Hayat çok kısa... O kadar kısa ki bir kaç saniye ya da bir kaç dakika sonra neler olacağını, nelerin değişeceğini kimse bilmiyor. Hayatımız zaman denilen bir kavrama bağlı. Peki hayatımız bu zaman denilen kavrama bağlı iken zamanı kullanamamıza ne demeli? Bir şeyleri yapmaktan kaçmak için kullandığın "yarın" ile ilgili cümleleri düşün. Şimdiye kadar bir şeyleri yapmaktan kaçındığın zamanlarda kurduğun yarın cümlelerini. O işleri erteledin ve hep son anlar da ölümüne bir mücadeleyle gerçekleştirdin. Bu mücadele de hep yaptığın işlere ya da yaptıranlara sitem edip durdun. Şimdi açık konuşalım. Gerçekten o işler zor muydu yoksa sen mi kendi kendini zora soktun? Ne kadar çok iş verdiklerini sormuyorum sana. Çünkü önemli olan ne kadar zaman verdikleri ve senin bu zamanı nasıl kullandığın...
Zaman denilen kavramın hayatını nasıl etkilediğinden, nasıl etkilendiğimizden bahsetmeye çalışıyorum sana. Son güne ertelediğin işleri yapmamak için bulduğun bahaneler ne kazandırdı? Bunu anlatmaya çalışıyorum. Zamanı kullanmayı bilmezsen her zaman bir şeyler kaybedeceğinden, ruhsal anlamda da iyice yıpranacağından ve suçsuz insanları suçlama mekanizması oluşturup sitem edeceğini söylüyorum. Zaman denilen bu iki heceli kavram, bir gün için 24 saat vaat etse bile, bu bir günde ki 24 saatin senin kullanımına göre değişebileceğinden, bu 24 saatin bir kaç güne bedel olup içine bir kaç günü sığdırabileceğinden bahsediyorum.
Zaman ile yaptıkların seni sana anlatır. Eğer kendini anlamak istiyorsan biraz, zamanı nasıl kullandığına bak. Kendinle ilgili bazı noktaları göreceksin. Doğru ya da yanlış... Ama bir şeyler göreceksin.
Zaman; geçmiş, şu an ve gelecek arasına kurulmuş bir köprüdür. Ve sen o köprüden her geçişinde bir şeyler toplayacaksın. Ne mi toplayacaksın? Anılar toplayacaksın... Köprüde durup geriye baktığında "geçmiş" anılarını... Ve "şu an" olan yerde durduğunda ise; geçmişte bir anı ya da senin için gelecekteki bir hayatın başlangıcının temelini oluşturan bir noktada duracaksın... Öyleyse şu an şu saatte o köprüyü güzel bir şekilde doldur. Zaman köprüsünde bir şeyleri ertelemek için sığındığın boş şeyler yerine dolu şeyler bul kendine.
Her şeyden de önemlisi gece yatağa girince şunu yap. Avucunu aç. Avucun senin bir gün boyunca yaptıklarınla doluyor diye düşün. Ve sonra avucuna bak. Bugün gerçekten sana yararı olan ne öğrendin? Sana ne kazandırdı? Kendine ne kattın bugün? Elindeki diğer yararsız şeyleri atınca geriye ne kaldı? Gerçekten ne kaldı? Bunu düşün. Şu ana kadar bunu hiç düşünmediysen bile bundan sonra düşün. Senin günlüğün ya da ajandan, birincisi zihnin ikincisi avucun olsun. Tabii ki yine gerçek günlük kullanabilirsin istiyorsan. Ama bu söylediğim şeyler de diğer bir yol göstericin, bir yöntemin olsun.
Yöntem diyorum ama bu söylediğim yöntemler seninle ilgili oldu farkında mısın? Senin avucun, senin zihnin... Yani demem o ki yine kendi yöntemin sen oldun. Başka birine ihtiyaç duymadan...
Öyleyse kendine iyi bak, değerlim. Bu gece avucunda neler kaldı bir düşün...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sana Seni Anlatsam Beni Dinler Misin?..✔
Non-FictionNeler hissettiğini biliyorum... Seni tanımasam da sen beni tanımasan da...