20.BÖLÜM

2.9K 171 90
                                    

Alarm çalınca esneyerek yataktan kalktım ve bazı şeyleri düşünmeye başladım . Ama ben hayatımı falan düşünmüyordum. Sadece sabah kahvaltıda ne yesem onu düşünüyordum. Yemek önemliydi! (Burdan Emel'e saygılar iyi bilir bu konuları hehe.)

Etrafa bakarken penceremin üstünde pembe yapışkanlı kağıda özenle yazılmış yazıyla yazılan bir not gördüm. Gözlerimi kısarak okumaya çalıştım ama tabiki okuyamadım. Üşenerek yataktan kalktım ve notu almak için pencereye doğru yürüdüm. Sabah üstümde ayrı bir üşengeçlik oluyordu. Birde sabah sabah okula gidersem eğer! Notu pencereden çıkardım ve okumak için yatağa oturdum.

Düşündüğün kişi olamam ama olduğum kişiyi düşündürebilirim.

Ve ayrıca,

Çok düşünme ki düşünemeyeceğin kişi olabileyim ;)

Gizli Numara

Kafam karışık bir şekilde notu iki defa okudum. Bunlar ne anlama geliyordu? Zeki bir kız olabilirdim,ama hiçbir zaman bilmeceleri çözemezdim. Ve o an bir karar aldım evet gizli numarayı merak ediyordum ama kendisi zaten bir gün söyleyecekti. Niye bu konuları düşünüp aklımı yoracaktım ki! Hayatı akışına bırakmazsan eğlenceyi çoğu zaman tadamazdın bana göre. Şimdi böyle yapmak en iyisiydi.

Düşüncelerime ara verip saate baktım, hızlı olmam gerekiyordu.Hazırlanıp formamı giydim, saçımı açık bıraktım, eyeliner sürdüm ve çantamı hazırladım.

Hemen bir şeyler atıştırmak için kahvaltıya indim. Okula geç kalıyordum, hemen birkaç tane salatalık attım ağzıma, birde bir lokma çilek reçeli. Belki Ulaş'a tost ısmarlattırabilirdim.

Ayakkabımı giydim, çantamı sırtıma taktım ve merdivenlerden aşağı indim. Kıl payı yetişmiştim servise, şöför amca tam  kornayı çalıyordu ki beni gördü ve elini çekti. Servise bindim arkalarda cam tarafına oturdum. Yolu izlemeye başladım, ben yolu izlerken zamanın nasıl geçtiğini anlayamadan okula varmıştım. Servisten aşağı indim, okulun içine girdim. Ulaş'ı görünce yanına doğru yürüdüm. Her zamanki gibi kantinde oturuyordu.

"Ulaş en sevdiğim kankam, bana tost ısmarlayan, bana meyve suyu alan,çikolata alan, en yakışıklı kankam napıyorsun? "

"Yine kahvaltı yapmadın mı? "

Kaşımı yukarı  kaldırarak "Hayır yapmadım en sevdiğim kankacığım." dedim.

Tabi Ulaş başladı konuşmaya "Ya kanka benim hiç param yok biliyor musun ya, hemen bitiriyorum, zaten ben fakir bir çocuğum anam hasta, babam yasta kardeşim desen o da yok, okula her gün yırtık çorapla, kopmuş ayakkabıyla geliyorum. Çantam bile poşet bak görüyor musun? Ağzım bile kokuyor bak valla kokuyor, niye öyle bakıyorsun, inanmıyor musun? Gel istersen kokla,daha dün sarımsak yedim."

"Ya Ulaş iğrençsin, tamam tamam alma senden bişe istemiyorum Rüzgar'a söylerim bende,o bana alır. Bende belki bazı yardımlarda bulunabilirim diyecektim ama neyse." dedim.

Ulaş böyle deyince yerinde dikleşti. Heyecanla  " Ne gibi yardımlar? Esila'yla mı konuşacaksın yoksa?  O da beni mi sevecek? Para senin köpeğin olsun kankacığım. Sen ne istersin onu söyle en sevdiğim kankam." deyip beni  yanına çekti.

"Hani sen bana hiçbir şey  alamayacak kadar fakirdin? Ne oldu birden bire  piyango mı çıktı sana  zengin oldun?"

"Yok yok, tamda bende sana onu söyleyecektim, artık ben zenginim dedem daha geçen gün ölmüş. Bana da mirası kalmış. "

"Kesin öyledir Ulaş,kesin. Hadi sen benim dediklerimi al, ben belki Esila'yla konuşurum."

"Ne istiyorsun? "

Gizli Numara Mı?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin