Yazardan ufak not: Bölüm geç geldiği için üzgünüm. Rahatsızdım ve yazamadım. İlk başlara göre yorumlar az gelmeye başladı. Birkaç yerde duygularınızı ifade etseniz gerçekten çok mutlu olurum.
KEYİFLİ OKUMALAR.
*
Herkesin kendi içinde yıkamadığı duvarları vardır. Kimileri kalın hayallerle örülmüştür, kimileri gözyaşından ibarettir.
Pedalı bir kere daha çevirdiğimde boş sokakta duvarlara vuran rüzgardan aldığım cesaretle kollarımı yavaşça kaldırdım. Şiddetli rüzgardan savrulan saçımdaki toka özgürlüğüne kavuşurken saçlarım birbirinden ayrılıp kenarlara dağıldılar.
Boş sokak tıpkı düşüncelerim gibiydi. Fazla boş bir o kadar da gürültülü.
Yana ayrılan kollarımı yukarıya doğru kaldırıp çevirmeyi bıraktığım pedalların üzerinde yavaşça yükseldim. Annem şu an yaptığımı görse kalp krizinden ölebilirdi.
Etrafta bulunan birkaç insanın yüzünde endişeyle bana bakması artık rahatsız edici gelmiyordu. Yere dağılan yaprakların üzerinden geçtikçe gelen hışırtı sesleri hoşuma gitmeye başlamıştı. Tüm yeşillik sırasını yavaş yavaş turuncuya verirken vücudumu yalayıp yutan ılık rüzgar da günden güne soğumaya başlamıştı.
Pedallardan çekmediğim ayağımı sağa doğru çevirdim. Kalabalık caddeye giden yol insanları birden önüme sermeye başlamıştı. Omuzlarımdan düşen çantamı düzeltirken tek elimde direksiyonu tuttum. Kimseye zarar vermek istemiyordum.
Yaprakların varlığı insanlara yaklaştıkça azalmaya başlamıştı. Frene basan parmaklarımı ayırmadan yavaşça yolun kenarına geçtim. Okul çıkışı olduğu için tüm öğrenciler eve gitmenin derdine düşmüştü.
Kulağımdaki varlığını unuttuğum kulaklıklarımdan farklı bir ses yükselmeye başlamıştı. Kaşlarımı hafif çatıp ilerideki kuru ağaçlara doğru sürmeye devam ettim. İnsanların arasından dikkatlice geçip kalın gövdeli bir ağacın önünde durup tek ayağımı yere dayadım. Elimi sıcak cebime soktuğumda üşüdüğümü fark etmiştim. Metal telefon üşüyen parmaklarımı acıtırken çıkarıp ekrandaki isme baktım.
Arayan babamdı.
"Efendim baba."
"Katherina neredesin?"
"Eve geliyorum sahildeyim." Bakışlarımı sağa doğru çevirip dalgalarını savuran denize baktım.
"Bekliyoruz hemen gel."
"Bir şey mi oldu baba?"
"Gel tatlım bekliyoruz." Kısılan gözlerimi suratıma kapanan telefona çevirdim. Bir şey olduğu belliydi. Telefonu cebime yerleştirirken kulaklığı boynumdan çektim. Karma karışık dolayıp cebime koydum. Ayaklarım tekrar pedala değdiğinde yerden yükselip koltuğa oturdum. Sıyrılan eteğimi bacaklarıma sıkıştırıp pedalları çevirmeye başladım. Etekle bisiklete binmek gerçekten zordu.
Hızla eve doğru ilerlerken aklıma gelen her türlü kötülüğü es geçmeye çalışsam da bin bir türlü kötülük gözümün önüne gelmeye başlamıştı.
Evimizin olduğu mahalleye girdiğimde telefonum cebimde yeniden titremeye başladı. Sola döndüğümde ev görüş alanıma girmişti. Babam elindeki valizleri arabaya yerleştiriyordu. Kapıya denk gelen ağaçlardan annemi göremiyordum. Boş sokakta pedalları hızlıca çevirip arabaya doğru ilerledim. Arabanın yanına geldiğimde aniden frene basıp tek ayağım diğerin yanına geçirdim. Çıkan sesten korkan babam elindekileri bırakıp bagajın arkasından kafasını uzattığında kaşları çatılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KATH
Mystery / Thriller"Seni duyabiliyorum. Sen beni anlamasan da senin içini okuyabiliyorum. Ben çok farklıyım. Benden uzak dur. Bu kitaplardan da..." Ne demek istediğini anlamaya çalıştı bir süre. Ölecekti, ölüm kitapların içinde ve o okumaya devam ettikçe onun gibi...