19.BÖLÜM

3.3K 193 248
                                    

Biz Güneş'in dediklerine gülerken Ulaş ise kafasını dönmüş bize trip atıyordu. Ama napalım kim inanıyordu ki o kızın Ulaş'a yüz verip sevgili olabileceğine? Üçümüzde inanmıyorduk, ama eğer gerçekten aşık olduysa yapabilirdi.

"Ee Güneş, sende yok mu bişeler?"

"Yok valla, olmasında zaten."

"Olamaz ki zaten. " Rüzgar'ın sesiyle Güneş ile beraber ona döndük. Tek  fark Güneş 'in tek kaşının kalkmış olmasıydı.

"Ne öyle bakıyorsunuz, bu zilliye kimse bakmaz, boşuna havalara girmesin diye söyledim. " Rüzgar'ın böyle demesiyle Güneş'in gözünden bir an kırgınlık geçti ama hemen toparlandı.

"Emin misin,benim taliplilerim senden çok. Hem sen kendine bak önce sanki yüzüne sıçmışlar gibi, hatta sıçmışlar sonra bir daha sıçamamışlar o kadar iğrenç ki kaşın gözün ayrı oynuyor. "

" Bana bakan bir daha bakıyor kızım. Sen böyle söyleyince üzüleceğimi falan mı sandın?"

"Hayır sadece kör olmana şaşırdım.Bokum senden daha çok dikkat çekici. "

"İyi seninle bir iddiaya girelim. Şimdi burdan benim seçtiğim birinden yemek sözü alırsan eğer sen kazanırsın.  Kazanan kaybedenin bir hafta kölesi olacak ama ona göre."

"Tamam kabul ediyorum ama eğer ben kazanırsam sen benim bir hafta kölem olacaksın."

Yine iddiaya girdiler, hiç vazgeçmeyecekler.
Ama bunları izlemek çok eğlenceli oluyor. Ulaş hemen tripli halinden çıktı ve bana döndü. Göz kırptım, o da sırıttı. Çok eğlenceli geçecekti anlaşılan. Onlar birbirine düşmanca bakarken Ulaş konuştu.

"Patlamış mısır yok mu ya? "

İkisi aynı anda "Sus sen bir. " diye seslenince Ulaş iki elini havaya kaldırdı ve suçsuzum ben diyerek sırıtmasına devam etti.

Güneş gözlerini kısarak iğneleyici bir şekilde "Artık seçecek misin birini?" deyince Rüzgar da aynı şekilde "Ne çok meraklı çıktın birini ayartmaya Güneş!" diye cevap verince Ulaş ile aynı anda gözlerimiz büyüdü. Rüzgar ne dediğinin farkında mıydı?

Güneş gözlerini kırpıştırarak Rüzgar 'a baktı  kırgınlıkla ve sinirle gülümsedi.

" Kaybedeceğini biliyor gibisin,seçemediğine göre."

Rüzgar ne dediğinin farkına yeni varmış gibi Güneş'e döndü.

"Pardon ben bir an ne dediğimin farkına varamadım, özür dilerim. "

Güneş etrafa bakarak "Dileme,seç hadi birini."

"Peki,bak şu..."

Rüzgar'ın kaşını kaldırarak gösterdiği yere baktığımızda kaşı piercingli, kolunda dövmeler olan, elinde sigaranın yasak olmasına rağmen sigara ve kaslı bir çocuğun oturarak arkadaşlarıyla soğuk bir şekilde konuştuğunu gördük.

Rüzgar yüzüne kazanacağını belli eden bir gülümsemeyle Güneş'e baktı.

Derken telefonuma bir mesaj geldi. Hemen cebimden telefonu çıkarıp mesaj bölümüne girdim.

Gizli Numara :Ordan çıkın hemen.

Gizli Numara: Çok vaktimiz yok.

Hazal: Neden noldu?

Gizli Numara: Bana güveniyor musun?

Hazal: Evet, sana güveniyorum.

Gizli Numara: O zaman dediğimi yap,çabuk ol.

Gizli Numara Mı?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin