"Onlar kim?" Dedi elini ekrandaki ikizlere doğrultarak.
"Wanda ve Pietro... Sen yokken başka şeyler de oldu tabi.."
"Peki ya şu kadın, sana olan yakınlığı hoşuma gitmedi?"
Büyük bir dikkatle Sharon'u incelemesi gülmeme sebep olmuştu. Kıskanılmak, hele ki kıskanan oysa, gerçekten güzel bir his. Tahmin edemeyeceğiniz kadar güzel.
"Ah.. Sharon Fury'nin ajan saçmalarından biri işte."
"Sana çok yakın davranıyor."
"Sence bu benim umrumda olmuş mudur?"
Gülümseyerek başını iki yana salladı. Daha sonra ekranda belirip yapmacık gülümsemesiyle el sallayan Bucky'i görünce.. Gülümsemesi soldu işte.
"O--"
"Tony, bir önemi yok. Unuttun mu? Ben sadece seninim."
Başını salladı. Her ne kadar bir şey söylemesede onun varlığından rahatsız olmuş gibi görünüyordu.
Bucky'nin iğleşmesinde bizzat kendisi öncülük etmişti, onun ailesini öldürdüğü gerçeğini umursamayarak üstelik. Çünkü mutlu olmamı istiyordu. Bucky onun kadar masum düşünmeyince işler değişmişti ama bunların önemş yok artık, o yanımdaydı.
Saatler ilerlerken belki de onuncu şişenin sonuna geliyorduk. Ekrandaki onlarca olayı umursamayıp yere uzanmıştık en sonunda. Hiçbir şey söylemeden de dakikalardır tavanı izliyorduk. En sonunda ekranda kutkadığımız son doğum günüm belirdiğinde Tony bakışlarını tekrar ekrana çevirdi.
Natasha elinde pastayla geliyor ama bağırarak hepsini evden kovuyorum, aptal Jarvis bu kasetin orada ne işi var!
Kaseti cihazdan çıkarıp bir kenara fırlattığımda Tony tepkisizce yerinde oturmuş beni izliyordu.
"Ü-üzgünüm.. Bu buraya nasıl girdi bilmiyorum."
Kolumdan tutup düşmemi sağladığında bunu dert etmediğinin farkına vardım. Başım sert zemine çarptığında kahkaha atmıştı, intikamını alıyor elimden ne gelir? Oda yanıma uzanıp başını göğsüme yasladığında burada sabahlayacağımızı anlayamadım tabi.. Anlasaydım zavallı bedenimin bu sert zeminde acı çekmesine izin verir miydim?
"Hâlâ yanımda olduğuna inanamıyorum.."
Saçlarının burnuma değiyor olmasından faydalanıp sürekli kokusunu içime çekiyordum.
"Ama yanındayım."
"Sanırım muhafızlara seni buldukları için bir teşekkür boçluydum?"
"Emin ol Steve, onların da sana bir teşekkür borcu var."
Kaşlarımı çatıp ona baktığımda güldü.
Ukala gülümsemeleri bile benim için öyle büyük bir önem taşıyordu kş her gördüğümde tekrar nefes alabiliyorum, tekrar hayatta olduğumun farkına varabiliyorum..
Kafasını kaldırıp dudaklarıma yaklaştı.
"Beni onlara gönderdin.."
Bana o kadar yakındı ki.. Söylediği şey umrumda bile olmamıştı.
****
İçinde Queen'im olan bi kurguda asla smut yazmam ✋sdndkdjdj kalsın böyle anladınız siz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
close it | starkquill + stony
FanfictionLÜTFEN BU KİTABI OKUMAYIN ÇOK REZİL BENCE SKFMSKDMDKDN BAKIN GERÇEKTEN HATRI VAR DİYE KALDIRMIYORUM LĞTFEN OKUMAYIN