Mike kendisine yapılan tezeharutları gururla dinledi. Arenadaki her insan bağırıyor ve bu da mühteşem bir ses çıkarıyordu.
Mike rakibinin hemen bir sedyeyle çıkarılmasını izledi daha sonra locanın önüne gelerek saygıyla eğildikten sonra arenaya girdiği kapıdan çıktı.
Mike zırhını çıkardı ve siyah olan cübbesini giydikten sonra elindeki kılıcı sakladı. Mordor'dan bu kılıcı isteyecekti bu yüzden kimsenin görmeyeceği bir yerde olduğundan emin olduktan sonra odadan çıktı ve loş koridoru takip ederken karşısına yine yaşlı adam çıktı. Adam sağa dönen koridoru işaret etti ve
" bu koridor direk locaya gider. Burayı takip et, Mordor'un emri"
Mike sağa döndü ve yerin altına doğru giden tünelden ilerlemeye başladı. Mike bu tünelun arenanın altından geçtiğini düşündü ve bu fikri beğendi.
Mike tekrar yukarı doğru çıktı ve sağa dönerek merdivenleri çıktıktan sonra muhafızlarla karşılaştı.
Muhafızlar bir kapının önünde nöbet tutuyorlardı, bu da burasının loca olduğunu kanıtlıyordu.
Başgeneralin çırağının geldiğini gören Muhafızlar kapıyı açtı. Mike hemen kapıdan geçip Mordor'un yanına ilerledi. Mordor Mike'ı görüp bir kahkaha attı
"Evlat fazla böbürlenme o çocuk 2 gün önce ölümsüzler birliğine katıldı"
Mike buna şaşırmıştı iste, çünkü rakibi yetenekliydi ve zorla onu yenmişti.
Mordor'un devam konuşmaya devam etmesiyle dikkatini ona verdi
"Bidahaki rakibin daha zorlu olacak. O yüzden daha hazırlıklı ol. Hahahaha"
Mike onu boşverip arenadaki yapılan diğer savaşa odaklanacağı sırada birinin kendine baktığını hissetti. Etrafına bakan Mike o sırada Arina'yla gözgöze geldi. Kalbi heyecanla atan Mike hafifçe gülümsedi, Arina hemen başını arenaya çevirdi ve maçları izlemeye başladı ama onunda kalbi heyecandan hızlı hızlı attığı için maçlara tam konsantre olamadı.
Mordor ikiliyi izlerken başını yana sallayarak
"Ah gençler ah"
Kimsenin duymadığına emin olan Mordor maça konsantre oldu.
*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*
Aradan birkaç saat geçtikten sonra nihayet tüm maçlar tamamlanmış ve 2. Tura sıra gelmişti. Dövüşler heyecanlı geçmiş kimse ölmemişti, zaten en ağır yaralanan kişi Mike'ın rakibiydi.
Mike yine ilk dövüşün kendisinin olduğunu Mordor'dan öğrendikten sonra zırhını giymiş ve sakladığı kılıcı alarak beklemişti.
Mike kalkanda alması gerketiğini düşünüyordu bu yüzden kalkanların yanına gidip kendisine göre en hafif ve en dayanıklı olanı seçti ve bileğine bağladı
"Sırada ki dövüş Mordor'yn çırağı Mike'a karşı yüzbaşı Reland!!"
Mike bu sesle kendine geldi ve yüzbaşıyla maç yapacağını duyunca resmen beyninden vurulmuşa döndü.
Orduda elbette rütbe sistemleri vardı en küçük rütbe er daha sonra onbaşı, yüzbaşı, binbaşı, çavuş, general ve başgeneraldi.
Mike rütbeleri Mordor sayesinde öğrenmişti. şimdi büyük rütbeli biriyle dövüşecekti. Mike aklından öldurmese bari diye geçirirken arenaya adımını attı.
Tüm arena tezahuratlarla dolmuştu, herkes büyük bir şevkle bağırıyor ve eğleniyorlardı.
Mike rakibinin hiç bir zırh giymediğini farkettiğinde dikkatli olması gerketiğini düşündü. Her ne olursa olsun herşeyiyle savaşacaktı. Rakibi sarı saçlı 20 li yaşlarda mavi gözlü ve oldukça yakışıklı birisiydi. Çehresi sertti ama gülümsediğinde tüm sertlik gidiyor yerine sevimli birisi kalıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm Yolu: BAŞLANGIÇ
Historical FictionHey yabancı hemen gitme gel biraz bekle. Şimdi sana soruyorum; koyde doğmuş bir cocuk ne kadar yükselebilir sence? Ya da şöyle soriyim; devletine ne verebilirsin yabancı ? Iste ben devletime hayatımı adadim ve en yükseğe çıkması için çabaladım hem d...