Multimedia: Alan Walker - Faded"Denizde yaşayıp da yüzmesini bilmeyen balık gibi, bu hayata gelmiştim ama yaşamasını bilmiyordum."
3.Bölüm ✍
∆
Yeni öğrendiğimiz bir kelime daha sonra ya kitap okurken, ya da televizyon izlerken veya başka şekilde karşımıza çıkıyordu. Belki o kelimeye algımızın açılmasından kaynaklanıyordu, belki de tevafuktan. Ama karşımda onu görmem kesinlikle tesadüf değildi.
Bu okuldaki ikinci senemdi ama şuana kadar onu hiç görmemiştim. Zaten pek etrafına dikkat eden biri olmamıştım. İnsanlarla ilgilenmediğimden çevreme de pek bakmamıştım. Ama şimdi çarpıştığımızın hemen ertesi günü ona rastlamıştım. Belki de o hep buralardaydı ve ona karşı çakralarımın açılmasından dolayı gözüme yeni yeni batmıştı.
Ne olursa olsun, görmek isteyeceğim son kişiydi. Üstelik onun bana karşı sinirli olduğunu da tahmin edebiliyordum. Bu yüzden o beni görmeden önce arkamı dönüp gitmek için hareketlendim. Ancak geç kalmıştım ve beni görmüştü. Kaşları, beni görür görmez otomatik olarak çatıldığında hâlâ vaktim varken arkamı döndüm ve uzaklaşmak için bir adım attım.
"Hey, sen! Beklesene!"
Arkamdan seslenişini duyduğumda hiç duymamış gibi yapıp daha da hızlandım. Ama bana yetişip de önüme geçtiğinde durmak zorunda kaldım. Tekrar gitmek için sağa doğru bir adım attığımda, o da o tarafa doğru hamle yaptı. Sola geçtiğimde ise yine önüme geçti. Sesli bir nefes verdim. Nereden çıkmıştı şimdi bu?
"Çekil," dedim, başımı eğip ona hiç bakmayarak. Ama o beni dinlemeyip önümde dikilmeye devam etti.
Yere indirdiğim bakışlarımı zeminde dolaştırdım ve istemsizce yerdeki fayansları saydım.
...7...8...9...
"Hani konuşamıyordun sen?" Çatık kaşlarıyla hesap sorar gibi karşımda dikilmesi sinirimi bozmuştu. Neden umursamaz olmayı denemiyordu ki? Biriyle mecburi diyalog kurarken bile kendimi diken üzerinde hissetmem de cabasıydı.
..12...13...14..
"Bana yalan söyledin," dediğinde o görmese bile gözlerimi devirdim.
"Söylemedim."
"Yalan söyledin," dedi harflerin üzerine bir bir basıp kelimeleri vurgulayarak.
"Ben yalan söylemem..." dedim, başımı saymayı bıraktığım fayanslardan kaldırıp kendimi ona bakmaya zorlayarak, "..gerçeklerin kılığını değiştiririm."
"Yalanına uydurduğun bir kılıf mı bu şimdi?" Mavi gözlerini kısarak dik dik bana baktığında gözlerimi kaçırdım. Birinin beni uzun süre süzmesine alışık değildim ve bu beni rahatsız etmişti.
"Pekala, öyle olsun. Yalancıyım. Bir yalancıyla uğraşmak istemezsin öyle değil mi? Şimdi önümden çekilecek misin?" dedim, bir an önce gidebilmek için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Denizin Mavisi
Romance"Deniz ile gökyüzünü ayıran o ince çizgiye astım hayallerimi. Bazen bir rüzgar esti, savurdu düşlerimi. Bazen de yağmur yağdı, damlalar değdi tenime. Umut en güçlü silahımdı. Ben hep bekledim, o hiç gelmeyen gemiyi. Geleceği günün hayaliyle, ne dün...