Hafta sonunun nasıl geçtiğini hâlâ anlamış değilim. Gerçi benin hafta sonum yoktu ama yine de hızlı geçmişti..
Okulun zili etrafa yayıldığında oturduğum banktan kalkıp yavaşça giriş kapısına doğru ilerledim. Şu sıralar canım sıkılıyordu. Kendimi bir şeylerle oyalanmam gerekliydi. Uyuşuk bir şekilde çıktığım merdivenlerin sonunda koridorda çıktığımda Bay Jeon'la karşılaşmıştım. İstemeden sağa gittiğinde sola, sola gittiğinde sağa gitmiş, sürekli karşısına dikilip ilerlemesine engel olmuştum.
Gerçekten bilerek yapmıyordum. Duraksadığında başımı kaldırıp ona bakma gereksinimi duymuştum. Onun da benim de ilerlememiz gerekiyordu. Çatık kaşlarıyla bana bakarken tepkisiz kalmış, daha sonra konuşmak adına dudaklarımı aralamıştım. Bilerek yaptığımı mı düşünüyordu?
"Ben sağdan gideyim..."
Sağa kayıp mahçup bir şekilde yanından geçtim. Yalnız parfümü adımlarımı yavaşlatmıştı. Sorduğumda markasını söylememişti. Gerçekten güzeldi ve dikkat çekiyordu.
Önüne vardığım sınıfın ilk olarak küçük penceresinden içeriye bakmış, derin bir nefes aldıktan sonra kapı kolunu aşağı indirerek kapıyı açmıştım. İçeri girip sırama doğru ilerlerken henüz adını bile öğrenmediğim gıcık çocuğa baktım. Onunla bile uğraşamayacak haldeydim. Sıraya vardığımda benim bir şey söylememi beklemeden kalkmış yerime geçmem için yol vermişti.
Çattığım kaşlarımla yüzüne kısa bir bakış attım. Yani öyle inatçı bir tipe de benzemiyordu ki. Ne diye böyle yaptığını anlayamıyordum. Oturup arkama yaslandığım sıra bedenini benden tarafı çevirdiğini fark etmiştim.
"Tanışalım mı artık?"
Kollarımı göğsümde bağlayıp başımı sol omzuma doğru çevirip yüzüne baktım. Açıkçası onunla inatlaşarak bir yere varamayacağımın artık farkındaydım. En az benim inadım gibi bir inada sahipti. Bu yüzden teklifi o sunmuşken kabul edecektim.
"Peki..?"
"Ben Hoseok, Jung Hoseok."
Elini uzattığında gözlerimi ellerine indirip saniyelerce eliyle bakıştım. Ardından elimi uzatıp ince ve uzun parmaklara sahip olan elini tuttum.
"Kim Sujin ben de."
Gülümseyip başıyla onaylarken elimi elinden ayırıp önüme döndüm. Uykumun olduğunu hissediyordum. Göz kapaklarımdaki ağırlık giderek artıyordu. Mantık dersini de sevmiyordum zaten.
Mantık dersi fazla mantıksızdı. Benim için mantıksız olan bir dersi de dinlemek mantıklı değildi haliyle.
Kollarımı masanın üzerine yasladıktan sonra başımı da kollarımın üzerine yasladım. Yüzüm pencereye doğru bakarken gözlerimi kapattım. Biraz uyusam zarar etmezdim.
Ne kadar zaman geçmişti bilmiyorum fakat gözümün önüne gelen gölgeyi garip bir şekilde algıladığımda gözlerimi yavaşça araladım. Güneşin içeri sızan ışınlarını biri eliyle engelliyordu.
Başımı yavaşça kaldırıp elin sahibine baktığımda Taehyung'u görmüştüm. Onun ne işi vardı bu sınıfta? Bir dakika, teneffüs olmalıydı. Hoca sınıfta yoktu.
"Uyandırdım mı?"
Önüme dönüp saçlarımı geriye taradıktan sonra yüzümü avuç içlerimle kapattım. "Önemli değil." diye cevaplarken sesim boğuk çıkmıştı. Uyku sersemiydim. Kırk beş dakikadan fazla olmuştu uyuduğum.
Kolumdan tutup çektiğinde elim yüzümden ayrılmıştı. Başımı çevirip gülümseyen yüzüne baktığımda "Kalk." demişti. Kokumdan çekiştirdiğinden istemsizce kalkmıştım oturduğum yerden. Nereye götürüyordu beni?
Uykulu bedenim arkasından sürüklenirken bir elimi yüzüme götürüp gözlerimi ovmuştum. Kendime gelemiyordum. Kantine uğrayıp bir şişe su alırken öylece izlemiştim onu. Ne yapıyordu bu?
Okulun bahçesine çıktığımızda ilerlemeyi bırakmıştı. Hâliyle ben de yürümeyi bırakmıştım. O, elindeki su şişesini açarken ben de etrafıma bakınıyordum. Banklarda oturan Bay Jeon'u gördüğümde başım sabit kalırken gözlerimi ağır bir şekilde kapatıp açtım. Yanındaki kıza kitaptan bir şeyler anlatıyordu.
Uzaktan da olsa yine çekici gözüküyordu..
Beklemediğim bir anda bir avuç suyun yüzümle buluşmasıyla kendime engel olamayıp bağırarak tepki vermiştim. Taehyung gülerek tekrardan su dolu avucunu yüzüme sürdüğünde geriye çekilebilmiştim. Tanrı aşkına ne yapıyordu bu?!
"Ne yapıyorsun?!"
Tekrar su dolu avucuyla bana yaklaşırken kolundan tutmuştum.
"Uyanabildin mi? Aslında lavaboda yıka diyecektim ama böylesinin daha eğlenceli olacağını düşündüm, yanılmamışım."
Gülerek elindeki şişeyi yere bırakmış, cebindeki mendil paketinden bir tane almıştı. Saçlarımı kulaklarımın arkasına sabitleyip yüzümdeki ıslak yerleri kurularken gülmeye devam ediyordu. Yemin ederim karşımda Taehyung olmasa ve böyle güzel gülümsemese o şişeyi ona yedirirdim. Fakat karşımdaki yürüyen afet Taehyung'du işte..
"Kaçtı mı uykun biraz?"
"Sayende evet."
Zil çaldığında aldırmayıp yüzümü kurulamaya devam etmişti. Yüzündeki gülümseme yavaştan yok olurken eli dudaklarımın sol kenarında asılı kalmıştı. Bakışlarını gözlerime çıkartıp kısa bir an göz göze gelmemizi sağladıktan sonra tekrar dudaklarıma inmişti kahverengi küreleri.
"Herkes içeri!!"
Bay Jeon'un yüksek çıkan sesiyle kendime gelirken bedenimi geriye doğru çektim. Gözlerim bizden tarafı bakan Bay Jeon'u bulduğu gibi gözlerini kaçırıp ters istikamette ilerlemeye başlamıştı. Sanki izlerken yakalanmış gibi kaçıyordu.
Ve de.. kaşları yine çatıktı. Hiç düzelmeyecekti sanırım.
Bakışlarım Taehyung'a döndüğünde beceremesem de hafif bir tebessüm ettim. Garip bir durumun içerisindeydik. "Zil çaldı, derse gecikmeyelim." Bir şey söylemesini beklemeden yanından geçip hızlı adımlarla içeriye doğru ilerlemiştim. Başım düşüncelerimi kaldıramayacak kadar ağırlaşmış gibiydi.
Sınıfın önüne vardığımızda Taehyung'a veda edip derin bir nefes alarak sınıfa girmiştim. Onun yüzünden uykum kaçmıştı. Ve bu da demek oluyordu ki istemeyerek de olsa dersi dinleyecektim.
Hoseok yerime geçmem için yol verdiğinde kısık sesle teşekkür ettim. Her ne kadar tek oturmak istesem de olmuyordu. Alışmak istemiyordum ama zorundaydım.
Neyseki konuştuktan sonra biraz daha iyi hissetmiştim. En azından tartışıp ortamı germeyecektik.Gözlerim pencereyi bulduğunda bir müddet gökyüzünü izledim. Aklımdakileri nasıl dağıtabilirdim?
Çünkü, Bay Jeon.. tuhaf bir şekilde düşüncelerimde geziniyordu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Teacher ᴶᴶᴷ
ФанфикDersimde uyunmasından hoşlanmam öğrenci. Başını kaldır. Hayran kurgu #1 / 20.01.2021 22/01/2018 16/09/2018