Biliyor musun neyi farkettim bugün? Sana hep üzücü anılarından bahsettiğimi fark ettim.. Bugün iyi bir şey yazmak istiyorum aslında ama olmuyor.. Çünkü her gün çektiğin acıları bile doğru düzgün sana anlatamazken birden iyi anılarına geçemiyorum değerlim.. Sessiz bir şekilde her gün eve gelip yemek hazırlıyorsun kendine. Yemek dediğim karnını doyurucak bir şeyler işte ne olduğu senin için o kadar önemli değil. Çünkü ne yersen ye bir zevk almıyorsun ya da tat.. Sadece yiyorsun işte.. Bazıları vardır hani yemek için yaşarlar. Sen onlardan değilsin yaşamak için yiyorsun sadece.. Oturuyorsun masaya sessizce yiyorsun. Yavaş yavaş ağzına alıyorsun ve yutuyorsun lokmaları her zaman ki gibi. Hiç konuşma olmadan geçiyor yemek. Çünkü kimse yok ki yanında tek yiyorsun yemeğini. Ha pardon kafanın içindeki sesleri saymazsak tamamen sessiz. Sonra bir şey oluyor kaşığı bırakıyorsun masanın üstüne..
Ne mi oluyor? Bir ara hep birlikte yemek yediğin insanların, tuzu uzat diyen birinin, ya da yemek hazır demesine rağmen tabakları unutmuşum, bardakları ve tencereyi de unutmuş diyen birinin varlığının olmaması geliyor aklına.. Sıcak bir sürü bedenin varlığının ısıttığı ev yerine soğuk bir evin varlığı geliyor aklına.. Ve çarpıyor bütün gerçekler yüzüne tıpkı bir tokat gibi.. Yine de anılarının olması dudağının bir kısmının yukarı doğru kıvrılmasına neden oluyor. Buruk bir gülümseme var yüzünde.. Tekrar eline alıyorsun kaşığı ve bir lokma daha alıyorsun ağzına. Titreyen ellerinle ve çiğnerken gözünden kaçan bir damla yaşla birlikte zorlukla yutuyorsun lokmayı.. Boğazındaki düğümlerle.. "İplerdeki düğümler bir şekilde çözülür asıl mesele boğazdakiler.." diye okuduğum bir söz geliyor aklıma ve sen de sanki bu sözü tasdiklercesine öyle bir yutkunuyorsun ki yine kelimeler kifayetsiz kalıyor.. Sonra derin bir iç çekiyorsun.. Bu öyle bir iç çekiş ki bir şey söyleyesi gelmez bu sesi duyanın. Gelemez de zaten her şeyi anlatıyor bu iç çekiş çünkü..
Sen öyle bir şeysin ki değerlim, o kadar duygu yüklüsün ki sessizliğinle o kadar çok şey anlatıyorsun ki seni anlamamak elde değil.. Sen kendini duygularla dolu bir okyanus içindeki balık olarak olarak görüyorsun. Okyanus senin hayatın, su senin hayatın ama dikkat etmemiz gereken bir nokta var ki sen kendi gözünde bir tatlı su balığısın ve her an ölümünü bekliyorsun. (Çünkü okyanus yani tuzlu su, tatlı su balıklarının ölmesine neden olur.) Oysa sen okyanussun ve ben.. Ben ise senin bunun farkına varmanı sağlamaya çalışan biriyim işte.. Okyanusun içinde kaybolmak yerine belki de sadece sana karışmak isteyen biriyim.. Senin okyanusunun sularının bir okyanus olmana rağmen üst taraflarında bulunan onlarca çöp yığınını seninle birlikte temizlemeye çalışan ama diplerine indikçe eşsiz güzelliğini gören biriyim sadece.. Bu güzelliğini herkes görsün istiyorum bir yandan da istemiyorum aslında.
İstemememin nedeni kıskançlık değil sadece korkuyorum. Etrafındaki herkes bir ateş gibi çünkü.. "Okyanustum hani neden korkuyorsun etrafımdaki ateşlerden öyleyse?" dediğini duyar gibiyim. Asıl sorun da bu ya senin okyanus olman.. Ateşi ya da ateşleri söndürebileceğin gibi ateşin daha da harlanmasına neden olabilirsin.. Ve daha okyanus olduğunu yeni anlayan ürkek sen ya onları harlarsan diye korkuyorum.. Buhar olup gitmenden korkmuyorum yine su olup dönersin sen biliyorum. Ama bir yara izi daha açılmasından korkuyorum..
Sırtındaki izleri anlatmayı bitirip güzel anılar oluşturmak isterken,
tek tek yararlarını sarmak ve yara izlerinden nefret etmeni engellemek, onların senin mükemmeliğinin bir parçası olduğunu söylemek isterken,
bir yara izi daha eklenmesini istemediğim için korkuyorum.. Ama yine de her şeye rağmen güzelliğini görmelerini istiyorum.. Seni.. derinlerindeki asıl seni farkedemedikleri için suratlarının alacağı şekli tahmin edebiliyorum. Ama öyle bir an gerçekleştiğinde bile onların tepkileri değil ki benim umursadığım... Sadece senin onların gözlerine baktığında, onların pişmanlıkla kaplı hallerini gördüğündeki tepkin umrumda olan.. Umrumda olan sensin değerlim...
Umrumda olan sensin...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sana Seni Anlatsam Beni Dinler Misin?..✔
Non-FictionNeler hissettiğini biliyorum... Seni tanımasam da sen beni tanımasan da...