Gözümde.. Gözümde bir sapıktan farkın yok. 'Abine' âşık olacak kadar sapıksın."

Tekrar bileğimi sertçe elinden kurtardıktan sonra elinin tersiyle dudaklarını silmiş ve öldürücü bakışlarını üzerimden çekerek çıkıp gitmişti.

Neden? Neden böyle yapıyordu?

Onu severek sapık mıydım ben şimdi? Sadece bu muydum onun için?

Ben.. Ben tam beş yıldır,  onu sapık olduğum için mi seviyordum?

Bu kadar mıydı?..

Düşünceler bir o yana bir bu yana kafamda savrulurken derin bir soluk ciğerlerime çektim. Güçlü olmalıydım.

Güçlü olmalı ve ona gününü göstermeliydim.

Onu sevdiğim için beni aşağılayamazdı. Sevgimi ayakları altında kirli cümleleriyle ezmesine izin veremezdim.

Bana istediğini diyebilirdi fakat,  aşkıma asla ama asla sapkınlık diyemezdi. Hiç kimse.

***

Taehyung'un şüpheli bakışlarını fark etsem de belli etmeyerek küçük yudumlar almaya devam ediyordum biramdan. 

Yanıma oturmuş Chanyeol bana hararetle bir şeyler anlatırken kulağım onda değildi. Odada yaşadığımız o anlardaydı. Acı veren o dakikalarda.

Odamdan çıktığında salona geçmiş ve içmeye devam etmişti. Şimdi ise tekli koltuğa iyice yayılarak salondaki kalabalığı izliyordu boş gözlerle. Benim ona attığım kırgın, öfkeli bakışları umursamadan.

Merak ediyordum,  ne zaman pişman olacaktı bu yaptıklarına? Ne zaman bir kalbim olduğunun farkına varacaktı?

Bir beş yıl daha mı bekleyecektim yoksa? Dayanabilir miydim?

We Don't Talk Anymore °jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin