Gözümden süzülen yaşı hissetmek neden zor olmuştu? Şu an doğru dürüst hiçbir şeyi hissedemiyordum. Başım Bay Jeon'un göğsüne yaslıyken bütün algılarım kapanmış gibiydi. Aldığım koku onun kokusu, duyduğum ses kalbimin çırpınmalarıydı. Başka hiçbir şey yoktu.
"Elinden geleni yaptığını biliyorum.."
Kollarımın iki yanından tutup bedenimi kendinden uzaklaştırdığında ancak gelebilmiştim kendime. Gözlerim normal ifade bulunan yüzünde gezinirken şekilli dudaklarını aralayıp konuşmuştu.
"Bu yüzden kendine haksızlık edip ağlama. Önünde bir sınav daha var. Başaracağına eminim."
Elleri kollarımdan ayrıldığında dudaklarımı birbirine bastırıp tebessüm etmiştim. Elimin tersiyle gözyaşlarımı silerken bakışlarımı yüzünden ayırmadım. Aldığım sonuca rağmen bana hâlâ güvenmesi mutlu etmişti beni..
"Teşekkür ederim Bay Jeon. Size söz veriyorum bir sonraki sınavda her şeyi düzelteceğim."
Hafif bir tebessüm edip başıyla onayladıktan sonra elini kaldırıp kolundaki saate bakmıştı. Daha sonra benden tarafı dönmüştü bakışları.
"Hadi gel, eve bırakayım seni. Baban endişelenebilir."
Cevap vermemi beklemeden önden yürümeye başladığında durup saniyelerce arkasından baktım. Anlayışlılığı, iyi niyeti, saygısı.. ve daha nice güzel şeyler.. O, harika bir insandı. Gerçekten Bay Jeon takdir edilesi biriydi. Onu da Bayan Park gibi gıcık bir tip sanmıştım. Fakat Bay Jeon çok başkaydı. O kadın gibi olması mümkün değildi.
"Niye dikiliyorsun orada?"
Sesiyle kendime geldiğimde hızlı adımlarla ona yaklaştım. Ardından o önümde olmak üzere yürüyüp park halinde olan arabasına ilerlemeye devam ettik. Aslında ben kendim de dönebilirdim. Ona yük olmak istemiyordum. Arabanın etrafından dolanıp sürücü tarafına geçtiğinde başını kaldırıp hareketsiz olan bana baktı.
"Ben kendim gidebilirim, sizi rahatsız etmek istemiyorum."
"Rahatsız etmiyorsun, gel hadi. Burada boş taksi bulman pek mümkün değil."
Dudaklarımı birbirine bastırdıktan sonra başımla onaylamıştım onu. Madem ısrar ediyordu dediğini yapmaktan zarar gelmezdi. Taksi konusunda haklıydı. Bizim arabanın da buraya gelmesini bekleyemezdim.
Ön yolcu koltuğuna oturup ellerimi önümde birleştirirken öylece ellerime bakındım. Nedensizce daralmaya başlamıştım. Bay Jeon'un malum parfümünün kokusu her yerdeydi.
Başımı tereddütle ona çevirip yan profiline baktığımda gelen yutkunma isteğini zorla geriye çevirmiştim. Keskin çene hattı, kaşlarının hizasındaki saçları, yapılı burnu, pembenin en güzel tonundaki dudakları..
Tanrım ben iyi değilim!
Önüme dönüp derin bir nefes aldıktan sonra pencereye yaklaşıp camı biraz indirerek rüzgarın yüzüme çarpmasını sağladım. Gözlerimi kapatmış derin nefesler alıyordum. Ben, gerçekten iyi değildim. Kalbim hiç olmadığından daha hızlıydı. Kalp krizi mi geçiriyordum yoksa?!
"Sen iyi misin?"
Kulağıma dolan sesiyle bakışlarımı ondan tarafı çevirmiştim. İçmeden sarhoş olmak böyle mi hissettiriyordu? Ne cevap vereceğimi bilememiştim.
"Şey, ben.. iyiyim herhalde."
Tuhaf bir şekilde bana baktığında kaşlarımı hafif çatıp önüme döndüm. Ne saçmalıyorum ben? Telefonumun zil sesi etrafa yayıldığında garip ortamı böldüğü için teşekkürlerimi sunmuştum arayan kişiye.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Teacher ᴶᴶᴷ
FanfictionDersimde uyunmasından hoşlanmam öğrenci. Başını kaldır. Hayran kurgu #1 / 20.01.2021 22/01/2018 16/09/2018