My Teacher ᴶᴶᴷ

4

"Bay Jeon? Bakar mısınız?"

Yanımda oturan Nayong elini kaldırdığında Bay Jeon'un bakışları bizden tarafı dönmüştü. Buraya doğru ilerlediğinde bakışlarımı camdan dışarıya çevirdim. Rüzgâr esiyordu. Şu an dışarda olup rüzgârı hissetmeyi gerçekten isterdim.

Tanrı sesimi duymuş olmalıydı ki saniyelerin ardından çalan zil hiç bu kadar güzel gelmemişti kulağıma.

Sınıftakiler ayaklanmaya başladığında ben de sıramdan kalkmıştım. Dışarı çıkmak, Kimya dersinin verdiği huzursuzluktan kurtulmak istiyordum.

"Herkes çıksın. Kim Sujin, sen kalıyorsun."

Bay Jeon'un sesini duyduğumda kaşlarım çatılırken adım atmayı bırakmıştım. Bunu sadece ben değil birkaç kişi daha garipsemişti ki dönüp benden tarafı bakmışlardı.

Gözlerim Nayong'la kesiştiğinde yüzünde imalı bir sırıtış olduğunu görmüştüm. Göz kırpıp arkasını dönerek ilerlemeye başladığında kaşlarımı çattım. Dayar arıyorum diye haykırıyordu resmen.

Herkes dışarı çıktığında birkaç adım atıp yanına yaklaştım. Ne olmuştu kim bilir.

"Sizi dinliyorum hocam?"

Ellerini cebine sokup kalçasını masaya yaslarken ciddi ifadesiyle yüzüme bakıyordu. Kaşlarının çatık olduğundan artık bahsetmeyeceğim. Çünkü bana hiçbir saman normal bir şekilde bakmayacaktı..

"Yarın dersimiz saat 10.00'da başlayacak ve 16.00'da bitecek haberin olsun."

Yarın? Dersimiz derken? Hangi ders? Ne dersi?

Aklıma gelen konuşmayla kaşlarım yay gibi esnerken dudaklarım yavaşça aralanmıştı. Özel öğretmen Bay Jeon olamazdı değil mi?! Tanrım beni sınıyor musun?!

"Babam, sizi mi tutmuş?"

Ellerini cebinden ayırıp arkasında kalan masanın üzerindeki eşyalarını toplamaya başlarken hiç de istekli olmayan bir şekilde "Öyle." demişti. Neden bu eziyeti hem kendine hem de bana yapacaktı?!

"Hangi dersler?"

"Kimya, fizik ve matematik."

Sanırım kusacağım!

"Ne?!"

Sesimi yükselttiğimde duraksayıp başını benden tarafı çevirmişti. Sadece o değil koridordakilerin de bakışlarının bizden tarafı dönmesine neden olmuştum.

"Her neyse. Yarın ilk dersimizde her şeyi ayrıntısıyla konuşuruz.."

Yarın ilk ders? Tanrım mahvoldum ben! Cevap vermemi beklemeden öğretmenler odasına girip kapıyı kapattığında yaptığım tek şey kapanan kapıyı izlemek olmuştu.

Şaka gibi!

Bittim ben! Gerçekten bittim! Kimya ve fizik dedi Tanrım çıldıracağım! Bir halt anlamadığım dersleri neden alacaktım?! Yaktın beni baba!

Ayrıca neden Bay Jeon?! Neden yani?! Park Jimin gibi biri varken neden suratsız Jeon Jungkook?!

Sıfırlanan moralim yüzünden sınıfa geri dönmüştüm. Ben derste 40 dakikayı zor geçiriyordum! 10'dan 4'e kadar nasıl çekecektim bu lanet dersleri?!

"Ne o Sujin? Depresyonda gibisin?"

Yon'un sesini duyduğumda sıraya diktiğim gözlerimi ondan tarafı çevirdim. Ben depresyonda olmayayım da kim olsun? Ne sevdiğim dersler, ne de sevdiğim hoca denk gelmemişti.

"Yarın ölüm haberimi alırsanız şaşırmayın."

İkisinin bana olan garip bakışlarının arasından sessizliği bozan Nayong: "Ne oluyor? Ne konuştunuz ki Bay Jeon'la?" diye sormuştu. Bakışlarım yavaşça ondan tarafı dönerken dudaklarımı büzdüm. Katliam vardı katliam! Katledilecektim!