Medya: Ediz Çankıran
Banktan kalktım ve etrafa baktım. Parkta Rüzgâr ve benden başka bir tek etrafta el ele dolaşan sevgililerden başka kimse yoktu. Rüzgâr'a 'şimdi boku yedim ' bakışı attım. O da bana ' banane beğendiğini söyleseydin ' bakışı atıp omuz silkti. Evet bakışarak anlaşabiliyoruz. Elime telefonu alarak cevap yazmaya karar verdim . Bende aslında ne yazacağımı bilmiyordum. İçimden geçenleri yazsam bişe olmazdı herhalde.
Hazal: Birden düşündüm de biraz güzel olduğu kanısına vardım.
Gizli Numara: Gülümsemen ve gözlerinin parıldaması öyle demiyor ama. Birazcık beğendiğine emin misin?
Hazal : Aklıma komik bişe geldi de ona güldüm, yani seninle bir ilgisi yok.
Gizli Numara: Peki bakalım öyle olsun bu seferlik kabul ediyorum. Ama beğendiğini sana itiraf ettireceğim.
Hazal: Yaw he he.
Gizli numara: Görüldü
Telefonu kapatmadan saate baktım geç olmuştu. Rüzgâr'a:
- Bence kalkalım, saat geç oldu , dedim.
-Tamam, dedi.
Banktan kalktık. Hava kararmaya başlamıştı sokaklar çok ıssızdı. Köpek havlamalarından başka ses yoktu . Rüzgâr'ın koluna iyice sarındım. Rüzgâr da benim halime gülüyordu. ' Ne var ' dermiş gibi kafamı salladım. Kaşlarını 'bişe yok' dercesine kaldırdı. Bende önüme döndüm. Daha beş dakika geçmeden arkadan sesler gelmeye başladı. Tam arkamı dönüyordum ki Rüzgar sırtıma vurarak ilerlemem için itti. Sesler çoğalmaya başlayınca Rüzgâr'ın itmesine izin vermeden arkama döndüm. İyi ki de arkamı dönmüştüm. Çünkü Rüzgâr'ın tam arkasında elinde bir içki şişesi, yaşları 20'nin sonuna gelmiş , siyah saçlı siyah sakallı tinercilere benzeyen, üstü yırtık pırtık olan , kafasında bir bere olan bir adam gördüm.
Adam fark etmeden hemen arkasına geçtim. Rüzgâr da yanında olmadığımı fark etmiş , yolun ortasında etrafa bakıyordu. Adamda fırsat bu fırsat deyip tam şişeyi Rüzgâr'ın kafasına geçirecekken sırtına bir tekme atıp yere düşmesini sağladım. Ayağa kalkmasını engellemek için iki ayak bileğini ters çevirip elimdeki badanayla bağlayıp yüzüne yumruk atmaya başladım.Son olarak karın boşluğuna bir tekme atıp yere bıraktım. Nefes nefese kalmıştım.Rüzgâr ise bana korkunç bir yüz ifadesi ile bakıyordu. Boksa gittiğimi biliyordu ama bu kadarını beklemiyordu. Sokağın ortasında durmaktan vazgeçip yanıma geldi.Bana bakarak konuşmaya başladı:- İyi ki boksa gitmek için annenden izin istediğinde karşı çıkmamışım. Ama bu benden daha iyi olduğun anlamına gelmez. Görüyor musun bu kasları? Deyip pazılarını sıktı.
Beraber gülmeye başladık. Sonra aynı anda yerde yatan adama bakmaya başladık.Adam bir yandan inliyor , bir yandan da küfür ediyordu. Adamın elinde yüzüğü olduğuna görünce vicdanım baş gösterdi. Kim bilir evde babasının ekmek getirmesini bekleyen aç çocuğu ,ya da her gün dayak yiyen bir kadın veya bir anne vardı. Ambulansı arayıp adresi verdim. Rüzgâra 'hadi yürü ' dercesine bir bakış attım. Kafasını sallayınca yürümeye başladık. Eve varınca Rüzgâr'a "Görüşürüz" deyip kapıyı çaldım. Rüzgâr da " Yarın okulda görüşürüz." deyip evine doğru gitmeye başladı. Onların evi karşı sitedeydi, yakındı yani bize.
Annem kapıyı açınca içeri girdim ve ayakkabılarımı çıkardım. Annem sıkılmış ve bezmiş bir ifadeyle mavi gözleriyle yorgun bir şekilde bana bakıyordu.
-Gittiler mi? Deyince kafasını sallayıp bana sarıldı.Sonra odama gitmeden önce salona girdim , babam elini başına koymuş öyle oturuyordu. Yanına gittim ve sarıldım. Babam geldiğimi anlayınca elini başından çekip saçımı okşadı. Yanağını öpüp "İyi geceler"deyip odama doğru koştum.
Yüzümü yıkayıp, dişimi fırçaladım ve pijamalarımı giyip yatağıma uzandım. Telefon titreyince ayağa kalkıp telefonu çalışma masasından aldım. Yeni bir mesaj vardı. Her zaman ki gibi gizli numaradandı.Zaten başka bana mesaj atan da yoktu . Mesajı açıp okumaya başladım.
Gizli numara: Kendine dikkat etmelisin. Ya sana bişe olsaydı. Ne yapardım ben sensiz yaşayamazdım. Onu da öldüreceğim zaten. Ben sizin arkanızdaydım sana bişe yapsaydı devreye ben girecektim.
Hazal: Sana ne benden sa-na-ne ! Ben ne yapıp yapmayacağımı senden iyi biliyorum.
Diye cevap verip mesaj gelmesini beklemeden alarm kurup telefonu kapattım, masanın üstüne koydum. Kendimi uykunun tatlı kollarına bıraktım.
SABAH
Alarmın çalması ile yataktan kalktım. Neyseki uykum hafifti hemen uyanabiliyordum.
Banyoya gidip yüzümü yıkadım ve aşağıya indim. Nefis kokular geliyordu. Ama ben sabah kahvaltı yapmazdım. Sadece bir şeyler atıştırırdım. Şimdide ağzıma bir iki salatalık koyup çiğnedim. Ekmeğe reçel sürüp onu yiyerek kalktım. Annem ' daha nereye , bak bişe yemezsen zihnin çalışmaz derslere odaklanamazsın' diye nasihatlerini sıralarken ben banyoya koşup dişimi fırçalamıştım bile. Odama gidip siyah kotumu giyip üstümede kırmızı formamı giydim.Saçımı da salık bıraktım. Eyeliner ve lip balm sürdüm. Hazırdım işte, kapının önüne gidip siyah conversimi giydim. Korna sesi gelince çantamı alıp " Ben çıktım" diye bağırıp evden çıkıp kapıyı kapattım, servise koştum en arka dörtlüye oturdum. Servis okula doğru sürmeye başlayınca kulaklığımı taktım ve Camila Cabello- Havana'yı dinlemeye başladım.
On dakika sonra okula gelince servisten indim. Okula girip Rüzgâr'ı aramaya başladım. Derken birine sert bir şekilde çarptım. Yere düşmeden beni yakaladı. Yüzüne baktım bu geçen çarpıştığım çocuktu. Siyah saçlarını dağınık bırakmış, kömür karası gözlerininde muzip pırıltılarla bana bakıyordu. Ayağa kalktım. Ve konuşmaya başladı:
-Yine karşılaştık , baksana kader bizi bir araya getiriyor deyip sırıtmaya başladı.
- Olabilir deyip tam gidecekken kolumdan tuttu.
- Bu arada tanışamadık , ben Ediz senin ismin ne? dedi.
- Hazal deyip yanından yürüyüp sınıfa gitmeye başladım. Rüzgâr'ı görünce bişe demeden :
- Demek kuzenimle tanıştın, dedi.
- O senin kuzenin miydi? deyince başını salladı.
Sınıfa beraber girdik ve sıraya oturduk. Sonra Ediz sınıfa girdi bizi görünce selam verdi ve arkamıza oturdu.
Biri ismimi seslenince arkamı döndüm, seslenen kişi Ediz'di. Bana yanını işaret edip :
- Bir gelir misin , sana bişe söyleyeceğim dedi. Yanına gidip sıraya oturdum. Kulağıma yaklaşmaya başladı, yanaklarım kızardı utanmıştım. Dışardan yanağımı öpüyor gibi duruyordu , ama öpmemişti neyseki. Dedi ki ;
- Çıkışta bir işin yoksa bir yerlere bir şeyler içmeye gidelim mi ? diye sordu.
Sonra telefonumdan mesaj sesi geldi. Koşarak öndeki kendi sırama gittim . Telefonu açtım.
Gizli Numara 'dan 1 mesaj vardı.
Gizli numara : O herif nasıl senin yanağını öpüp nasıl sana dokunabilir , buna nasıl izin verebiliyorsun?
Çoktan yanlış anlaşılmıştı bile.
Merhaba arkadaşlar sizce bu yanlış anlaşılmayı Hazal nasıl açıklayacak ?
![](https://img.wattpad.com/cover/135665286-288-k929953.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizli Numara Mı?
HumorHazal'ın Gizli'ye olan aşkını kendine bir türlü itiraf edememesi, Ulaş'ın Selin yüzünden aşka inanmamasından sonra, ilk görüşte aşık olması, ( Tabii yaptığı şebeklikleri unutmamak lazım.) Rüzgar'ın büyük aşklar nefretle başlar teorisinden nefret e...