8

27.3K 1.9K 948
                                    

Dirseğimi sağ tarafımda kalan komedine yaslamış, çenemi avucumun içine yerleştirmiş bir şekilde yatakta uzanmış olan Bay Jeon'u izliyordum. Hastaneye geldiğimiz gibi onu boş bir odaya almış, serum takmışlardı. Takıldığı andan beri de uyuyordu.

Gözlerim alnından doğru dökülen saçlarından aşağı inmiş, yüzünde turlamaya başlamıştı. Doğruyu söylemek gerekirse Bay Jeon da yakışıklıydı. Keskin yüz hatlarına sahipti.

Bir anlık zihnimde Jimin canlandığında gülümsedim.
Onun o minik kısık gözlerine oranla Bay Jeon'un gözleri daha büyüktü. Burunları da öyle.. Bay Jeon'un elleri ince, uzun ve damarlıyken, Jimin'in elleri küçük ve tombuldu..

O çok başkaydı gözümde, fazla değerliydi..

Derin bir nefes alıp çenemi yasladığım elimi indirip ayaklandım. Neden hâlâ bekliyordum ki? Neyi bekliyordum?

Yavaş bir şekilde ilerleyip odanın ortasına kadar ilerledim. Duraksarken derin bir nefes aldım. Uyanmadan gitsem acaba bir şey olur muydu?

Gidersem hastane odasında tek başına kalacaktı...

Nefesimi kararsız bir şekilde dışarı verirken yataktaki bedene kısa bir bakış attım. Elimi saçlarımın arasından geçirirken arkamı dönüp az önce oturduğum koltuğa doğru ilerledim. Yakını falan olsam beklememin bir anlamı olurdu ama sadece öğrencisiydim. Üstelik pek sevdiği bir öğrencisi olduğumu da sanmıyorum.

Terleyen başı dikkatimi çektiğinde komodinin üzerindeki peçetelerden alıp yüzüne doğru hafifçe eğildim. Şakağından doğru terlerini silerken uyandırmamaya çalışıyordum.

Yumuşacık olan saçlarını alnından uzaklaştırıp geriye taradığımda alnı açılmıştı. Saç modelini değiştirmesi gereken konular vardı. Saçları geriye doğru dururken daha farklı biri oluyordu.

Elimdeki peçeteyi bırakıp ateşinin düşüp düşmediğini kontrol etmek için elimi alnına ardından yanağına hafifçe bastırdım.Yani, düşmüş sanırım..

Gözlerini yavaşça araladığında göz göze gelince elimi hızlıca çekmiştim yanağından. "Ateşinizin düşüp düşmediğini kontrol ediyordum sadece.." dediğimde pek umursamış gibi gözükmemişti.

"Neden hâlâ buradasın?"

Ellerimi önümde birleştirip dudaklarımı birbirine bastırdım. "Sizi öylece bırakıp gitmek içime pek sinmedi." Bir şey söylemeyip sadece gözlerini kırpmıştı.

"Tamam.. sen gidebilirsin artık."

"Peki, geçmiş olsun."

Neden böyle iyilik yapsam da soğuk davranıyordu? Ah, doğru ya! Ben onun sevdiği bir öğrencisi değildim. Ama yine de onu düşünmüştü bu salak öğrenci.

Odadan çıkıp koridor boyunca ilerlemeye başladığımda ellerimi cebime soktum. İki cebimde olan anahtarı çıkardığımda birinin Bay Jeon'un arabasına ait olduğunu fark etmiştim. Az kalsın eve götürecektim adamın anahtarını!

Arkamı dönüp saniyeler önce ayrıldığım odaya geri döndüm. Kapıyı tıklatıp içeri girdiğimde bakışları benden tarafı dönmüştü. Neden geri geldiğimi anlamaya çalışıyor gibiydi.

"Arabanızın anahtarı bende kalmış, onu getirdim."

Elimi kaldırıp anahtarı göstererek komodine doğru ilerledim. Anahtarı üzerine bırakıp bakışlarımı ondan tarafı çevirip hafif bir tebessüm ettim.

"Tekrardan geçmiş olsun Bay Jeon."

Cevap vermeyince gözlerimi kapıdan tarafı çevirip odadan çıkmak adına ilerledim. Tam kapıya varmıştım ki, "Sağ ol, Sujin." dediğini işitmiştim. Duraksayıp arkamı döndüğümde gözlerinin üzerimde olduğunu fark etmiştim.

My Teacher ᴶᴶᴷHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin