Mike 1 hafta boyunca kütüphanede yalnız başına kaldı ve kitap okudu. Kitap okurken yanına bir kağıt kalem almış ve işine yarayacak ve önemli noktaları kağıda yazmıştı.
Mike elindeki kitabın son sayfasını çevirince bittiğini anladı ve elindeki kalmele yanında bulunan kağıda birşeyler yazdıktan sonra kitabı aldığı yere geri koydu.
Sandalyeye oturan Mike 1 haftada okuduğu 900 sayfayı düşündü. Kitap genel olarak ordu düzeni ve savaş hileleri üzerineydi. Bu da Mike'ın ilgisini çekmiş ve sabahtan akşama kadar kitap okumuştu bundan da memnundu.
Mike tam başka bir kitap alacağı sırada içeri bir asker girdi
"Başgeneral sizi taht odasında bekliyor!"
Mike başını sallayıp askeri gönderdi ve odasında sıcak suyla bir banyo yaptıktan sonra taht odasına girdi.
İçerde sadece Mordor, kral ve prenses bulunuyordu. Mike prensesi görünce kalbi hızlansada savaşa gideceği için bunu bir kenara bırakmak için kendini zorladı ve kralın karşısında başını eğdi
"Okuduğunu kitabın bir yararı oldumu asker!?"
Mike Mordor'un kendine asker demesiyle gururlandı çünkü her zaman asker olmak istemişti ve nihayet dileği gerçek olacaktı.
"Evet efendim bayağı bir faydası oldu!"
Mike duygusuzca konuşmuştu ve gerçekten bir asker gibi davranıyordu. Bu durum kral ve Mordor'un mutlu olmasına sebep olmuştu.
"Git zırhını giy, piyadelerin en önünde ve öncü birlik olarak savaşacaksın umarım ölmessin!"
Mike çğu askerin aksine en önde savaşacağı için mutlu bile olmuştu. O tecrübe istiyordu ilerde adının herkes tarafından bilinmesini istiyordu aynı Mordor gibi.
Okuduğu kitapta anlatılan savaşların yarısı Mordor'un yaptığı savaştı ve Mike Mordor'u örnek alıyordu.
Mike son kez başını eğdi ve taht odasından çıkarak odasında bulunan zırhını giydi, kılıcınıda beline astıktan sonra hiç görmediği bir kalkan yatağın üstünde duruyordu.
Kalkanın üstünde bir kurt dişlerini göstererek hırlıyordu. Mike kalkanını aldı ve koluna taktıktan sonra hızla şehirden çıkmak için yola koyuldu.
Şehirde muhteşem bir kalabalık vardı herkes oğluyla, yeğeniyle ve torunuyla vedalaşıyorlardı. Kimi asker ise sevdiği kadından ayrılıyordu.
Mike bir kadının bir askere bir mendil verdiğini görünce bunun ne anlama geldiğini anlamaya çalıştı ama yetersiz kaldı
"O mendili verdiği asker ya kocası ya da sevdiği adam, mendilin anlamı ise ne olursa olsun benim için dön demek"
Mike yanında konuşan prense baktıktan sonra onunda kalkanı olduğunu gördü. Muhtemelen o da piyadale olarak savaşacaktı
"Bu kadar derin anlamı olduğunu tahmin edemezdim"
Prens burukça gülümsedi ve
"Askerlerin sevdiği kadınlar eğer gerçekten seviyorsa mendil verirler ve onun dönmesini isterler. Askerde savaşta bunun bilinciyle inanılmaz bir biçimde savaşır.
Bu bi gelenektir Mike"
Mike başını salladı ve vedalaşan kalabalığa baktı, bu gerçekten büyük bir savaş olacaktı, yoksa kral kimsenin ailesiyle vedalaşmasına izin vermezdi.
Şehir duyguyla dolup taşmıştı her köşe başında birisi gururla ağlıyordu, bunun sebebini ise Mike kitapta okumuştu; Pora krallığı savaşta ölenin direk cennete gideceğine inanıyordu bu yüzden kimse ölenin arkasından üzülmez daha da onu kıskanırlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm Yolu: BAŞLANGIÇ
Historische RomaneHey yabancı hemen gitme gel biraz bekle. Şimdi sana soruyorum; koyde doğmuş bir cocuk ne kadar yükselebilir sence? Ya da şöyle soriyim; devletine ne verebilirsin yabancı ? Iste ben devletime hayatımı adadim ve en yükseğe çıkması için çabaladım hem d...