Yapma! Artık yapma.. Önce bütün sevgini birine verip ardından vazgeçme.. Biliyorum korkuyorsun. Ne hissedeceğini ne yapacağını bilemiyorsun. Ama yapma işte. Çünkü sonunda hep pişman oluyorsun.
Önce birden bitiriyorsun her şeyi. Boşveriyorsun.. Yalnız kalmak istiyorsun. Sevgiye ihtiyacın olmadığını düşünüyorsun. Bunu yapmadan bir gün önce gayet mutluyken, bir gün sonra sorguluyorsun kendini. Ve dün ne kadar mutluysan o kadar berbat hissediyorsun sorgulayınca ortaya çıkan cevaplara karşın. Önce kalbini bir el sıkıyor. Sonra kararıyor gözlerin. Hiç kimseyi görmüyor o an sahip olduğun iki cam parçası.. Sadece soğuk ve duygusuz bir şekilde bakmaya devam ediyor. Ve bir robot gibi sadece karşındakini kırıp kalbini parçalamaya konumlandırıyorsun kendini. Bu his gelmeden önce sen de hissediyorsun. Kalbin çırpınıyor. Yapmaman için uyarıyor seni. Ama yapıyorsun işte her seferinde. Onu dinlemeyip yakıp yıkıyorsun ortalığı. O his gidiyor bir süre sonra ve sen yine anadan doğma bir çıplaklıkla kalıyorsun tek başına. Demiştim ya yakıp yıkıyorsun ortalığı diye. En çok kendin kavruluyorsun. Bunu biliyorsun değil mi?
Ama seni suçlamıyorum, suçlayamıyorum. Sen de haklısın çünkü. İnsanların bir ileri bir geri hareket etmeleri, önce yakın davranıp sonra terketmeleri, iki türlü oynamaları ve onlara bir zamanlar yaptığın yardımların hüsranla bitmesi... Bütün bunlar mahfetti seni. Ve sen özellikle onlara yardım etmeye çalışırken yok ettin benliğini. Onların sorunlarına çözüm aramaya çalışırken yok ettin.
Ya da..
Öyle sanıyorsun?..
Benliğinin her zaman içinde bir yerlerde olduğunu biliyorsun değil mi? Asla yok edemezsin ve yok edemezler onu! Şunu düşün. Çektiğin acıları unutabiliyor musun? Bir süre sonra geçer diyorlar. Evet hafifliyor ama sen o acıyı unutuyor musun yoksa içinde daha derin bir yerlere mi gömüyorsun? Ben de öyle tahmin etmiştim. Her zaman ki gibi içine görmüyorsun. Kimse görmesin diye de en diplere...
İnsanların dengesizlikleri seni de dengesizleştirdi ve dengesizleştiriyor da... Onların çektiği acıların(!) gelip geçici olmasına rağmen ve bazı acıların o kadar saçma, büyütülmemesi gerektiğini bilmene rağmen yine de anlayışla karşılıyordun onları. Dinliyordun, uğraşıyordun... Bir neden ya da sana bir faydasının olması umrunda değildi yapıyordun sen... Ama eve gelip hep bir köşeye çekildiğinde "Onların o acı olarak düşündüğü şeyler en büyük acıları o olur umarım..." diye düşünmeden edemiyorsun sen biliyorum. Tıpkı senin kadar acı çekselerdi kaldıramayacaklarını düşündüğün gibi.. Peki ne tür acılar gerçekten acıdır sana göre? Bahsetmeli miyim biraz?..
Örneğin her gün eve adım attığında bir ses yoksa ya da varlıklarıyla yoklukları bir olan insanlarla yaşıyorsan o evde...
Sevdiğin insanların seni azarlama seslerinin yokluğunu bile özlüyorsan...
Sırtına her seferinde bir delik daha açılıyorsa..
Artık neden yaşadığını sorgulatıyorsa hayat...
Değer verecek kimsen kalmadıysa...
Kendini tanıyamıyorsan artık...
Etrafındaki insanları boşlamandan da önemlisi kendini boşladığını farkettiysen...
Evine bir ekmek bile alamıyorsan...
Çocukların senden utanıyorsa...
İşte gerçek acı bunlar demek sana göre...
Verdiğin değeri haketmeyen insanlar için ağlamak da bir acı ama ya bunlar ne öyleyse? Gerçek acı senin gözünde bunlar. İşte o yüzden boş geliyor bazı acılar sana...
Şimdi asıl konumuza dönelim. Acı çekmeyi sevmiyorsun biliyorum. Çektirmeyi de sevmiyorsun ama insanların senin ruh halini de tıpkı kendileri gibi dengesizleştirmesi sonucu gözüne bir perde iniyor.
Ama bu sefer yapmıycaksın. Bu sefer karşındakinin duygularını umursamayıp onu parçalamıycaksın. Çünkü sen böyle biri değilsin!.. Çünkü çıkarttığın fırtına sonrası sessizlikte, yaptıkların için çektiğin vicdan azabını biliyorum. Şimdi düşünmeni istiyorum. Sinirle kalkıp yok ettiğinde hissettiklerini... Derin bir nefes al ve hisset..
İğrenç hissettin değil mi? Kendini suçladığın anlar, "Ne yaptım ben böyle?!" diye içine attığın çığlıklar... Bu sahne tanıdık geldi mi? O yüzden yapma. Acı vermekten çok sen acı çekiyorsun.
Yapma...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sana Seni Anlatsam Beni Dinler Misin?..✔
Non-FictionNeler hissettiğini biliyorum... Seni tanımasam da sen beni tanımasan da...