2 aydan fazla olduğunu
biliyorum, sabrınız için teşekkür edip beklettiğim için de özür diliyorum. Bu bölüm finalden önceki son bölümdü, bunu da belirtip sizi bölümle başbaşa bırakıyorum^^Keyifli okumalar!
"Senin bu kadar mutlu olmana, ancak senden bir şey almaya niyetlendikleri zaman izin verirler." -Khaled Hosseini, Uçurtma Avcısı
39.Bölüm ✍
21 Aralık 2017
Zaman, her şeyin ilacıdır.
Önceden bu cümleye pek inanmasam da, özellikle bana acı veren şeylerin zamanla geçişine şahit olduğum şu sıralar, artık bu söze inandığımı rahatlıkla söyleyebilirdim.
Deniz'i tanımadan önce hayatımın bir amacı ya da bir anlamı yoktu. Sonu gözükmeyen bir okyanusta sürüklenen başıboş bir yelkenli gibiydim. Deniz hayatıma girmiş, yelkenime rüzgar olmuş, bana bir yön, bir amaç vermişti.
Bir yıl öncesine kadar yaşamayı sadece nefes almaktan ibaret görürken, şimdi aldığım her nefesi Deniz'e borçluymuşum gibi hissediyordum. Bana yaşamayı sevdiren, yüzümü güldüren O'ydu.
Ona sahip olmak beni dünyanın en mutlu insanı yapıyordu ve işte bu da bazen beni korkutuyordu. "Senin bu kadar mutlu olmana, ancak senden bir şey almaya niyetlendikleri zaman izin verirler." diye bir cümle okumuştum bir kitapta. Mutluluğumun bir gün son bulmasından, her şeyin kötüye gitmesinden korkuyordum. Çünkü daha önce hiç bu kadar mutlu olmamıştım; bu kadar mutluluk sanki bana fazlaymış gibi geliyordu.
Düşünüp duruyor, en sonunda bu karamsar ihtimali zihnimden uzaklaştırmaya karar verip, bir şey olmayacağı konusunda kendimi inandırıyordum. Çünkü biliyordum ki mutluluk sorgulanmamalı, sadece tadı çıkartılmalıydı.
Sol tarafıma döndüm ve zihnimdeki düşüncelerden bihaber halde arabayı süren Deniz'in yan profilini izleyip gülümsedim.
Son bir yıl içerisinde hayatımın aldığı yol beni şaşırtıyordu ama bundan şikayetçi değildim. Çünkü bu yolda yanımda Deniz de vardı. Bir yılda beraber neler neler atlatmıştık...
Her şey kafeteryada çarpışmamızla başlamıştı. Ardından beni az daha bir araba tarafından ezilecekken kurtarmış, sonrasındaysa yolumuz sürekli kesişmeye başlamıştı. En ihtiyacım olduğu zamanlarda beni evine almış, benim için fedakârlıklar yapmış, beni hiç olmadığım kadar özel hissettirmişti. Bazı yanlış anlamalar yüzünden bir süre uzak kalsak da, sonra yine birbirimize kavuşmuştuk. Zaten ben kendimi Deniz'siz düşünemiyordum. Ben balıksam, o denizimdi. Yaşamam için onun maviliğine ihtiyacım vardı.
"Deniz..." dedim bir nefes vererek.
"Efendim?" deyip bana kısa bir bakış attı, sonra tekrar yola döndü. Elleri direksiyona kenetlenmiş halde ve yüzündeki ciddi ifadeyle, pürdikkat yola odaklanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Denizin Mavisi
Romance"Deniz ile gökyüzünü ayıran o ince çizgiye astım hayallerimi. Bazen bir rüzgar esti, savurdu düşlerimi. Bazen de yağmur yağdı, damlalar değdi tenime. Umut en güçlü silahımdı. Ben hep bekledim, o hiç gelmeyen gemiyi. Geleceği günün hayaliyle, ne dün...