Aradan hızlıca 3 gün geçmişti. Mike'ta bu zamanda 2 kitap okumuş ve yanında da bir at arabası kitap götürecekti.Sadece kitap okumamış Mordor'dan Urun şehrini yöneteceğini öğrenmişti. Bunu öğrenince arkadaşları ve prensesten ayrılacağı için üzülmüş ama Mordor'un arkadaşlarınında onunla geleceğini söyleyince mutlu olmuştu ama yinede prensesle görüşemeyecekti. Buna da razı olmuştu.
Bunu öğrenir öğrenmez hemen 1000 okçu 500 piyade ve 500 süvari ayarlamıştı. Okçuları fazla almasının sebebi ise Urun şehri yıkılan Shui krallığında bulunuyordu ve şu an krallıklarının en ucunda bulunuyordu. Bu da suç durumunu hem en üste taşımış hem de Shui krallığının diğer yarısını işgal eden Wedsa krallığıyla sınır komşusu oluyorlardı ki Pora henüz Wedsa'yla bir antlaşma yapmamıştı. Sonuçta savaş yeni bitmiş sayılırdı ve daha önce Wedsa krallığıyla sınırları bu kadar yakın olmamıştı.
Mike zırhını kuşanmış, beline kılıcını asmış ve bakışlarını sertleştirmişti. Sonuçta şu andan itibaren küçük bir ordu ve bir şehir yönetecekti ki ünvanı direk dük olmuştu.
Mike herşeyin hazır olduğunu düşündü ve saraydan çıktı. Sarayın önünde 2 bin asker sıralanmış onu bekliyorlardı. Başlarında ise Leo ve prens vardı.
Mike ise ticari anlamda gelişmek için babasını da götürecekti, böylece zırh ve silahını hem kendi yapacak hem de bu işi ticarete dökebilecekti. Hem diğer ülkelere bu silah ve zırhlar satıldığında sattığı krallıkla ticaret antlaşması yapmış olacaklar böylece kendilerine savaş açamayacaklardı. Antlaşma sona erse bile Pora diğer ülkelere savaş açmadıkça diğerleri savaş açamazdı çünkü geçmişten bugüne gelen bir kanundu bu ve eğee bu kanun bir krallık tarafından çığnenirse tüm dünya ona savaş açıyordu ki bu da kimsenin işine gelmezdi.
Mike herkesin hazır olduğunu görünce arkasını döndü ve krala tek dizinin üstünde selam verdi.
"Kalk Mike!
Bir at arabasında altın ve lüks kıyafetler var. Altını şehrin için kullan ama kıyafetleri istediğin gibi kullan. Sonuçta senin bir halkın olacak ve onlara iyi görünmen lazım.
Size güveniyorum umarım güvenimi boşa çıkarmassınız.
Bu arada Mike sana bu mührü veriyorum"
Kral o anda Mike'a yuvarlak ve üstünde sanki saldırmak üzereymiş gibi gözüken kurt şeklindeki altından mührü uzattıktan sonra bağırarak konuştu. Sesini böylece herkes duyuyordu ki zaten alanda çıt çıkmıyordu
"Bu senin mühründür. Bundan sonra bana birşey ileteceğin zaman mührünü bas.
Ve Mike seni bundan sonra Dük ilan ediyor ve sana güveniyorum"
Tüm halk kralın söylediklerini duymuştu tam hepsi alkışlamaya başlayacakları sırada kral gür bir sesle hepaini auaturduktan sonra konuşmaya başladı
"Ve sana ordu ve benim adıma sancak taşıma hakkı veriyorum!"
Tüm halk delicesine alkışlıyordu, ordu ise bağırıyordu
"Çok yaşa dük Mike!!!! Çok yaşa Dük Mike!!!!"
Mike kralın önünde eğilerek selam verdi. Kral ise yanına çağırıp ona sarılırken kulagına fısıldadı
"Sancağını ne istediğini bildiğim için kırmızı arka fona dolunaya doğru uluyan bir beyaz kurt tasviri çizdirdim.
Bu arada prenses içerde ve seninle konuşmak istiyor"
Mike kralın sancağını tam istediği gibi yapmasına sevinmişti ama son söyledikleeiyle utanmış ve geri çekilmişti. Kral ona göz kırparak gülümsedi. Mike'ta saraydan içeri geçti ve hemen taht odasına girdi. Içerde Arina volta atıp duruyordu ve çok tatlı gözüküyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm Yolu: BAŞLANGIÇ
Historical FictionHey yabancı hemen gitme gel biraz bekle. Şimdi sana soruyorum; koyde doğmuş bir cocuk ne kadar yükselebilir sence? Ya da şöyle soriyim; devletine ne verebilirsin yabancı ? Iste ben devletime hayatımı adadim ve en yükseğe çıkması için çabaladım hem d...