⭐Denizin Mavisi ⭐

5.3K 491 392
                                    


Öncelikle bölümü geç eklediğim için sizden özür dilerim. Bekleyip sabredenlere de ayrıca minnettarım. Bölümden önce, benim için önemli olduğu için, sizden ricam, aşağıdaki açıklamayı okumanız^^

29 Mayıs 2017...Bugün, benim için özel bir gün. Geçen sene tam bu zamanlarda Denizin Mavisi'ni yayımlamıştım. İlk başlarda birkaç kişiyle başladığım bu yolda beni yalnız bırakmadığınız, giderek arttığınız için teşekkür ederim. Hayatınızda bana ufak da olsa bir yer açtığınız için, hayallerime ortak olduğunuz için, Denizin Mavisi'ne sahip çıktığınız/çıkacağınız için de teşekkür ederim. Şu an bunu okuyan kim varsa, hepinizi ayrı ayrı seviyorum. İyi ki varsınız...

Denizin Mavisi'nin 1.yılına özel bu bölümde, yorumlarınızla beni daha da mutlu edebilirsiniz.

Medyadaki afiş için teşekkür ederim ❤ busra_ari

Keyifli okumalar!

"Sorsan, ikimiz de maviydik; birimiz deniz, birimiz gökyüzü."

29.Bölüm

Doğru insana rastladığınızda etrafınızdaki herkes size yanlış geliyorsa, doğru yoldasınız. Yanlış kişide doğruyu arıyorsanız da geçmiş olsun, yoldan çıktınız. 

Hayatımın şu noktasına kadar kafamdaki doğru insan tanımına uydurabileceğim biri çıkmamıştı karşıma. Bir arayış içerisine girdiğim, sonuçsuz kalıp yine kendi köşeme çekildiğim çok zamanlar olmuştu. Ama artık şunu biliyordum ki, doğru insanı siz aramıyordunuz; o gelip sizi buluyordu: Tüm umutlarımın tükendiği ve inancımın yitip gittiği bir zamanda Deniz'in karşıma çıkıp beni saklandığım o köşede sobelemesi gibi... Bir yerden sonra siz de saklanma gereği duymuyor ve sizi sobeleyen bu ebeye teslim oluyordunuz.

Deniz hiç kuşkusuz ki benim için doğru insandı; bunu tüm hücrelerimle kuvvetli bir şekilde hissedebiliyordum. Zaten kalbim de onun yanındayken bunu tasdik edercesine hızla atıyordu.

Fakat tıpkı iyinin içindeki kötü gibi, bazen doğrunun içinde de yanlışlar olabiliyordu. Ve bunu düşünmem yanlış mıydı bilmiyorum ama bana göre o yanlış, Oğuzhan'dı. Biz onunla bir elma ve armudun yarısı gibiydik; iki yanlış bir doğru edemezdik.

İşte bu yüzdendi çıkmaza çıkan düşüncelerimi kafamın içerisinde tekrar yoluna sokmaya çalışmam...

Oğuzhan'ın çatıda bana söylediği ne varsa ilk andaki gibi muhafaza ediliyordu zihnimde. Dönüp dolaşıp yankılanıyordu kulaklarımda, yalvarır gibi çıkan sesi.

Hani bazen kitap okurken aklınıza bir şey gelir, onu düşünürken okuduğunuz sayfadan hiçbir şey anlayamaz da aynı satırları tekrar tekrar okurdunuz ya,  öyleydim işte. Aynı şeyleri defalarca düşünüyordum, kendime eziyet çektirmek istercesine.

Oğuzhan gittikten sonra bir müddet öylece bankta oturmuş, ardından diğer derse girmekten vazgeçip okuldan çıkmıştım. Zaten sırılsıklam bir haldeydim ve bu şekilde ders dinleyebilmem de mümkün olmayacaktı. Bünyem oldukça zayıftı ve hastalanacağımdan neredeyse emindim ama bunu şu anlık dert etmiyordum. Bir şekilde fiziksel hastalığımı giderebilirdim ama bozulan ruh sağlığımın maalesef ki bir ilacı yoktu. İki arada bir derede kalmak ruhumu yoruyor, beni güçsüz düşürüyordu.

Üzerim hâlâ ıslak olduğu için esen rüzgar içimi titretip daha da üşümeme neden olurken, takırdayan dişlerimi birbirine bastırıp kendimi sıktım. Tek düşündüğüm bir an önce Deniz'in evine varıp ısınmaktı.

Denizin MavisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin