22.BÖLÜM

3.4K 174 154
                                    

Yarın sabah :

Rüzgar Hazal'a nasıl anlatacağını düşünürken telefonunun bildirim sesi yükseldi.

Oyuncu: Hiçbir şey yapma. Doğal ol, bir planım var merak etme.

Rüzgar: Tamam, zaten bende nasıl söyleyeceğimi düşünüyordum.

Rüzgar derin bir nefes verdi ve yatağından yavaş hareketlerle ayağa kalktı. Ne söyleyeceğini biliyordu, nasıl davranacağını da ama bir şeyi bilmiyordu. O da Hazal'ın ona nasıl davranacağıydı. Dolabının kapağını açarak formalarını çıkardı ve üzerini değişti. Mutfağa doğru yürüdü, kahvaltı yapmak için sandalyeye oturdu. Birkaç bir şey atıştırdı ve hızla masadan kalktı. Hazal'a yetişmesi gerekiyordu. Dünkü olan olayları yolda giderken anlatacaktı.

Annesine seslendi " Anne ben çıkıyorum. "

"Oğlum dur nereye kahvaltı etmeden?"

"Anne yedim ya birkaç bişeler, okulda da yerim."

Annesi kafasını salladı ve önüne dönüp yaptığı işle uğraşmaya devam etti.

Rüzgar hızlıca  apartmanın merdivenlerinden aşağı indi. Etrafına bakınırken ilerde yavaş adımlarla yürüyen Hazal'ı gördü. Koşarak ona yetişti ve kolundan tutarak durdu.

"Hazal sana anlatmam gerekenler var, lütfen önce beni dinle sonra yargıla. "

"Neyini dinleyeceğim? Bütün okulun önünde beni öpmeye çalıştığını mı yoksa hiçbir şey demeden okuldan çıkıp gitmeni mi? Hangisini sen seç, tabi sen seçerken ben burdan gitmiş olacağım orası ayrı konu, kendi kendine konuşmaya devam edersin."

Hazal kolunu Rüzgar'ın elinden kurtardı. Yürümeye devam edecekken Rüzgar'ın ona bağırmasıyla durdu.

"Gizli... "

"Ne, ne dedin sen?"

"Bunların hepsini bana Gizli yaptırdı. "

"Gizli beni severken neden senden beni öpmeni istesin ki?"

"Çünkü zorundaydı, yapmak zorundaydı."

"Neden, neden?"

" Olayı kendisinden öğrenirsin. Onu bunu boşver de ben kendimi sana nasıl affettirebilirim? Onu söyle "

"Seni affetmeyi düşünmem lazım ."

"Hazal biz seninle kaç yıllık arkadaşız, bunun için bana küsecek misin? Hemde ben bunu yapmak zorundayken."

"Tamam seni affediyorum, ama bir şartla. "

"Nedir şartın?"

Hazal sinsice gülümsedi ve  elini birbirine sürttü.

"Rüzgar affettirmek için kendini feda edecek misin? "

"Evet, ne istersen söyle yapacağım. "

"Tamam o zaman bu hafta sonu zaten ben sana mesaj atarım."

Arkadaşlık böyle bir şeydi işte. Nolursa olsun her zaman ne yaparlarsa yapsınlar birbirlerini affederlerdi. Ama tabi illaki bir şart koşmazlarla olmazdı, yoksa direk affedip birbirlerine sarılsalar ne anlamı kalırdı ki onlara göre barışmanın. Önce biraz naz olacaktı ki işin eğlencesi olsun.

Yolda yan yana yürürlerken Hazal Rüzgar'a naptıracağını düşünürken,  Rüzgar ise ona gizlinin yaptırdığını söylemekle iyi mi yoksa kötü mü yaptığını düşünüyordu.

Gizli Numara Mı?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin